Son yıllarda sıklıkla duyar olduğum bir konu oldu “moda ve psikoloji”. Bu alan psikolojiye çok yeni dahil oldu ve kendinden çok söz ettireceğinden eminim. Mesleğimin her gün yeniliklerle zenginleşmesi beni heyecanlandırıyor. Çoğunuzun aklına “moda ve psikoloji” arasında nasıl bir bağlantı kurulabilir sorusu gelebilir. Aslında basit; insanı ilgilendiren her şey psikolojiyi de ilgilendirir. Moda geniş bir alana hitap ediyor; dekorasyon, giyim, ayakkabı, aksesuar, makyaj v.b. Ama benim olduğu gibi birçoğunuzun da “moda” denildiği zaman ilk “giyim” aklınıza geliyordur.
İnsanın kıyafet tercihinin o bireyin düşünce ve duygularının yansıması olduğu gibi, tercih edilen kıyafet aynı zamanda düşünce ve duygulara da yön verebiliyor. Bununla da kalmıyor; karşımızda ki kişilerin bizlere olan düşünce, duygu ve davranışlarını etkiliyor. Bir başka açıdan baktığımızda ise; seçilen kıyafetin kumaşı, dikişi, modeli, rengi beden görünümünü etkiliyor. Yani moda ve psikoloji tek yönlü birbiriyle ilişki içerisinde olan alanlar değildir. Aksine karşılıklı olarak birbirlerini etkileyen alanlar.
Psikoloji Giyimi, Giyim Psikolojiyi Etkiliyor
Geleneksel bakış açısına göre “kendine yakışanın giyilmesi” anlayışı hakim. Aslında çevremizde ki bireylerin ruhsal dünyalarını görme şansımız olsaydı, seçmiş oldukları kıyafetlerin o an ki duygu ve düşüncelerini yansıttığını görürdük.
Üniversite yıllarımda “depresyon hırkası” olarak adlandırdığımız bir kıyafet tarzı vardı. Sanıyorum hala da kullanılan bir tabir. Stresli bir süreç olan sınav dönemleri kış sezonuna denk geliyorsa sıklıkla jeans, koyu renk bir sweat shirt, kazak veya hırka (depresyon hırkası) seçimini gençlerin üzerinde görebilirsiniz. Şimdi bu gençler hep birlikte ortak karar alıp kendilerine yakışanı mı giymiş oluyor? Sadece gençlerin sınav süreçlerinde değil zorlu geçen hayat şartlarında kimsenin rengarenk, hareketli kesimleri olan elbise/etek/pantolon tercih ettiğini görmüyoruz. Aynı şekilde çok sevdiğimiz arkadaşlarımızla bir ilkbahar sabahında pazar kahvaltısına giderken dolabın kapağını açtığımızda çiçekli rengarenk elbisemiz ve onunla kombinleyeceğimiz yeni aldığımız elbisemizle aynı renk olan babetlerimiz gözümüze çarpmıyor mu?
Doğru ortamlarda doğru kıyafeti seçen kişilerin kaygı ve depresif durumları azalma eğilimi gösterir.
Hangi Ortamda Hangi Kıyafet?
Bir de farklı bakış açısından bakalım. O sabah uyandığınızda uykunuzu hiç alamamışsınız ve işe geç kalıyorsunuz. Kıyafetlerinizi dolap kırışıklığından kurtarabilmek için ütü yapmaya zamanınız yok. Ve bir gece önce arkadaşınızın doğum gününde giydiğiniz dar kesim ve yün ipek lacivert elbiseniz ve topuklu ayakkabılarınız hazır. Daha önce hiç klasik bir elbise ve topuklu ayakkabı kombini ile işe gitmemiştiniz. Bir an “Nasıl olur?” diye düşündünüz. Fakat zaman ilerliyor ve giyinip hızlıca evden çıkmanız gerekiyor. Tereddütle de olsa bir gece önce giydiğiniz kıyafetinizi giyiyor ve çıkıyorsunuz. İş yerinin kapısından içeri girdiğinizde kendinizde bir değişiklik seziyorsunuz. Başınız ve omuzlarınız her zamankinden daha dik, koridorda ilerlerken iş arkadaşlarınızla selamlaşıyorsunuz ve güveniniz daha da artıyor. Otoriter ve stresli bir kadın olan direktörünüz birazdan yetiştiremediğiniz dosyalarla ilgili olarak sizi odasına çağırıyor. Karşısında kalbiniz yerinden çıkmak üzere, bir taraftan nasıl bir açıklama yapacağınızı düşünürken dilinizden dökülen, kendinizden emin ifadeler sizi şaşırtıyor. Bu sözler bana mı ait diye düşünüyorsunuz. Siz konuşmanızı bitirince direktörünüz hiç beklemediğiniz bir şekilde nazikçe “Gün içerisinde yetiştirebilir misin?” diye soruyor. Doğru ortamlarda doğru kıyafeti seçen kişilerin kaygı ve depresif durumları azalma eğilimi gösterir. Ve de daha klasik bir kesim olan maskülen tercihler iş hayatında güveni temsil eder. Siz hiç yönetici pozisyonunda bir kadının Jean ile toplantıya katıldığını gördünüz mü?
Kıyafetlerimiz Kimliğimizdir
Bahsettiğim gibi psikoloji ve moda karşılıklı etkileşim halinde olan iki alandır. Moda denildiği zaman sadece yakışan veya sadece o yılın moda kıyafet, ayakkabı ve aksesuarları tercih edilmemeli. Hem karakteriniz hem o an ki bulunacağınız ortam hem vücut biçiminize yakışan tercihler bir araya getirilmelidir. Kıyafetlerimiz, kimliklerimizdir. “Kişiler kıyafetiyle karşılanır, sözleriyle ağırlanır, liyakatiyle uğurlanır” ata sözünü de moda ve psikoloji konusunda aklımızın bir köşesinde tutabiliriz.
Siz en iyisi sadece yakışanı göre değil moda psikolojisini de göz önünde bulundurarak karakterinize, duygu ve düşüncelerinize göre giyim tercihlerinizi belirleyin.
Klinik Psikolog Merve Tunay Dünya
Yorumlar