Hepimiz gibi podyumlarda yeni sezona yıla hızlı bir giriş yaptı. Her ülkede bütün gözler podyumlarda, peki podyumlar ne söylüyor ki, bu kadar takipçi toplayabiliyor?
İlk baktığımızda kıyafetlerin rengi, mankenler, her yıl değişen kumaşlar, bunları kim giyer dediğimiz giyimlerden öteye pek göze çarpan bir şey yok gibi geliyor. Ama öyle değil, diyerek başlamak istiyorum söze.
Podyum bize sadece kıyafetleri ve renkleri sunmaz. Yılın kumaşlarını, yılın tarzını, hangi ayakkabıyla hangi elbiseyi giyebileceğimizi, hangi kumaşın üstüne nasıl kumaş tercihi yapılır bunların tamamını kendi üslubuyla anlatır tasarımcılar. Bu ay ilk olarak Valentino İlkbahar-Yaz kreasyonu hakkında bir deşifreyle çıkmak istedim huzura, haydi o zaman ne duruyoruz başlayalım.
Bu yıl Valentino partner olarak yönetilen tasarım koltuğunu tek başına Pierpaolo Piccioli’ye bırakmıştı. Daha önceden yıllarca birçok büyük markada beraber çalıştığı partnerinin Christian Dior’a transfer olmasıyla gözler Valentino defilesindeydi. Herkesin acaba ne olacak dediği podyumun sahibi Piccioli takipçilerini tek kelimeyle, büyüledi. Genel olarak Barok tarzından esinlenmiş, 70 ve 80 dönemi tasarımcısı Zandra Rhodes’tan etkilenen Piccioli, podyuma ilk defa tek başına çıkarken, etkileyici bir imza bıraktı takipçileri için.
Valentino podyumuna baktığımızda ilk göze çarpan uzun, dökümlü, herhangi bir kumaştan olan elbisemizi dolaptan çıkarma zamanının geldiği, ya da dolabımıza renkli maxi boy elbiseler almanın tam zamanı. Hadi gelin koleksiyondaki modellere beraber göz atalım.
Rengiyle Öne Çıkan Tasarımlar
Geçtiğimiz kış sezonunda kendini hafiften gösterip, birkaç parçayla öne çıkarılan ‘zeytuni yeşil veya yağ yeşili’, ilkbahar-yaz sezonunda birçok marka gibi Valentino’nunda tercihi olmuş. Dökümlü kumaştan, desenli, baskın bir şekilde Barok mimarisinden esinlenilerek tasarlanmış kıyafette en dikkat çeken şey ‘ayakkabılar’. Ayakkabıların geçen sezonun sneaker, akımının önüne geçecek rahatlıkta olması gözden kaçmayacak kadar keyifli, anlayacağınız hafiften ‘sandaletlere’ merhaba diyelim bayanlar. Kolların büyük manşetli ve bombeli dokunuşu rahat ama bir o kadar şık olunabileceğinin güzel bir göstergesi olmuş.
Yağ yeşili kendini bir önceki sezondan birkaç parçayla göstermiş olsa da, yılın rengi ‘fuşya’. İlk etapta akla çok çiğ bir renk olarak gelse de, Piccioli, fuşya rengine kendi tasarımıyla ve kumaş seçiminin zarifliğiyle elit bir geçiş yapmayı başarmış gibi duruyor. Oysaki fuşya kullanımı o kadar zor bir renk olmasına rağmen, altına tercih ettiği ayakkabının geri planda duran bordo rengi, fuşya ile kullanılabilecek alternatif renk fikrini de sunmuş. Ama yine de bize sunulan rengin podyumlardan sokağa inip inmeyeceğini yakın zamanda hep beraber göreceğiz.
Tam bir ilkbahar rengi olan kahve alt tonlu pudra rengi, maxi boy, kapalı pliseli elbisenin üzerindeki, hafif silik doğa esintili eskizler elbiseye zarif bir hava katmış. Bu zerafeti desteklemek adına boynundaki kurdela ve küçük kol manşeti ile zarifliği tamamlanmış. Ve yüksek sesle sadece yüksek topuklarla zarif olunacağı tabusunu tamamen kırmış gibi duruyor Piccioli.
Piccioli, podyumda değiştirdiği tarza rağmen, değişmeyen ve değişmeyecek olan bir geleneğe atıfta bulunarak Valentino kırmızısı ile muhteşem bir dokunuş yapmış. Esmer, beyaz veya sarışın fark etmeksizin herkese yakışan Valentino kırmızısının, günlük hayatımıza inişi biraz iddialı da olsa, bu sezon fuşya ile başlayıp, yağ yeşili ile devam eden ve pastel tonların bile hafif hafif parıldamaya başladığını görürken, Valentino kırmızısı iddialı değil de zarif bir kaçamak olarak kalacak gibi.
Bu kıyafetin üzerinde yer yer soluk, bazı yerlerde baskın olarak ön plana çıkan desenler yine doğa temalı. Kolların ve eteklerin plise ile hareketlendirilirken, beden kısmının düz kesim oluşu elbisenin sporluğunu hafif bir akşam şıklığına bırakmış.
Yani bahar tüm canlılığıyla herkesi etkilediği gibi, Valentino podyumunu da etkilemiş. Sıcacık iddialı renklerle, uçuşan maxi boy elbiselerle geliyorum, gardırop kapaklarınızı açın ardına kadar diyor. Ben bu kadar rengi üzerimde kullanamayacağımı, ama tek renk üstüne, küçük aksesuarlarla (fular, mendil, eşarp), bu iddialı renkleri kıyafetime uygulayıp, baharı dolabıma getirebilirim diyorum. Peki siz ne diyorsunuz?
Moda Yazarı Esra Andelip Doğan
Yorumlar