Nişan Âdeti, Asr-ı Saadet Dönemine Dayanıyor
Nişanlanma terim olarak, bir kadın ile erkeğin ileride birbirleriyle evleneceklerini karşılıklı olarak vaat etmesi anlamına geliyor. Nişanlılık ise nişanlanma ile başlayıp evliliğe kadar devam eden süreci ifade ediyor. Böylece bu süreç sevgili, yavuklu, sözlü, arkadaş olma, çıkma ve flört etme kavramlarından ayrılıyor. Nitekim nişan, her şeyden önce düğün hazırlığını beraber yapmak durumunda olan çiftler hakkında diğer insanların suizan etmesini önlemek için yapılıyor. Yani gençlerin ileride hayatlarını birleştireceğinin ilanı niteliği taşıyor.
Nişan âdeti, Asr-ı Saadet dönemine kadar uzanıyor. Zira evlenme öncesi adaylarda bulunacak vasıflar, evlenecek erkek ve kadınların görüşmeleri, evliliğin ilân edilmesi ve yeni çiftlere dua edilmesi gibi nişanlılık süreciyle ilgili hadisler bulunuyor. Peygamberimiz’in kendisinin ve kızlarının nişanlanmasıyla alâkalı hadisleri de var. Bu yönüyle dinimizce evlenecek kadın ve erkeğin daha önceden birbirlerini görüp tanımalarında bir beis yok. Zira sahabe efendilerimizden Muğîre (ra) bir kadınla evlenmek istiyor, Hz. Peygamber kendisine,
“O kadına bak, çünkü bakmak yıldızınızın barışması için daha uygundur.”
(Tirmizî, Nikâh, 5) buyuruyor.
Nikâh kıyılıncaya kadar nişanlı çiftler arasındaki namahremlik devam ediyor. Resûlullah (sav), bir hadis-i şerifinde
“Sizden kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla baş başa kalmasın. Çünkü bunu yaparsa üçüncüleri şeytan olur.”
(Buhâri, Nikâh)uyarısında bulunuyor.
İslâm hukukunda nişanlanma, taraflara eş statüsü kazandırmıyor, çifte evliliğin verdiği beraber yaşama hak ve yetkisini tanımıyor. Bu yüzden birçok aile, gençlerin nişanlıyken harama girmemesi ve rahat görüşebilmeleri için imam nikâhı kıyma yolunu seçiyor. Son yıllarda giderek yaygınlaşan görüşme ve konuşma maksatlı kıyılan bir nikâh türü dinimizde yok.
Nişanlıyken kıyılan imam nikâhı pek çok sıkıntıya kapı aralıyor. Çift, dinen evlenmiş sayıldığı için rahat hareket etmeye başlıyor. Hatta birlikte yaşamaya bile kalkışabiliyor. Aralarında bir anlaşmazlık çıktığında ise “Daha düğün yapmadık ve gerçek bir evlilik kurmadık.” diye ayrılma kararı alabiliyor. Oysa böyle bir durumda dinen evli sayıldıkları için böyle bir durumda nişan atmak yeterli olmuyor, dini hükümler gereği boşanmaları gerekiyor. Bu sebeple, nişanlı çiftlerin resmî olarak evlendikten sonra imam nikâhı kıymaları ve nişanlı oldukları süre içerisinde de İslâmî terbiyeye göre hareket etmeleri en doğrusu.
Kaynak : Yeni Bahar Dergisi
Yorumlar