Köksüz Nilüfer Çiçekleri

Bildiğim bütün çiçekler, toprakta yetişirdi oysaki. Bir tek nilüfer çiçeği dışında.. Topraksızdı nilüfer çiçeği, köksüzdü, suskundu… Durgun suda biçareydi. Rüzgârdan bile ürkerdi. Mahzundu. Gözleri, açan bir bahar olsa da, hüzün gibiydi kokusu. Gündüz açar, gece suyun altına saklardı kendisini, kimseler görmesin, kimseler ona zarar vermesin diye.. Bataklıkta açar, ancak o hep tertemiz kalırdı. Tıpkı dünyadaki tüm biçare çocuklar gibi. Tıpkı Sudanlı bir yetim çocuk gibi..

İmkân ve Mümkün Arasında

İnsan çoğu kez hayatta, sahip olduklarının farkında değildir ve mütemadiyen içinde bulunduğu durumdan şikâyet eder. Bir şeyler illa ki eksiktir ya hani… Hayıflanmak için, üzülmek için, kızmak için mutlaka sebepler vardır. Hâlbuki bir adım geride durup dünyaya baktığımızda, hayıflandığımız tüm sebeplerin de anlamı yitiveriyor. İnsanların, imkânlar ve imkânsızlıklar arasında savrulduğunu gördükçe, derinlerde bir yerde bir sızı çöküyor içimize. Ve bu bir sancı aslında. Bu dünyada hem insanlar için, hem Allah’ın rızasını kazanmak için daha fazla ne yapabilirimin sancısı. Belki dünyada acı çeken tüm insanlara ulaşamayız fakat en azından elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce bir şeyler yapmak mümkün. Bir çocuğun çaresiz gözlerine umut olmak, yarasını yaran bilmek, acısını acın bilmek, o yaraya merhem sürmek ve yıkık dökük bir hayatı yeniden inşa etmek mümkün aslında. Tam da bu noktada, Gölgede Açan Nilüfer Çiçekleri Projesi, düşen bir kardeşine el uzatmanın ne kadar kolay ve mümkün olduğunu bir kez daha gösterdi bizlere. Kapısı iyiliğe açılan, iyi kalpli insanları buluşturan ve amacına sonuna kadar hizmet eden bu başarılı projeye Bursa olarak ev sahipliği yapmaktan sonsuz mutluluk duyduk.

Gölgede Açan Nilüfer Çiçekleri Projesi

Sudanlı yetim çocuklarımız için Bursa’da, Nilüfer Okulları’nın katkılarıyla düzenlenen “Gölgede Açan Nilüfer Çiçekleri” projesi oldukça ilgi gördü. Projenin koordinatörlüğünü yürüten Hülya Aslan ve bu projenin sunuculuğunu üstlenen oyuncu Burçin Abdullah öncülüğünde gerçekleştirilen bu özel projenin amacı, bir nebze de olsa, Sudanlı yetim kardeşlerimizin yüzlerini güldürmek ve onlar için bir yetimhane inşa etmek ve imkânsızlıklar içinde yaşama tutunmaya çalışan bu kardeşlerimize bir yudum nefes olmak, soluk olmak, bir damla su olmak, başının üzerinde bir çatı olmak aslında.

Gölgede Açan Nilüfer Çiçekleri Projesi, bizlere bir çocuğun oyuncaktan başka şeylere de ihtiyacı olabileceğini gösterdi. Küçücük yaşında, anne ve babasını kaybetmiş, köksüz nilüfer çiçeği misali hayat içinde savrulan bu çocukların sağlıklı yaşamaya, emniyet içinde uyumaya, ekmek derdinde olmadan özgürce oynamaya nasıl da muhtaç olduklarını tekrar görmemizi sağladı. Gölgede Açan Çiçekler Projesi bizlere, bu yetimlerin sadece bir çocuk olduğunu tekrar hatırlattı. Sadece bir çocuk, o kadar..

“Gölgede Açan Nilüfer Çiçekleri Projesi” kapsamında gerçekleştirilen defile oldukça renkliydi. Seval Moda’nın göz dolduran gelinlikleri ile başlayan defile, Tuay Karaca’nın tasarımlarıyla devam etti. Tuay Karaca’nın Osmanlı tarzı asil koleksiyonu görülmeye değerdi. Katılımın oldukça yüksek olduğu defileye pek çok moda tasarımcısı da, kıymetli tasarımlarıyla katkıda bulundu. Kübra Tekin, Şüheda Aydın, Kuaybe Gider, Esra Keskin Demir, Filiz Yetim ve daha pek çok isim Sudanlı yetim çocuklar yararına projeye destek oldu. Başarılı modacıların imzasıyla sergilenen tüm kıyafetler oldukça ilgi gördü. Gölgede Açan Nilüfer Çiçekleri Projesi, iyiliğin ve estetiğin buluştuğu çok özel bir organizasyon oldu.

Yetimlerin Yüzü Gülsün Diye…

İyilikler insanları buluşturur derler. Bir nevi kelebek etkisi, dünyanın bir yerinde bir kelebek kanat çırpar ve her şey değişir! Bugün belki de, dünyada çocuklar üzülmesin diye, kanat çırpan kelebek olduk hepimiz. Bir yetimin dahi yüzü gülse, bir çocuk bile sevinse, ey Hakk ne büyük hazine!

Sudan sebepler için değil, bu kez Sudan için, Sudanlı yetim kardeşlerimiz için birleştirdik kalplerimizi. Bu proje ile artık Sudanlı kardeşlerimizin de başlarını sokabilecekleri, güven içinde uyuyabilecekleri, mutlu rüyalar görebilecekleri bir yuvaları olacak artık. Bu gerçekten son derece mutluluk verici. Zira asıl yurdumuza, iyiliklerimizden başka ne götürebiliriz ki..

Dr.Feldenkrais’in çok sevdiğim bir sözü vardır: “Amacımız, imkânsızı mümkün; mümkünü kolay; kolayı da zarif ve zevkli yapmanın yollarını bulmaktır.” Gölgede Açan Çiçekler Projesi, bu sözün tam karşılığıydı diye düşünüyorum. İmkânsızı mümkün yapmaya çalışırken, zarafetin dilini kullanan, her yönüyle takdir edilesi bir projeydi.

Bu anlamlı projeye maddi ve manevi destekte bulunan herkese, sevgili Hülya Aslan’a, böylesine özel bir projenin sunuculuğunu yapan Burçin Abdullah ve Şenol İpek’e, tasarımlarıyla projeyi destekleyen modacılara, projeye yoğun ilgi gösteren katılımcılara ve yetimlerin yüzlerine tebessümü armağan eden herkese selam olsun.

Selam ve dua ile…