Geçen yazılarla birlikte yapıcı eleştirinin ne olduğuna ve etkili iletişim becerilerine dair ipuçları vermiştik. Eleştiri kişiye değil olaya yönelik yapılmalı ve sipesifik olarak sorun olan şeyden bahsedilmelidir. Bu mesajımızın karşımızdaki tarafından direk alınmasını sağlar.
Olumlu yönlendirme ile de yani kişiye ne yapmaması gerektiğini değil ne yapması gerektiğini söyleyerek onun savunma mekanizması geleştirmeden, direk hedefe yönelmesini kolaylaştırabiliriz. “Yaramazlık yapma” değil, “Uslu dur” demek gibi mesela.
Bu sefer bahsedeceğim iletişim yöntemi ise aldığınız geri bildirimlerle de farkına varacaksınız ki tadına doyulmaz bir iletişim tercihi olacak sizin için…
Sandviç Metodu
Sandviçi hepimiz biliriz. İki kat ekmeğin arasındadır ama içini neyle istersek onunla doldurmak bizim elimizdedir. İşte içindeki ana malzeme; bizim karşı tarafa vermek istediğimiz mesajın ta kendisi. Sadece ekmeğin arasına koyup tadını biraz yumuşattık. Nasıl mı?
Yıllardır hepimiz öğretmenlerden şunu duymuşuzdur: “Çocuğunuz çok zeki ama çalışmıyor“. Cümlenin içinde ‘ama”‘ geçti, istediğiniz kadar zeki deyin, o çocuğun kafasına “Bal gibi de aptalım ve ders çalışsam da bir şey değişmeyecek” mesajını vermiş oldunuz. Bu yüzden sandviç metodunda ‘ama, fakat, yalnız’ gibi bağlaçlardan sakınmanız gerek. Öğretmen aslında burda tüm iyi niyetiyle çocuğun ders çalışması gerektiğini söyledi ama tam tersi bir mesaj verdi.
Peki sandviç metoduyla çocuğa ders çalışması gerektiğini nasıl söyleriz? “Yavrum senin zeki olduğunu biliyorum ve biraz daha programlı ve düzenli çalışarak okuldaki başarını katlayabileceğini düşünüyorum. Seni seviyorum ve bunu başarabileceğine inanıyorum.” Çocuğa aslında “Ders çalış” dedik ama “Ders çalıştın mı?“, “Ödevini yap.”, “Bak hocan sana ders çalışmıyor diyor.“, “Ödevini bitirdin mi?” gibi sıkıcı ve onu “Tembelsin“, “Ders çalışmıyorsun“, “Bu karnede de kötü not gelecek” gibi olumsuz eleştirili hiç bir cümle kullanmadan “Derş çalış” dedik. Cümlenin içinde “Ders çalış” cümlesi gecmeden dedik üstelik.
1-İlk adım: Karşınızdaki kişiye daha önceki başarısı ya da iyi bir huyundan bahsedin.
2-Asıl mesaj: Ama, fakat gibi bağlaçlardan kaçınıp, “ve” bağlacını tercih ederek asıl yapmasını istediğiniz şeyi söyleyin.
3-Bağlama: Burda onu sevdiğinizi, takdir ettiğinizi veya güvendiğinizi belli eden ve karşınızdakini cesaretlendirici bir sözle konuyu bağlayın.
“Geçen projedeki gayretin ve fikirlerin çok güzeldi ve bu projede de aynı özeni göstereceğini biliyorum. Sunum haftayaydı değil mi?” (Sandviç metoduyla)
Karşımızdakine “1 haftan var ve sakın karşıma baştan savma bir projeyle gelme” dedik. Ama bunu itiraz etmesine fırsat geliştirmeden ya da baskıcı bir dil kullanmadan söyledik.
“Geçen seneki evlilik yıldönümümüzde aldığın çiçekleri hatırlıyor musun? Çok güzeldi ve bu seneki evlilik yıldönümümüz konusunda beni meraklandırıyor. Benim ince düşünceli kocacım.”
Belki de içinizden “Geçen sene ben hatırlatmasam çiçek bile almıyordun hele bu sene de evlilik yıldönümümüzü unut bak neler oluyor” demek istiyorsunuz ama gerek yok. Sandviç metoduyla hiç çaktırmadan aynı şeyleri söylediniz zaten.
Yunus Emre ne demiş?
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz.
İşte bu devirde buna; o hikmetli sözlerin sırrına eremesek de iletişim becerileri diyoruz.
Yorumlar