Yalnızca Türkiye’nin değil tüm dünyanın en etkileyici şehirlerinden biri olarak nitelendirilen ve kültür başkenti olan İstanbul‘da; eşsiz mimarinin, tarihin ve sanatın kapılarını aralayan pek çok müze bulunuyor. Her açıdan eşsiz eserlere kucak açan bu müzelerde geçmişten günümüze uzanan bir yolculuk sizi bekliyor. Yıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu toprakların, birbirinden farklı ancak bir o kadar da birbirine bağlı eserlerin yer aldığı, ihtişamıyla ilginizi çekecek müzeleri listeledik. İşte İstanbul’da ziyaret etmek isteyeceğiniz 5 müze…
İstanbul Deniz Müzesi
1897 yılında II. Abdülhamit’in izni, Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa’nın emri doğrultusunda “Müze ve Kütüphane İdaresi” adıyla Tersane-i Amire’de küçük bir binada kurulan ve dönemsel koşullar gereği çeşitli zamanlarda farklı binalarda hizmet veren Deniz Müzesi, 1961 yılından beri Beşiktaş’ta ziyaretçilerini ağırlıyor. Türk denizcilik tarihinin geçmişten günümüze intikal eden objeler ve belgelerinin sergilendiği müzede, kadırga ve saltanat kayıklarının muhafaza edildiği ‘Tarihi Kayıklar Galerisi’ adı verilen koleksiyonda yer alıyor. Müze koleksiyonunda denizcilik eserlerinin yanı sıra tekstil dokuma, el yazmaları ve fermanlar da dikkat çekiyor.
İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi
Alet, cihaz kopyaları, maket ve model koleksiyonuyla alanında Türkiye’de ilk, dünyada ikinci örnek teşkil eden müze, bilim tarihi açısından doğu-batı ilim kültürünü birleştiren bir köprü niteliği taşıması ve bu kültürü gelecek kuşaklara aktarması açısından büyük önem teşkil ediyor.
Müslüman bilim insanlarının insanlığa armağan ettiği icat ve keşiflerini, bilim tarihinin değişik disiplinlerdeki değişimini kapsamlı bir şekilde sunan müze iki kattan oluşuyor. Üst kattan gezmeye başlanılan müzenin bu kısmında tanıtım filminin oynatıldığı Sinevizyon Salonu yer alıyor. Müzenin bu bölümünde sırasıyla Astronomi, Saat Teknolojisi, Denizcilik, Savaş Teknolojisi ve Tıp Bölümü bulunuyor. Her bölümde maketler ve maketlerle ilgili bilgilerin bulunduğu panolar yer alıyor.
Müzenin ilk katında ise Madenler, Fizik, Matematik-Geometri, Şehircilik ve Mimari, Optik, Kimya ve Coğrafya ile ilgili harita, çeşitli harita çizimleri gibi her bir alana özgü maketlerin sergilendiği bölümler bulunuyor.
Sergi salonlarının tamamında, İslam bilim insanlarının ortaya koydukları eserlerin model ve maketleri ile birçok önemli bilim insanının, İslam medeniyetinin 9. ve 16. yüzyıllar arasındaki yaratıcılık döneminde gerçekleştirdiği bazı icatların kopyalarının örneklerini görmek mümkün.
Müzenin bahçe kısmında ise, üzerinde Şam’da büyük bir rasathane kurarak ölçümler yapan Abbasi halifesi el-Me’mun’un 9. yüzyılda yaptırdığı Dünya haritasının kopyası olan “Yerküre” ve İbn Sina’nın el Kanun fi’t-Tıbb kitabının ikinci cildinde bahsedilen 26 çeşit tıbbi bitkinin yer aldığı İbn Sina Botanik Bahçesi bulunuyor.
Türk ve İslam Eserleri Müzesi
Mimar Sinan’ın en önemli yapılarından Süleymaniye Camii Külliyesi’ndeki imaret binasında 1914 yılında ziyarete açılan, 1983 yılındaysa Sultanahmet Meydanı’nın batısındaki İbrahim Paşa Sarayı’na taşınan ve ülkemizde Türk-İslam eserlerini topluca kapsayan ilk müzesi olan tarihi yapının şimdiki geçmişi 16. yüzyıla dayanıyor.
