Her Kim İki Kızı Olur da…
İslâm dini, insan hayatının her safhasını, her yönden kuşatıp hükme bağladığı gibi insan neslinin yaklaşık yarısını teşkil eden kadını da ihmal etmemiştir. Onu da doğumdan ölüme kadar hak ve mükellefiyetler açısından ciddî bir tahlile tâbî tutmuş. Psikolojik, sosyolojik, kültürel ve ekonomik açıdan kadının fıtrat ve ihtiyaçlarına uygun, özel kaideler koymuştur. Bu, İslâm dininin reel (gerçeklere riâyet eden) ve hayata tatbik edilebilir bir din olmasının tabiî bir gereğidir.
İslâm, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü câhiliye toplumlarının aksine, doğan her kız çocuğunu, Allâh’ın hikmet dolu bir takdiri ve en güzel hediyesi olarak kabul etmiştir:
“Göklerin ve yerin mülkü Allâh’ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder.”
“Yahut onlara, hem erkek, hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir.”
(eş-Şûrâ, 49-50)
Her ne sebeple olursa olsun, anne karnında veya doğduktan sonra kız çocuğunun canına kıymayı yasaklamış (bkz: el-En’âm, 151; el-İsrâ 31); bunun, âhirette vebâli büyük bir cinâyet olduğunu haber vermiştir. Âyet-i kerîmede bu cürmü işleyenler şöyle azarlanır:
“Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda…”
Peygamber Efendimiz, kız çocuğu sahibi olup bunları güzelce terbiye edenleri cennetle müjdelemiştir:
“Her kim üç kız çocuğunu himâye edip büyütür, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara lütuf ve iyiliklerini devam ettirirse, o kimse cennetliktir.”
(Ebû Dâvud, Edeb, 121; İbn-i Hanbel, III, 97)
“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyâmet günü, o kimseyle ben, şöyle yan yana bulunacağız.”
(Müslim, Birr, 149; Tirmîzî, Birr, 13) buyurdu ve parmaklarını birleştirdi.
İnsanların kız çocukları olduğunu duyduklarında öfkeden yüzlerinin karardığı, utançlarından başlarını sokacak delik aradıkları (Bkz: Nahl, 58-59) bir devirde, Peygamber Efendimiz, kendi kız çocuklarıyla iftihar etmiş, onları en güzel şekilde yetiştirmiş, evlendirmiş ve evlilik hayatları boyunca da destek ve alâkasını ihmal etmemiştir.
Kaynak: Şebnem Dergisi
Yorumlar