Erdemli’nin Ezanı ve Ramazan’ın İftariyelikleri
“Yeni cami direk ister,
Söylemeye yürek ister,
Benim karnım toktur amma,
Arkadaşım börek ister”
Ramazan Manisi.
Ramazan iftarıyla, sahuruyla, mukabeleleriyle, teravihi ve manileri ile bir güzellikler ayıdır. Oruç herkesin zevkle gerçekleştirdikleri bir ibadettir. Namaz kılmayan kişilerin bile orucu ilgi ile beklediklerini ve tuttuklarını yakınlarım ve dostlarımdan biliyorum. Kendilerine sorduğumda çoğundan aldığım cevap aynı. İftar sofrasında topun atılmasını beklemenin zevki dünyada hiçbir zevkle karşılaştırılmaz. Gençler bilmez, günümüzde top atılması diye bir şey kalmadı. Eskiden orucun açılma vaktinin geldiği top atılarak bildirilirdi. Öyle ki orucu üç gün önceden karşılayan bazı müminler eşlerine de oruç tutmalarını tavsiye ettikleri zaman Ramazan hazırlıklarıyla yorgun düşen hanımlarından aldıkları cevap şöyle olurdu: “Atsın topunu, alsın orucunu!” Arefe günü ikindi namazıyla Ramazan’ın girdiğini belirten toplar atılırdı. Akşamı da teravih namazına gidilirdi. Arkasından sahur ve bütün gün sürecek olan oruç ibadeti, sonra muhteşem iftar keyfi… Muhteşem diyorsam israfa kaçan iftarlar değil. Bir çorba ile bile muhteşem bir iftar yaşanır, yüz çeşit yemekle de hazırlansa insanı mutlu etmeyen iftarlar gerçekleşebilir. İster aile sofrasında ister davetlerde gönülden hazırlanan iftarlar makbuldür. Allah bütün müminlere, hepimize gönül sofraları nasip etsin.
Konya’da çocukluğumda, topun duyulmadığı semtlerde iftar mahalle camilerinde okunan ezanlar takip edilerek anlaşılırdı. Evin oruç tutmayan küçük çocukları minareyi takip eder, sofra başında oturanlara koşarak bildirir ve bahşiş de alırlardı. Konya’da ezanlar o zamanlar yanık sesli müezzinler tarafından mikrofonsuz ne güzel okunurdu. Günümüzde ne yazık ki ezanı duyacak kadar huşu içinde dinlemekten uzağız. Konya’da her cami benim mikrofonum senden daha yüksek sese sahip diye mikrofonlarını en son ses düzeyine ayarlıyor; insan çocukluğundaki ezanları arıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ezan okuma ile ilgili bir düzenlemeye gittiğini gazetelerde okudum. Başkanlık, inşaallah her ilde ses düzenlemesini de ele alır, ezanlar duyulacak bir ses düzeyinde okunur.
Bu arada Erdemli’deyim ve Erdemli Ulu Camii’nde Mekke ve Medine’den sonra dinlediğim en güzel okunan ezana rastladığımı söylemek istiyorum. Mikrofon ayarı normal bir düzeyde ve müezzin beyin sesi ve okuyuşu muhteşem, ezanı dinleyen her kesimden insana “ezan bu kadar güzel mi okunur” dedirtiyor. Keşke Türkiye’nin her ilinde bu güzellikte ezanlar okunsa… Ezanın sizi bir bayrama, bir dostluğa, bir huzura davet ettiğini hissediyorsunuz ki istenen de budur. Kendi adıma ezanı dinlemek için, ezan saatlerinde en güzel duyacağım noktada olmaya çalışıyorum. Teravih namazına başlayınca kendisini de tanıyıp, tebrik edeceğim.
İftar sofralarına dönersek, yemeğe iftariyelikler ile başlandığını biliyoruz… İftariyelikler orucu açınca yenen yiyeceklerdir, bir iki atıştırıp akşam namazı kılınır ve asıl sofraya oturulur. İftariyelikler zemzem, hurma, zeytin başta olmak üzere peynir, zeytin, bal, kaymak, tereyağı, yumurta, sucuk, pastırma gibi bütün kahvaltılıklardır. Ayrıca yörelere göre de iftariyelikler bulunur, Konya’da yanında sumaklı soğan piyazıyla iftar köftesi, Antakya’da cevizli biber, Urfa’da çiğ köfte, Antep’te muhammara vb. Ama ben sizi kuzeye Giresun’a götüreceğim ve bu hafta orada kahvaltılık ve iftariyelik olarak da yenilen kiraz kavurmasını vereceğim. Şimdi kiraz zamanı, beyaz kiraz diblesini geçenlerde vermiştim. Kavurmasını ise iftariyeliklerinize bir çeşni katsın diye sunmak istiyorum, sevgili okuyucularım. Ramazan’ınız ağız tadı ve mutlulukla geçsin.
Kiraz Kavurması
Malzemeler
3 su bardağı beyaz kiraz (çekirdekleri çıkarılmış, ikiye üçe ayrılmış)
2 yemek kaşığı tereyağı
1 küçük soğan (ince kıyılmış)
Yapılışı: Tereyağını erit, soğanları ilave et, sararıncaya kadar kızart. Kirazları koy, hafif ateşte bıraktıkları suyu çekinceye kadar kavur. Tabağa düzenle.
Nevin Halıcı
Yorumlar