“Özgüveni yüksek olan kadın düşük ahlaklıdır” sözünün insanlara bir hadis gibi nakledildiğini duymamın peşinden çok geçmemişti ki birbiri ardına kadın cinayetleri, her konuda -reklam, haber, spor…- kadının sadece beden olarak sunulması tartışmaları geldi.

Bu konuda dindarından, sekülerine herkes suçlu, herkesin eli de kalbi de kirli. Dindar erkek, kendi yetersiz özgüvenini örtmek için kendisine güvenen ve çalışan kadını ahlaken yoksunlukla suçluyor hatta bu konuda hadis uyduruyor yani Hz. Peygamber’e söylemediği bir söz isnad etmek gibi bir cahil cesareti gösteriyor ve etrafa yayıyor. Özgüven konusunda Hz. Aişe gibi bir örnek varken hem de!

Seküleri ünlü reklam şirketlerinde maktulü kadın olan cinayetlere dikkat çekmek gibi iyi(!) bir amaç için bile olsa katledilmiş kadını 90-60-90, sarışın, olanca seksiliğiyle yerde yatan ve kan bedeninden kibarca akan bir kadın olarak sunuyor. Söylediğim gibi herkes suçlu. Çocukluğundan itibaren ‘kız kısmı’ denilerek önüne konan toplumsal yahut bizzat kendi ailesinin koyduğu engelleri aşıp başını dik tutan kadının ahlaki seviyesinin düşük olduğunu iddia eden ‘dindar’ da kadın haklarını savunduğunu, kadına yönelik her türlü şiddeti kınadıklarını iddia ederken kadını ayaklar altına alan seküler de, katil yerine ölmüş kadını fotoğraflayan haberci de bütün bu insanlar suçludur diyene ‘kızım sen feminist misin?’ diyenler de, herkes suçlu!

Peki Ya Kadının Çalışması Konusundaki Tartışmalar

Kadının çalışıp çalışamamasının tartışmaya açık bir konu olduğunu düşünmüyorum. Çünkü kadının çalışmasını tartışmak ile erkeğin çalışmasını tartışmak arasında temelde bir ayrım göremiyorum. Zira haramlar ve helaller açısından bakıldığında dinimiz kimseyi kimseden ayırmamıştır. Dolayısıyla kadınları erkekler yoldan çıkar hafazanallah deyip kadını toplum dışına itmek bu noktada kadını hiç günaha giresi olmayan erkekleri durduk yere günaha sokan, bir günah keçisi yapmaktan farklı değil.

Şimdi herkes biraz dürüst olsun ve şu soruları cevaplasın.

Kadın sadece modern anlamda tanımlı bir işte çalışınca mı çalışması tartışılır oluyor? Tarlada, bahçede, evde çalışıp aynı zamanda çocuk bakan kadınlar çalışmıyor mu?

Peki geçenlerde bu konuda fikir beyanında bulunan hocanın dediğini hatırlayalım özetle; çalışan kadın yoruluyor, evde eşi için yeterli olmuyor ve fuhuşa giden yola zemin hazırlamış oluyor. Çocuk yapmıyor. Ümmet zarar görüyor. Peki ya hırsız? Hırsızın hiç mi suçu yok? Fuhuşa giden adam niçin tartışılmıyor? Adam karısı çalışıp yorulduğu için mi zinayı tercih ediyor? Peki bu adamların hanımları bu şekilde tanımlı bir işte çalışmasaydı el üstünde mi tutacaklardı; ütüsünü, yemeğini yaptığı için Allah razı olsun da diyecekler miydi? Yoksa yine aldatacaklar mıydı?

Çalışma meselesinde dürüstlüğü bir miktar daha arttırmak istiyorum; şimdi sosyal medyada yahut arkadaş ortamlarında kadınların çalışmasına ne kadar karşı olduklarından bahseden bunu işlerine gelen bir takım dini kaynaklarla desteklemeye çalışan erkekler iş gerçeğe geldiği zaman niçin çalışan kadınlarla evlenmeyi planlıyor hatta karısından gelecek maaşı hesaplamaya ondan önce başlıyor? Peki ne oldu arkadaş ortamlarında kesilen ahkamlara?

Hz. Hatice’nin iffeti ve cömertliğiyle bilinen bir tüccar olduğunu biliyoruz öyle değil mi? Peygamberimizin (sav) eşlerinden Hz. Zeynep dericilikle uğraşıyordu. Peki kadının çalışıp çalışamayacağını neden hâlâ tartışıyoruz? Efendimizin bütün meslek gruplarından bir hanımı olmadığı için mi?

Not: Tamamı biraz öfke ve sitem içeren bu yazının iddiası ‘kadın çalışmalıdır’ değil. Bunu altını çize çize söylemek istiyorum. Bu yazıda üzerinde durduğum şey; kadının çalışmasını artık tartışmayalım, hele bu şekilde çirkin ithamlarla ve samimiyetsizce hiç tartışmayalım.