Hayatımıza aniden giren koronavirüs salgını ile bütün dünyada başlayan sokağa çıkma yasağı ve evde kal çağrısı hepimizi etkiledi. Beklemediğimiz bir anda normalde fiziksel olarak yaptığımız bir çok işi, dijital ortamda yapmaya başlamak zorunda kaldık. Farklı online platformlar üzerinden devam ediyor hayatımız. Örneğin ZOOM video-konferans platformunda ders verebildik, düğün, nişan gibi faaliyetlere katılabildik. Doktora tezleri aynı şekilde online sunuldu, hatta ve hatta Ramazan ayına Müslüman olarak girmek için şehadet getirmek isteyenler bile bunu İnternet üzerinden yapabildiler. Doktorlar tele-tıp dedikleri uzaktan tedavi ve video-konferans aracı ile hasta bakabildiler. Bunlar benim katıldığım ve bazılarını da gözlemlediğim sadece bir kaç örnek.
Dünyanın Dijitalleşmesi
Bu dönemde yine artış gördüğümüz bir başka dijital aktivite de Facebook ve Instagram‘ı ilgilendiriyor. Bu platformlarda hesapları bulunan kullanıcılar devamlı canlı yayın yapmaya başladılar. Artık hikayeler bile yeterince doyurucu görülmediği için sosyal medya canlı yayın programları daha da popülerleşti.
Alışmaya çalıştığımız ve bu ‘yeni normal’ diye adlandırılan farklı durumda, herkes bir şekilde yapmak istediği önemli şeyleri bekletmeksizin dijital platformlara taşımış oluyor. Böylece hepimiz farklı bir yaşam tarzına geçiş yapmış da oluyoruz. Bu pandemi aslında büyük kitlelere hayatımızda neye önem vermemiz gerektiğini, hayatımızı daha sadeleştirmemiz gerektiğini de öğretti.
Mesela, bir çoğumuz daha az alış veriş yapmayı, istediklerimizi değil sadece ihtiyacımız olanı almayı, aslında her zaman böyle olması gerektiğini yeniden fark ettik.
Yeni normal diyeceğimiz hayatımıza kırk yıl düşünsek belki hiç aklımıza gelmeyecek bir şey, maske takmak da girdi. Asya ülkelerinde uzun yıllardır maske takmanın kültürün bir parçası olduğunu biliyorduk. Dünyanın batısına doğru gittiğinizde bu durum tam tersi. Türkiye ve Amerika gibi bir çok ülkede maske takılmasına alışkın bile değildik. Taa ki, virüs hayatımıza girene kadar. Şimdi markalar çeşit çeşit renk, desen veya kumaşlar üzerinden kıyafetlerle uyumlu maskeler üretmeye başladılar. Erkek gömleklerine uyumlu aynı kumaştan hazırlanmış maskeler, örneğin bir marka tarafından üretilmeye başlandı bile. Kadınlar içinse lüks markaların üzerinde amblemleri olan aksesuar yerini alabilecek hem de bu süreçte sağlık açısından ise yarayacak maskeler tasarlandı. Abiye ürünler tasarlayan markalar el işli, taşlı, pullu maskeler tanıtır oldu. Belki bir çok insanın yadırgayacağı bu yenilikler, artık yeni normalimizin birer parçası.
Anlaşılan o ki pandemi sürecinde edindiğimiz bu yeni alışkanlıklar sadece günlük aktivitelerimizi değil hayatı anlama, anlamlandırma, algılama ve yaşama kültürümüzü de etkileyecek.
Yorumlar