Evliliklerde eşlerin birbirine içerleyerek girdikleri hal, evlilik için ölümcül bir zehir gibidir. İçerleme iki kişi arasında sessizliğin, kopuşun sinsi bir düşman gibi bekleyişidir.
Şu diyalog size tanıdık gelecek mi?
Adam, sorar: ”Neyin var?”, kadın: ”Yok bir şeyim.” Adam tekrar sorar fakat cevap alamaz. Sessizlik sürer, gerilim beden dillerine de yansır. Adam ”İyi o zaman” der ve kızgın bir şekilde önce omuz silker sonra kapıdan çıkar gider. Ve son ses arabasının asfaltta çıkardığı lastik sesidir. Kadın camdan öfkesi daha da artmış adamın gidişini izler.
Korkarım bu sahne pek çoğu için fazlası ile tanıdık bir sahnedir. Peki kadın neden cevap vermedi? Niçin canını sıkan şeyi tam anlamıyla söylemedi?
Neye Bozulduğumu Çok İyi Biliyor
Kadın ‘zaten biliyor‘ diye düşünür. ”Zaten neye bozulduğumu çok iyi biliyor, sormasına bile gerek yoktu.”
Evet haklısınız eşiniz belki de neye canınız sıkıldığını biliyordu fakat bundan bahsetmek istememiş ve o yüzdende hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranmış olabilir. Ve umduğu cevabı alarak ya da almayarak haklı öfke ile çekip gitme hakkını kendinde görür, ne de olsa artık suçlu sizsinizdir. Size sordu, siz de ”Yok bir şeyim” dediniz. Peki şimdi kim kazandı. Her iki tarafta; kızgın, yorgun ve öfkelidir.
Elbette bu sorun bir süre sonra unutulabilir. Ta ki bir sonraki sefere kadar… Hep bir sonraki sefere devreden bir bakiye gibi sürer gider. Ancak sonunda bu içerleme öyle derine kök salar ki, artık unutmak ya da görmemek sizin ve eşiniz için imkansız olur. Bu ‘eski ve yorucu bir oyun‘ dur. İlişkinizde hep aynı şeylerin tekrarladığı bir kısır döngü olur.
Ya Eşiniz Sorduğu Sorunun Cevabını Gerçekten Bilmiyorsa!
Kadın: ”Beni rahat bırak, konuşmak istemiyorum”, Adam: ”Sen bilirsin”
Diyelim ki eşimiz sorduğunuz sorunun cevabını biliyor, yine de neden soruyu cevaplayamayasınız ki? Daha önce defalarca düştüğünüz bu tuzağa niçin bir kez daha düşüyorsunuz? Birde şöyle düşünün, ya gerçekten bilmiyorsa… Bir davranışı ile sizi kırdığını ya gerçekten eşiniz unutmuşsa… Neden eşinizin sizin ne düşünüp, hissettiğinizi anlamasını bekliyorsunuz? Neden rahatsızlık duyduğunuz şeyi söylemek varken, sorunu çözmek yerine somurtmayı seçiyorsunuz? Ya böyle devam ederse evliliğinizin sonu olacak?
Evlilikte Eski ve Yorucu Oyun ‘İçerleme’
Başlarda içerleme sanki atlatılabilinir bir durum gibi gelir. Fakat bu durumlar içinizde yaşadığınız acı ile git gide büyüyerek başı boş bir öfke haline dönüşür. İçinizdeki acıyı ve öfkeyi ihmal ettiğiniz temizlemediğiniz sürece, evliliğiniz size eskisi kadar güven vermeyecektir. Artık aranızdaki gerçek sorunu unutur ilişkiden kaçınır hale gelirsiniz. Artık evliliğinizde her şey size yanlış görünür.
