Bir takvimin hicri yahut miladi oluşu bizim için niçin önemlidir?
Ya da şöyle sormalı hicri yılbaşı, hicri aylar bizim için ne ifade etmeli? Her senemizi, ayımızı, günümüzü miladi takvime göre planlamıyor muyuz zaten?
Cevap açık; Müslümanın ibadet takvimi hicri takvime göre belirlenir. Öyle ya, her şeyin herkesin bir takvimi var ibadetin neden olmasın! Farz olan orucu bırakın nafile oruçlarımızı, namazlarımızı bile hicri takvime göre planlarız biz. Kandilimiz, bayramımız bizi biz yapan ne varsa ona göre belirlenir. Miladi ayları bir çırpıda sayar gibi sayıp bilmeliyiz hicri ayları da. Niçin ocak, şubat bilinir de Muharrem, Safer bilinmez. Halbuki biz bu ayları sadece isim olarak değil hangisinde hangi ibadeti yapmak gerektiğini bir bir sayacak kadar iyi bilmeliyiz.
Şimdilerde bilinçleniyor gibi görünüp tamamen yanlış bilinçlenen bir kitleyle karşı karşıyayız. Muharrem ayına girerken hicri yılbaşı deyip çam ağacı fotoğrafları paylaşanlardan, yılbaşında ‘nar kırma’ adetini hicri yılbaşına uyarlayanlara tamamen şekilci ve ‘onlar ne yapıyorsa aynısı adını değiştirip biz de yapalımcılarla’ dolu bir kitle. Bu kitlenin en büyük özelliği hiçbir şeyden geri kalmamaya duydukları arzu; Mevlid Kandili’ni rafa kaldırıp kutlu doğum haftası ‘etkinliklerinde’ Hristiyanların “Christmas”ına benzeme çabasından sonra merak ediyorum ‘ilk hicri yılbaşı partisi’ ne zaman yapılacak. İçimden bir ses yapıldı da sen duymadın diyor.
Halbuki Muharrem ayı ibadet ayıdır, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e yanma ayıdır. Kerbeladır, susuzluktur bunların yanında ümittir, oruçtur, aşuredir, birliktir.
Peygamberimiz efendimiz Hz. Muhammed (sav) “Ramazan orucundan sonra oruçların en faziletlisi Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra kılınan en faziletli namaz da gece namazıdır.” buyurmuştur. O halde Muharrem ayında ibadet etmek isteyenler, Muharrem’in faziletinden faydalanmak isteyenler Muharrem ayının ilk 10 günü oruç tutsun. Ancak on gün peşpeşe oruç tutmaya güç yetiremeyenler Muharrem’in 8,9 ve 10. günlerini oruçlu geçirsin. Üç güne de güç yetiremeyenler muharremin 9 ve 10’u yahut 10 ve 11’inde oruç tutsun. Burada önemli olan şey muharremin yalnızca onuncu günü oruç tutmamaktır çünkü Yahudiler de bugün oruç tutar onlara benzememek adına bir önceki veya bir sonraki günü de oruçlu olarak geçirmeliyiz. Oruç nefsin en büyük terbiyecisidir bu nedenle ramazan dışında da oruç tutmaya gayret etmeliyiz.
Tabi Muharrem ayı sadece matem ve oruçtan ibaret değil bir de Hz. Nuh’tan bize kalan aşuremiz var. Bereketli bir yıl olsun diye kapıda nar kıracağımıza en büyük tenceremizde yemeye doyulmayacak aşuremizi pişirip eşimize dostumuza komşumuza dağıtmamız gerekir. Birlik ve bereket ancak paylaştıkça çoğalır.
“Her kim aşura gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.”(et-Tergîb ve’l-Terhİb, 2/116)
Bütün Müslümanlar için zulmün sona erdiği, hayırlı bir yıl diliyorum.
Yorumlar