Kendi Kazancı Olmayan Kadın Nasıl Sadaka Verebilir?
Sa’d İbnü Ebi Vakkas (ra) anlatıyor: Sanki Mudar kabilesine mensup uzun boylu bir kadın ayağa kalkıp: “Ey Allah’ın Rasulü! Biz kadınlar babalarımız, evlatlarımız ve kocalarımız üzerine yüküz. Onların mallarında emirleri dışında, tasarrufu bize helal olan nedir? diye sualde bulundu. Aleyhissalatu vesselam efendimiz: “Size helal olan tazedir. Ondan hem yiyin, hem de hediye edin! buyurdular.
Ebu Davud der ki tazeden maksat; ekmek, sebze ve taze meyve gibi kalınca bozulan yiyeceklerdir.
Rasulullah (sav) burada kadınların koca veya evlatlarının malları üzerinde ki tasarruf yetkilerini belirtmektedir. Kadınların yetkilerinin ratb çerçevesinde olduğunu beyan buyurmaktadır. Ratb; yaş veya taze manasına geldiği için,alimler bunu dayanaksız istihlak maddeleri olarak tefsir etmişlerdir. Alimler uzun müddet kaldığı takdirde bozulacak olan bütün yiyecek maddelerine teşmil ederler. Pişmiş yemekler, süt, taze meyve, sebze gibi…. Kadınlar bunlar üzerinde kocalarından izin almadan tasarrufta bulunabilirler. Ancak şu da var ki örfen bunlarda kocanın peşin rızası kabul edilir. Dolayısıyla gizli bir ifade ile bilgisi ve müsaadesi var demektir.
Şarihler bu madde hakkında kadının tasarrufuna razı olmadığını koca önceden belirttiği takdirde, kadın bunlardan da rastgele izinsiz sarf edemez, derler. İzin iki çeşittir. Biri nafaka ve sadaka hususunda sarih izindir, ikincisi cari örften anlaşılan mana ve mukadder izindir. Bir dilenciye verilen bir parça sadaka vs. gibi. Bu örfte cari olduğu için örfen koca ve mal sahibinin bu çeşit bağışlarda izni var kabul edilir. Eğer bu hususta tam bir örf yoksa ve kocanın rızası hususunda şüphe hasıl olursa veya koca cimri biri ise ve halinden razı olmadığı anlaşılırsa veya şekke düşülürse, kadına ya da başkasına sarih izin olmadan tasadduk caiz olmaz.
Kaynak: Müslüman Hanımın El Kitabı
Yorumlar