İçerleme arsız bir bitki gibidir. Bu hissi hemen yok etmezseniz içinizde kalan en ufak parçası ya da tohumu, hızla büyüyerek yıkıcı etkisini göstermeye başlar. Bu tepki her şeyinizi davranışlarınızı, düşüncelerinizi hatta tepkilerinizi bile etkiler. Artık eşiniz ile yaşadığınız olayları sağlıklı çerçeveden göremezsiniz. Gördüğünüz şey ise yanlış anlaşıldığınız, kıymetinizin ne kadar az anlaşıldığı ve hayatınızdaki kişiyi nasıl cezalandırmak istediğiniz olur. Artık bir zamanlar ‘her şeyiniz’ olan kişi, sizin gözünüzde saldırılması, mahvedilmesi, acı çektirilmesi gereken birine dönüşür. Çünkü içinizde acı çeken kişi ”Ben haklıyım” der. Ve bir bakmışsınız, asla söylememeniz gereken korkunç kırıcı şeyler söylemiş, pire için yorgan yakmışsınızdır. Beklenen son; evliliğinizin sayılı günleri kalmasıdır.
Duygularınızı Paylaşmayı Öğrenmelisiniz
Evet bazen evlilikler zorlayıcı olabilir. Sorunlarınız oluştuğunda çözmek yerine onları bastırıp, yok saydığınız sürece ilişkinizi sürdürmekte daha da zorlanacaksınız demektir. Evden kapıyı çarpıp çıkmak, canınızı sıkan şeyleri konuşmak yerine somurtup birbirinizi düşmanca sessizliklerle cezalandırmak hayatınızı da ilişkiniz gibi zorluğa sürükleyecektir.
Oysa yapmanız gereken şey, ilişkiniz için hilesiz, hurdasız temiz bir mücadele ve bir birinizle samimi, içten konuşabilmektir. İçinizi yakıp kavuran adı ”içerleme” olan düşmanınızı yok etmeye cesaret göstermelisiniz. Hatırlamanız gereken ise karşınızdaki düşmanınız değil, hayatınızdaki en önemli kişi…
Yaşadığınız sorunları basite indirgemeye çalıştığımı lütfen zannetmeyin. Hatta bir uzamandan yardım alınması gereken, konuşamamanızın, eşinizle iletişime geçip, sizi rahatsız eden durumları ona aktaramamanızın pek çok sebebi olabilir. Mesela söylediklerinden dolayı alacağınız tepkiden korkma bunlardan yalnızca biridir. Dediğim gibi bu durumlarda ve doğru iletişim yöntemlerini öğrenme noktasında destek almak da fayda vardır.
Ancak şunu asla gözden kaçırmamak gerekir. Sizi saran kavuran sözler ve duygular paylaşılmadığında ve yanlış anlaşılmalar giderilmediğinde onların boşluğunu dolduran ”içerleme” olur.
İçerleme çözünmeyen bir çökelti misali, kıymetli evliliğinizin dibine çökerek orada katman katman taşlanır. Sizi bir birinizden ayıran bir duvar olur. Bu duvarı kırmanın tek yolu ise geç kalmadan eşinizle konuşmayı başarmaktır.
Yaşam ve İlişki Koçluğu Hizmetleri üzerine ayrıntılı bilgi almak için www.interaktifdanismanlik.com ‘u ziyaret edebilirsiniz.
Hayat ve İlişkiler hakkında verdiğiniz bilgiler için Allah razı olsun
merhaba: başlığı görünce yazınızı büyük heyacanla okudum..yazınızda bayanın erkeğe küsmesinden bahsedilmiş.bizde tam tersi evin erkeği devamlı küser ve konuşmak istediğimde konuşmaz.yüzünü çevirir.2 gün önce mutfakta yemek yaparken telofon çantamda kalmış aramış3 defa eve geldi telefonunu göstererek 3 defa aradım açmadın bak mumaranı siliyorum dedi ve sildi.kapıyı çekti çıktu konuşmuyoda.10 yıldır hep aynı şeyler.değişim nasıl olacakki değişmek istemeyene.