Abbasi, Memlük, Selçuklu ve Osmanlı döneminin az bulunur örneklerini sergileyen müze, aynı zamanda dünyanın en iyi halı koleksiyonlarından birine sahip olmasıyla tanınıyor. Halılar arasındaki şaheser parçalarsa 13. yüzyıla ait Selçuklu örnekleri. Büyük salonların bulunduğu geniş camekanlı kısımda olağanüstü zengin Türk halıları koleksiyonu yer alıyor. Müze; halı koleksiyonlarının yanı sıra nadir sanat eserleri olan el yazmalarıyla da öne çıkıyor. Cam eşyalar, taş ve pişmiş toprak eserlerle metal ve seramik objeler de sergilenen diğer kıymetli parçalar. Halı bölümünün alt katı da, son birkaç yüzyılın Türk günlük yaşamının yansıtıldığı etnografya koleksiyonu bulunuyor.
İstanbul Arkeoloji Müzesi
Türkiye’nin ilk müzesi İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Anadolu’dan Kafkasya’ya Mezopotamya’dan Arabistan’a kadar yayılan büyük bir coğrafyada kurulan kadim medeniyetlerden bugünlere ulaşan 1 milyondan fazla esere ev sahipliği yapıyor.
Tarihi Yarımada’da Gülhane Parkı’ndan Topkapı Sarayı’na çıkan Osman Hamdi Bey yokuşunda yer alan ve “müzeler kompleksi” olarak nitelendirilen İstanbul Arkeoloji Müzeleri; Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olarak toplamda üç ana bölümden oluşuyor.
Rahmi M. Koç Müzesi
1994 yılında İstanbul’un Hasköy semtinde ziyaretçilerine kapılarını aralayan Rahmi M. Koç Müzesi, tüm ülkelere ve geçmişten günümüze tüm dönemlere ait endüstri ve mühendislikle ilgili obje ve belgelere ev sahipliği yapıyor. Açık Hava Sergileme Alanı, Tarihi Lengerhane Binası ve Tarihi Hasköy Tersanesi olmak üzere üç ana bölümden oluşan müzede endüstriyel mirasın örnekleri yer alıyor.
Klasik otomobiller, devasa Turgut Alp Vinçi, I&E Greenwald Buhar Makinesi, B-24 Liberator ve diğer uçaklar, Haliç’e demirli durumdaki Fenerbahçe Vapuru ve TCG Uluçalireis Denizaltısı müze koleksiyonunun açık hava sergileme alanında yer alıyor.
Panorama 1453 Tarih Müzesi
İstanbul’un fethi için askerlerin şehre girdiği ilk noktalara şahitlik eden bir konuma 2009 yılında inşa edilen Panorama 1453 Tarih Müzesi; sol tarafta Edirnekapı surlarını, karşı tarafta Topkapı surları yani Konstantiniyye’yi, İslambol ve İstanbul yapan ilk harekâtın gerçekleştiği ve Osmanlı askerinin şehre girdiği kapıyı, sağ tarafta ise Silivrikapı surlarını görüyor. Müzede 7’den 70’e fetih hadisesini en etkili şekilde yaşayanlar, burada surları inceleme, ordugâh kurulan alanlarda o havayı teneffüs etme, müzenin yer aldığı Topkapı Kültür Parkı içerisinde ise dinlenme ve eğlenme imkânı da buluyor.
İstanbul’un kuruluşundan başlayıp, kuşatmasını, fethini, Fatih Sultan Mehmet’in hayatını, hukuk, sanat, medeniyet, kültür ve İstanbul’u inşa faaliyetlerini, savaşların orijinal minyatür, gravür ve resimler eşliğinde anlatıldığı ve günümüz bakış açısıyla fethin resmedildiği müze, ziyaretçilerin kendilerini 29 Mayıs 1453 gününün şafak vaktinde adeta şehre giriş anına şahitlik etme hissini uyandırıyor.
Yorumlar