Tartışmaya açık olan bir soru soruyorum sizlere. Yanıtı kimisine göre evet kimisine göre hayır kimisine göre de bazen diye cevaplanabilecek ucu bucağı açık bir soru. Keyifle cevaplamaya hazırım. Başlıyorum…
Modanın, tasarımcılar tarafından sunulduğu şekliyle kullanılmasından oldukça rahatsız olduğumu her defasında söylüyorum. Elbette ki bu tüm parçalar için geçerli değil. Her parçayı farklı yorumlayabilirsiniz ama hepsi değişikliği kaldırmayabilir. Giyinmek, kişinin zevk ve isteklerine göre değişen bir seçimdir. Bir şeyin zorunda olunduğu için giyinilmesine ve kullanılmasına son derece karşıyım. Bu sebeple ruh haline göre, yani canı nasıl istiyorsa öyle giyinen tüm insanların destekçisiyim. Çünkü giyinmek özgürlük ister. Yaşayış ve inançlarına göre giyinmeyi tercih eden bir insanı kısıtlayamazsınız. Tercih ettiği şekilde giyinen insan mutludur ve mutlu olduğu içinde kusursuz gözükür. Bu sebeple de işinde daha verimlidir. Bu benim şahsi fikrimdir. Yapılan araştırmalar bunun aksini söylüyor.
Giyinmek özgürlük ister
Giyindiğiniz kıyafetler kişiliğinizi yansıttığı için dilediğiniz gibi giyinmeniz taraftarıyım. Fakat bazı yerlerde ne yazık ki, bu pek mümkün değil. Örneğin; pek çok şirketin giyim konusunda sıkı politikaları var. Zamanında bu zorunlu baskıya son derece karşıydım. Bana göre isteyen dilediği gibi giyinebilmeliydi. Çalışanların daha verimli olması için bunun şart olduğunu düşünüyordum ama yakın bir aile dostumuz fikirlerimi biraz da olsa değiştirerek ona hak vermemi sağladı.
Kendisi firmasındaki çalışanlarına zorunlu tuttuğu, resmi kıyafetle işe gelme kuralını değiştirerek, diledikleri gibi giyinip gelmelerini söylemiş. Bir süre güzel ve verimli devam eden bu gidişat, zamanla yerini özensiz ve lakayt bir giyime bırakınca, her şey tekrar başa dönerek resmi kıyafet zorunluluğu geri getimiş. Çünkü sağlanan bu kıyafet özgürlüğü, şirketin imajını zedelemeye başlamış. Hani bir laf vardır ya: “Kendim ettim, kendim buldum” işte bazı insanlar bu cümleye çok yakışıyor. Biz kendimizi düzeltmedikçe bu kurulu düzeni de değiştiremeyeceğiz. Sana sunulan her türlü kolaylığı ve ayrıcalığı hafife almayıp ciddiye alırsan, giyim konusundaki bu kısıtlamanın da kısa sürede çözüleceğini düşünüyorum. Çünkü dilediği gibi, yani o gün canı nasıl istiyorsa öyle giyinmek herkesin hakkı.
Ruh haline göre tarz değişir mi?
Kurumsal giyimin zorunlu tutulmadığı pek çok yer ve meslekte var elbet. Örneğin; mimarlar, tasarımcılar, serbest meslek yapanlar, ressamlar, fotoğrafçılar, yazarlar vb. birçok meslek dalı… Ben mesleğimin en çokta bu yanını seviyorum. Gün içinde dilediğim gibi giyinebiliyorum. Kendimi özgür ve rahat hissetmezsem sanki hiç bir şey yapamayacakmışım gibi geliyor. Şimdi diyeceksiniz ki, peki ruh hali sürekli değişiyorsa ne olacak? İşte o zaman kafa karışıklığından başka bir şey olmayacaktır. Ruh hali sürekli değişen bir insan dahi olsa, eğer var olan tarzına göre giyiniyorsa sorun yoktur. Bunun kontrolü zor olmaz. Ruh haline göre giyinmekle tarz olabilirsiniz fakat her ruh haline göre tarz değiştiremezsiniz! Çünkü stil ve tarz yataktan kalktığınız ruh halinize göre değişmez.
Evet, ruh haline göre giyinmekle tarz olunur!
Ruh haline göre giyinmek, yani o gün canı nasıl görünmek istiyorsa öyle giyinmek, kendi tarzını bilen ve stilini oluşturan herkes için keyifli bir hal alabilir. Daha verimli, daha enerjik, daha yenilikçi olmak için insan kendini önce özgür hissetmeli. İçinde rahat edemediğiniz ve kendinizi huzurlu hissetmediğiniz hiçbir giysinin içinde kalmayın! Ruh halinize göre giyinmekle tarz olabilirsiniz. Ama unutmayın, ilk önce kendinizi tanımanız şart! Çoğunuzun günlük hayatta tercih etmediği eşofmanı bazıları öyle bir yorumlar ve öyle güzel taşır ki, durup kendinize sorarsınız: “Acaba bende neden böyle durmuyor?” Cevap basit! İyi bir duruş, kendinden emin tavırlar ve güzel bir gülümseme ile her haliniz tarz gözükecektir.
Yorumlar