En sevdiğim ay olan Ramazan’a 15 günden az bir zaman kaldı. Her yıl ramazan ayı için heyecanlanırım ama bu yıl ayrıca heyecanlıyım nasıl geçeceğini çok merak ediyorum. Peki Ramazan ayı en sevdiğim ay olması dışında nasıl bir ay? İlkokuldayken oruç tutmak için inat ettiğim bir gün daha oruç tutayım diye pazarlık yaptığım bir ay. Kendimden yola çıkarak genelleme yapmak istemem ancak küçük yaşlarda edinilen her alışkanlık gibi küçük yaşlarda oruç tutmanın da hem çocuğun sabrı, ibadeti, şükrü öğrenmesi açısından hem de bu ayla özel bir bağ kurması açısından çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

Konuyu değiştirmeden eklemek istiyorum; küçükken öğrenilmesi gereken bir diğer şey ise Kur’an-ı Kerîm okumak ve onu çok sevmek. Benim çocukluğumda biz boyumuzdan büyük Kur’an’larla caminin yolunu tutar dışarının sıcağının aksine içi serin ve huzurlu olan camide Kur’an okurduk. Şimdi nispeten çok daha iyi imkanlar varken bu geleneğin muhakkak devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Yaz tatili yan gelip yatma zamanı değil hadi bakalım.

Ramazan ayına dönersek muhtemelen bu yıl da bol bol‘açlık değil de susuzluk…’ temalı konuşmalar yapılacak. Günlerin oldukça uzun olması nedeniyle sık sık saate bakılacak. Belki açlığın etkisiyle bazıları biraz gergin olacak. Anlam veremediğim bir şekilde televizyonlar ‘kola’ reklamlarıyla dolup taşacak. Babalar bir saat öncesinden masa başına kurulup ezan okunacak hâlâ hazırlamadınız diye telaş yaptıracak. Sıcağın etkisiyle bazen tansiyonlarımız düşecek ama ezan okunduğunda bütün aile masanın başında sessizce dua edip besmele ile orucunu açacak, yenilen en hızlı en sessiz en iştahlı en huzurlu yemek olacak.

Başka neler mi olacak; bütün gün aç duruyoruz iftarda bir çorbayla doyuyoruz minvalinde konuşmalar yapanların iftarda dünyaları yiyişine şahit olacağız bu detaya içimizden güleceğiz. İftarlara davet edileceğiz, iftara davet edeceğiz. Arkadaşlarla oruç açmanın tadına bir kez daha varacağız. Şükredeceğiz, zikredeceğiz, tefekkür edeceğiz. Sabahları mukabelelere katılıp akşamları teravihlere gideceğiz çocukları da yanımızda götüreceğiz camiyi sevmeyi namazı sevmeyi en eğlenceli yoldan öğrenecekler.

Güzel bir ramazan geçirmek için naçizane birkaç önerim olacak;

• Ramazana girmeden ramazan ruhuna hazırlık olması için Sezai Karakoç’un Ramazan yazılarının derlendiği Samanyolunda Ziyafet adlı kitabı okunabilir
• Kur’an’ı hatmetmek niyetinde olanlar sonra yetişecek yetişmeyecek gerginliği olmaması için hatme şimdiden başlasınlar.
• Bu yıl bir değişiklik yapıp Kur’an-ı Kerîm’i bir de Türkçesinden hatmedin. Daha verimli olması için tavsiyem bunu nüzul sırasına göre yapmanız böylece iniş sırasına göre dönemi daha iyi okumak hangi konulardan ardı ardına bahsedildiğini görmek mümkün olacaktır.
• İftar sofralarımızı israf ile kirletmeyelim. Evet, bütün gün akşamki masa için sabırsızlanıyoruz ancak israf haramdır sözünü unutmadan ibadetimize haram bulaştırmayalım.
• Misafir ağırlıyoruz ama eş dost akraba hariç birilerini mi? Özellikle ihtiyaç sahiplerini de doyuralım.
• Şeytanların bağlandığı bu ayda yeme içmeyi belli bir vakit kestiğimiz gibi dedikodu yahut ‘yorum’ her ne ise bir kenara bırakalım.

Ümit Meriç’in dediği gibi oruç bir melekleşme provası. Başarılar.