Moda dünyasını canlandıran çiçek desenlerinde yeni bir sanatçının imzası var. Aslında kendisi yılların sanatçısı olsa da, global anlamda yeni göz önüne çıkan bir sanatçı. New Yorkta uzun zamandır ressamlık yapan ve sosyal medyada @theflowerguy (çiçekçi adam) olarak tanınan Michael De Feo bahsettiğimiz isim. Aslında o bir graffiti sanatçısı. New York sokaklarında duvarları çiçeklerle süsleyen De Feo ilginç bir hareketiyle ana akım markalarının dikkatini çekiyor. Tanınmış dünya markalarının reklam afişlerine kendi sanatını uygulayarak bir mesaj vermek istiyor. Aslında yaptığı iş kanun dışı. Yani, New York şehri önde gelmek üzere, dünyanın farklı şehirlerinde otobüs duraklarında, tren istasyonlarında kamusal alanlarda, insanların kalabalık oldukları yerlerde ve büyük kitlelerin görmesi amacıyla yerleştirilmiş reklam afişlerini yerlerinden çıkartıp, üzerlerine kendi çiçeklerini boyadıktan sonra yerlerine geri yerleştiriyor. Peki sanata saygı duyan bir sanatçı neden böyle bir şey yapar? Neden başka bir markanın reklam sanatına müdahale edip onu değiştirir?
İlk bakışta belki De Feo’nun bu hareketinin dikkat çekme amaçlı olduğunu düşünebiliriz. Var olan bir hedef kitlenin hazırda bulunan bir reklam platformu üzerinden etrafındakilerin dikkatini çekmeyi mi amaçladı acaba diye merak edebiliriz. De Feo’nun daha teorik ve derin bir amacı varmış. New York Times’daki röportajına göre De Feo’nun amacı günümüzün popüler kültüründe global güzellik anlayışımıza sanat aracılığıyla müdahale etmekmiş. Bilindiği üzere moda dergileri, moda basını ve sosyal medya aracılığıyla topluma dayatılan bir “güzellik” anlayışı vardır. Basın kanalları üzerinden resimleri photoshoplanmış, gerçek dışı vücut hatlarına, ten rengine ve beden ebatlarına sahip olan manken resimleri genç kızların hiç bir şekilde gerçek hayatta sahip olamayacakları özellikler güzellik anlayışı olarak sunulur.
De Feo’da bu düşünceyle markaların reklamlarına müdahale etme ihtiyacı duyuyor aslında. Sokak graffitisi yapan ressamların bazen doğal estetikle zıtlaşan boyamaları olduğunu gözlemliyoruz. De Feo tam tersine, reklam afişlerinde, fotoğraflar üzerinde değişiklik yaparken sanat ruhuyla, estetik çizgisiyle, reklamlarda farklılıklar yapıyor. Resimlerin üzerinde çiçek rüzgarları esmesini sağlıyor. İmajdaki mankenin vücut hatlarını kapatıp bazen sadece mankenin yüzünü bırakıyor. Belki de De Feo’nun amacı doğayı temsil eden çiçek desenlerini uygulayarak, bütün kadınların Yaratanın yarattığı özelliklere müdahale edilmeksizin, oldukları gibi de güzel olabileceklerini hatırlatmak. Bu hatırlatmayı da kadınlara “yeterince güzel değilim” düşüncesini sadece ve sadece maddi kazanç amaçlı sunan pazarlamacılar üzerinden savaşarak yapması.
Bu müdahalesiyle alışılmışın dışında bir pazarlama tekniğine de öncülük yapmış oluyor aslında. De Feo’nun sanatını galerilerde, sokaklarda gören kitlelerin yanı sıra, @theflowerguy sosyal medya hesabı üzerinden takdir eden takipçileri, boyamalarının internette hızla yayılmasına da yardımcı oldular. Aynı zamanda afişlerinde bu kanun dışı değişikliklerin yapıldığını gören markalar, De Feo’yu cezalandırmak veya ona kızmak yerine onu kucaklamaya karar verdiler. Bu kararları da hem sanat hem tasarım hem de pazarlama alanlarında çiçek desenleri ile yeni bir trend yakalamalarına sebebiyet verdi. De Feo; Dior, Christian Louboutin markaları ile iş birliği yaparken, Echo başörtü markası ile ilk çiçekli başörtüsü çalışmasını tamamlamış oldu. Öyle görünüyor ki, De Feo’nun beğeni kazanan çiçek sanatı bütün moda markalarının seçimi olmaya devam ediyor.
Yorumlar