İki farklı insan bir araya geldiğinde zaman zaman anlaşmazlıklar ve çatışmalar yaşanması doğaldır. Özellikle evlilik söz konusu olduğunda birbirinden bir hayli farklı olan kadın ve erkek ortak hayatı paylaşmak için bir aradadır. Ev ekonomisinin düzenlenmesi, çocukların büyütülmesi, evin idaresi ve pek çok konuda ortak karara varabilmek temelde cinsiyetleri, kültürleri, aile ve zihinsel yapıları birbirinden farklı olan karı ve koca için çok da kolay bir şey değildir. Anlaşmazlıklar, çatışmalar zaman zaman kavgalar yaşanması ise son derece doğaldır. Bu doğal süreci bozan ise anlaşmazlıkların çözüme ulaştırılmaması ve sonucunda şiddetli çatışma ve kavgalara dönüşmesidir. Saygıyı her daim koruyarak çözüm üretebilmek ise problem ne olursa olsun evlilik birliğinin korunmasını sağlar ve sağlıklı bir ilişkinin de işaretini oluşturur.

Bazı durumlarda ise çiftler çatışma zamanlarında birbirlerini olan saygıyı kaybedebilirler ve karşı tarafı yıkıcı ve incitici söylemlerde bulunabilirler. Bireyler anlaşamayabilirler ve hatta çatışabilirler. Ama çatışmanın bile kuralları vardır. Kuralına uygun gerçekleşmediğinde ise sonuçları yıkıcı olabilir. Bazı sözlerden kaçınmak, davranışlarını kontrol edebilmek, karşı tarafı dinleyebilmek ve çatışmayı çözüme ulaştırabilmek bu kurallardandır. Evlilik ilişkisinde çatışma anlarında kullanılan bazı söylemler her ne kadar öfke ile söylendiği, gerçekçi olmadığı ifade edilse de söz ağızdan bir kere çıkmıştır ve karşı taraf için yıkıcı ve yaralayıcı olmuştur bile.

Hakaret ve Küfür Etmek

Öfke kontrol edilmesi güç bir duygudur ve limiti vardır. Tartışma anında öfkesini kontrolde güçlük çeken kadın veya erkek dilinden dökülecek olan sözcüklerin farkına varamayabilir. Bazen canı acıyan, acının verdiği reaksiyonla da sözlerini kontrol edemez ve karşı taraf için yıkıcı olan söylemlerde bulunabilir. Eşinizin kişiliğine yönelttiğiniz hakaretler telafisi mümkün olmayan yaralar açar. Küfretmek, tehditlerde bulunmak, kişiliğine yönelik hakaret içeren söylemler psikolojik bir şiddet türüdür ve psikolojik şiddete uğrayan kişi için evlilik yaşanması güç bir hal alır. Öfkenin limitli bir duygu olduğunu ve belirli bir noktadan sonra kontrolünün güç olduğunu bilerek anlaşmazlıkları yönetebilmeniz gerekir. Kişinin kendini koruması karşı tarafı kollamasından başlayacaktır. Bunu bilerek en başta eşinizi yaralayacak söylemlere kendini alıştırmamanız ve öfkenizi kontrol etmeye önem vermeniz gerekir.

Boşanmak İstiyorum

Bazen ilişkilerde en son söylenmesi gereken söylemler dile en kolay alınandır. Genellikle tartışma anlarında çiftlerin birbirine en kolay söylediği cümledendir. Oysa ki ancak boşanmak için başvuruda bulunma aşamasına gelmeden dile alınmaması gereken bir cümledir. Eğer ki en ufak anlaşmazlıklarda kolayca dilinize alıyorsanız telafisini yapabilmek için çok çaba sarf etmeniz gerekecektir. Söz bir kere ağızdan çıkmış ve yerine ulaşmıştır. Ulaştığı yerde açtığı iz ise kabuk bağlayacak cinsten değildir ve eşinizin size olan güveninin sarsılmasına yol açar.

Çocuk Senin Yüzünden Üzülüyor

Eşinizle aranızda bir tartışma varsa ve herkesin şahit olabileceği ortamda yaşıyorsanız, ailede sizinle yaşayan her birey kendine düşen payı alacaktır. Çocuklar tartışmaya şahit olduklarında içinde bulundukları yaşa göre kimi zaman ağlayarak kimi zaman görmezden gelerek kimi zamanda odasına kapanarak reaksiyon verebilir. Çiftlerden biri çocuğun reaksiyonunu diğer tarafa yüklüyorsa bu suçlamadan başka bir şey değildir. Tartışma varsa bunun mes’ulü iki kişidir. Suçlayarak gerilimi tırmandırmak yerine kontrolü sağlayabilmek adına tartışmanın şiddetini düşürmeyi teklif etmek, anlaşmazlığı daha sonra konuşmak üzere ertelemek veya en başından tartışma ortamını çocuğun şahit olacağı zaman ve mekanlarda gerçekleştirmemek en uygun olanıdır. Çocuk şahit olduktan sonra ise yapılacak olan çözümün olduğunu çocuğa anlatmak ve onunda bu çözümün şahit olmasını sağlamaktır.

Bütün Suç Sende

Bir tartışma durumunda günah keçisi tayin etmek herkes için en kolay olanıdır. Suçluyu bulmuştur ve kendisi kenara çekilmiştir. Suçlamak o an da sorunu çözmek yerine “Suçlu kim?” oyununa dönüşür. Suçlanan kişi otomatik bir reaksiyon olarak kendini korumaya girişir. Ve kendini korumaya alırken aynı davranış olarak suçlamada bulunabilir ve kısır döngüye sebep olur. Suçlamak yerine çözüm üretebilmeniz tartışmadaki kısır döngünün oluşmasını engelleyecektir.

Aynı Annen/Baban Gibisin

Tartışmalarda sıklıkla kullanılan bir diğer söylemde eşinizi anne veya babasına benzetmenizdir. Kavga anında bu benzetme tabii ki de hoşa gidecek bir benzetme olmayacaktır. Oysaki ilişkileri nasıl olursa olsun kimse anne ve babasının kötü özellikleriyle anılmak istemez. Bu eşinizin canını acıtmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Canı acıyan kişinin vereceği reaksiyonda o an da yine can acıtma olacaktır. Telafisi mümkün olmayacak sözler kavga anınızda dillerden dökülünce de tartışmayı çıkaran problem sonunda çözülmüş olsa ağızdan çıkanlar zihinlere kazınmış oluyor. Sonrasında telafi etmeye çalışmak için daha çok çaba sarf etmeniz gerekir ve zihinlere kazınanlar başka tartışmalara da gebe olur.

Klinik Psikolog Merve Tunay Dünya

Mona Psikoloji

Adres: Danışmanlık Merkezi: Akasya Kent Kule A-1 Blok Kat:29 No:179 Üsküdar
Telefon: 0532 557 77 29
bilgi@monapsikoloji.com