Tesettürlü kadınların günlük giyim ihtiyaçlarını karşılamak için yola çıkan tasarımcılar, zamanla markalaştı. Kimisi bunu tam anlamıyla başardı kimisi de tabiri caizse eline yüzüne bulaştırdı. Kalitesiz kumaşların fahiş fiyatlara sunulması, değişim ve iade sıkıntıları, tek düze tasarımlar üretilmesi derken şimdilerde bir görsel yozlaşması aldı başını gidiyor.
Ferace ile Yola Çıkıp İç Çamaşırsız Ceket Tanıtımına
Hitap ettiği kitle başörtülü kadınlar olduğu halde hiçbir koleksiyon tanıtımında başörtülü manken kullanmayan bazı ‘tesettür giyim markaları’, bir de ürün tanıtımlarını iç çamaşırsız mankenlerle yapmaya başladı. Peki, ‘ferace’ gibi, sadece tesettürlü Müslüman kadının tercih ettiği tasarımlarla yola çıkarak ‘markalaşan’ tasarımcılar, şimdilerde kime hitap ediyor?
Dünya Başörtülü Manken Kullanırken Biz
Elbette ki, koleksiyon tanıtımları sadece başörtülü manken görselleriyle hazırlanmak zorunda değil. Ancak hitap edilen ve üzerinden gelir elde edilen kesimi, göz önünde bulundurmak gerek. Mesela, Nike. Tesettürlü kadının farklı alanlarda spor yaparken kullanabileceği kıyafetler ve deniz başörtüleriyle büyük bir ihtiyacı karşılıyor. Bu ürünleri tanıtırken de doğal olarak başörtülü mankenlerle reklam filmi hazırlıyor. Aynı şekilde Max Mara da podyumlarında tesettürlü manken olan ‘Halima’ ile bu kitleyi müşterileri arasına dahil ediyor.
Tesettür Değil; Modest Koleksiyon!
Ancak gel gelelim ki, bizim yerli markalarımız reklam tanıtımlarında başörtülü manken kullanma konusunda çekinceli. Şöyle bir örnek verelim. Her yıl tesettürlü kadınlar için özel koleksiyon hazırlayan bir Türk markası, ilk tanıtım filminde hiçbir başörtülü manken kullanmadı. Dikkatimizi çeken bu konuyu sorduğumuzda, ‘Sadece alışveriş sitesinin içindeki görsellerde yer verdik.’ cevabını alıyoruz. Sebebiyse, çok göz önüne getirip ‘eleştiriden korkmak’. Ve hatta birçok marka, tesettürlü kadınlar için hazırladıkları ürün koleksiyonlarına, ‘tesettür giyim koleksiyonu’ gibi sıfatlandırmalar yerine modest (mütevazı) demeyi tercih ediyor.
Burada Bir İki Yüzlülük Yok mu?
Özetle şunu söyleyebiliriz. Herhangi bir markaya, neden tesettürlü manken kullanmadınız ya da neden iç çamaşırsız mankenle ürün tanıttınız, diyenimiz yok. Burada, tesettür markası olarak yola çıkıp tesettürlü kadınlar üzerinden para kazanıp bir de üzerine tesettürden ziyade muhafazakâr çizgiden bile uzak koleksiyon tanıtımlarıyla altı çizilen bir iki yüzlülük var. Hedef kitlesi başörtülü kadınlar olduğu halde, tam aksi bir mesaj verme gayreti güden markalar, maalesef amacından sapmış durumda. Bakalım daha neler göreceğiz…
Moda Editörü: Büşra Karagöz
Almayacağız… sayfalarına bile girip bakmayacağız… linklerine tıklamayacağız… gözümüzü bu güruha kapatacağız… Seve seve yola getireceğiz 🙂
Tespitler iyi hoş da, eleştirdiğiniz markaları, tesettürle alakası olmayan tarzları özendirerek katkı sağlayışınız peki….