Ne kadar da çabuk geçti zaman, daha yeni 2015’e girmiştik 2016 ne ara geldi diye serzenişlerde bulunduğumuz zaman dilimlerine girmiş bulunmaktayız. Kimi için çok güzel, kimi içinde 2015 olmadı ama 2016 da her şey farklı olacak dedirten bir yıldı. Evlilikler, düğünler, ölümler, yeni doğumlar, ayrılıklarla dolu bir yılı daha geride bıraktık. Eminim ki hepimizin hayatında çok şeyler değişti. Değişmeye de devam edecek.
“Allahım beni yavaşlat. Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir. Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele. Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükûnetini ver. Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür. Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol. Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; Bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret.
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. Hatırlat ki, yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim. Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla. Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır. Beni yavaşlat Allahım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et. Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi:
Allahım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ver.”
Bu yazının milattan 2000 yıl önce Hititlere ait bir duvar yazısı olduğu iddia edilmektedir. Sanki milattan 2000 yıl öncesini değil de bugünü anlatan bir yazı olmuş. Ta o zamanlardan akıl ruh ve beden sağlığının bir bütün olduğu biliniyormuş. Bilim adamları hastalıkların tedavisinde fiziksel tedavinin yanında hastaların psikososyal yönünü yeni yeni konuşmaya başlamışken eski insanlar binlerce yıl önce bunu söylemiş. Ve yazının en sevdiğim kısmı son paragraf. Değişimi ne de güzel anlatmış. Değişimin kabullenmeyle başladığı her kelimede anlatılmamış mı?
O zaman bizde hayatımızda değişmesi gereken şeyleri önce kabul edeceğiz ve bunları 2016 yılına götürmeyeceğiz. Bırakın sağlığınızı ve psikolojinizi olumsuz etkileyen şeyler 2015 de kalsın. Fizyoterapist gözüyle 2016’da yapmak için kendime hedef belirlediğim bir liste hazırladım. Belki size de fikir verir. Değişimi hep birlikte başlatırız. Hadi bir göz atalım.
- 10.000 adım yürümediğim her günü bedenime ve ruhuma en büyük kötülüğü yaptığım gün olarak kabul edeceğim.
- Yapmaktan zevk aldığım ya da alacağım bir spor dalı belirleyip düzenli olarak yapacağım. (Aramızda kalsın ben seçtim bile: Fitness)
- Yaz-Kış ayrımı yapmaksızın her gün en az 2,5 litre su içeceğim.
- Herhangi bir sağlık problemim olduğunda ihmal etmeyerek ama vesveseden de uzak durarak ilgili sağlık profesyoneline danışacağım.
- Düzenli uyku alışkanlığı kazanacak ve yataktan dinlenmiş bir şekilde uyanacağım.
- Her hafta sonuna ailemle yapabileceğim bir aktivite koyacağım. Fiziksel aktivite içeren bir etkinlik olması için özen göstereceğim.
- Sağlığımın çok kıymetli olduğunu, onu kaybettiğimde geride kalanların aslında anlamsızlaştığını hatırlayacak ve ona göre davranacağım.
- Bunları yapmamak için hiçbir bahane üretmeyeceğime, olayı önce beynimde halledeceğime söz veriyorum.
2016 yılı size, ailenize ve tüm sevdiklerinize sağlık, huzur, mutluluk, başarı ve istediğiniz her ne varsa onu getirsin. Keşkelerin olmadığı, iykilerle dolu bir yıl olsun!
Yorumlar