Kırk yıl hatırı olan, yanında sohbet edeceğiniz birileriyle insana keyif veren bambaşka bir lezzet ve alışkanlıktır kahve. Afrika, Güney Amerika ve Güney Asya gibi tropik ülkelerde yetişen coffee arabica, coffee caneford gibi çeşitli kahve ağaçlarının tohumlarından elde edilir. Yetiştirildiği bölgenin özelliğine göre çok değişik türde kahve vardır.

Kahve tohumları kullanılmadan önce kavrulmakta, kavurma esnasında tohumundaki tat veren aromatik esanslar oluşur. Zaten ortaya çıkan bu öğeler kahveye kendi özelliğini kazandırmaktadır.

Kahve, kafein haricinde yaklaşık 400 kimyasal, eser miktarda antioksidan, tanen ve karamelize olmuş şeker içermektedir. Kafeinin etkisi ağzımıza aldıktan 5-10 dakika sonra etkili olmaya başlamakta ve sindirim sistemindeki emilimi yaklaşık 45 dakikada tamamlanmaktadır.

Sağlıklı bir insanın tüketmesi gereken kafein miktarı kilo başına 4-5 miligram yani 60 kilo gelen bir insanın 300 miligram kafeini aşmaması gerekmektedir ki bu da ortalama 3 fincan kahve demektir.

Bazı Kahve Türleri ve İçerdikleri Kafein Miktarları

Starbucks Latte, 480 ml.: 150 mg
Filtre kahve 240 ml. : 95 mg
Espresso, 240 ml: 64 mg
Kahve decafein, 250 ml.: 2 mg

Kahve ve Yararları:

– Yapılan bir çalışmaya göre kahve, yaşlı bireylerin daha hızlı düşünmesine sağlamayarak hatırlama yeteneğinin artmasına yardımcı olduğu ileri sürülmüştür.

– Yapılan bazı çalışmalarda kafeinin vücut ısısını arttırma etkisiyle metabolik hızda %2-12’lik artış yarattığı belirlenmiştir.

– Bir kanser merkezinde yapılan çalışmada kahve tüketimi olan erkeklerde prostat kanseri riskinin, kadınlarda rahim kanseri riskinin azaldığı tespit edilmiştir.

– Bir tıp dergisinde yapılan çalışmalardan derlenerek yayınlanan yazıda kahve kullanımının Tip 2 diyabet riskini azalttığı belirtilmiştir.

– Kahvenin karaciğer hastalıklarında karaciğer eksikliği yaşanması durumunda hastalığın hızını yavaşlattığına ilişkin bulgular yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.

Fazla Tüketilmesi Durumunda:

– Özellikle ilerleyen yaşlardaki kadınlar için, günde 3 fincandan fazla kahve tüketiminin kalsiyum kaybına yol açacağından kemik erimesi riskini arttırdığı düşünülmektedir. Sağlıklı beslenen ve kalsiyumu yeteri miktarda alanlarda bir sorun gözlemlenmezken, özellikle menopoz öncesinde ve sonrasında kadınların üç fincandan fazla kahve tüketmemesi önerilmemektedir.

– Yapılan birçok çalışmada, günde üç fincan ve üzeri kahve tüketiminin aşırı miktarda kafeinin yumurtlama üzerine olumsuz etkisinden dolayı kadınlarda doğurganlık oranını azalttığı bilinmektedir.

– Kafein tüketim miktarına bağlı olarak, idrara çıkış sıklığını arttırıcı rol oynamaktadır. Kafein alımı arttıkça, sıvı atım miktarı da artmaktadır. Bu durumun erkeklerde prostat problemleri ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir.

– Uykuya dalış süresini uzatabilmekte, uyku süresini geciktirebilmektedir. Bu da gerginlik ve sinirliliğe neden olabilmektedir.

– Kafein, kan basıncında ani yükselmelere sebep olmaktadır. Bazı bireylerde düzensiz kalp atışlarına yol açabilmektedir.

– Demir eksikliğine bağlı kansızlık sorunu olan bireylerde kahve tüketiminin mutlaka sınırlandırılması gerekmektedir. Çünkü 200 – 250 ml. kahve içenlerde bağırsakların demir emilimi ortalama % 45 oranında azalmaktadır.

Kahve tek başına kalorisiz ve yağsız bir içecektir. Ancak kafelerde sunulan sade kahve alışkanlığının yerini alan sütlü, kremalı kahvelere gelince işin rengi ne yazık ki değişmiştir.

Kahve seçimlerinde şuruplu, kremalı, yoğun miktarda çikolatalı ve şekerli kahvelerin seçilmesi günlük alınan kalori ve toplam yağ miktarını fark etmeden ciddi bir oranda yükseltmektedir. Bunların yerine, sade Türk kahvesi, espresso, latte, americano gibi kahve çeşitlerinin tercih edilmesi daha sağlıklı ve daha doğru olacaktır.