İşe gittiğimiz sabahlarda, ‘Bugün ne giysem?‘ derdi yaşamayan bir insan var mıdır acaba? Yoğun çalıştığımız iş ortamlarında, sabah kalkıp kendimizi hem rahat hem de huzurlu hissedebileceğimiz bir kıyafet seçimi yapmak kadınlar için bazen trigonometri problemi gibi bir hal alıyor. Bu durumdan belli ki, dünya devi Saatchi&Saatchi şirketinin art direktörü olarak görev yapan 28 yaşındaki Matilda Kahl da muzdaripti. Bugün size bugün Matilda Kahl’ın bu büyük probleme bulduğu çözümün hikayesini anlatacağım.

“Zamanımı ve Enerjimi Kıyafetlere Harcamak İstemedim!”

“Bugün ne giysem?”, “Bu kıyafet bu toplantıya uygun olur mu?”, “Bu kıyafetin içinde rahat olur muyum?” Sorular, sorular ve bitmeyen sorular… Bu durum size de çok tanıdık geldi öyle değil mi? Matilda Kahl, pek çok kadının işe giderken ki yaşadığı kıyafet stresine kendince bir çözüm üretmiş: İşe her gün aynı kıyafetle gitmek! Matilda Kahl: “Zamanımı ve enerjimi kıyafetlere harcamak istemedim.” diyerek bu karara nasıl vardığını özetliyor. Çalıştığı günlerde yeteri kadar yaratıcı iş üretmesi gerektiğini anlatan Kahl, bir de kıyafetleriyle yaratıcı görünmek için baskı hissetmek istemediğini de sözlerine ekliyor.

Basit, Sade Ama Kimliği Olan Bir Kıyafet Arayışı

Matilda Kahl, işe giderken yaşadığı bu stresi minimuma indirmek için basit, sade, şık ve aynı zamanda kimliği olan bir kıyafet aramak için yola çıkıyor. Arayışları onu ,tam da istediği gibi, beyaz bir bluza ulaştırıyor. Kahl kıyafet seçimini şu sözlerle dile getiriyor: “Bluzu gördüğümde aşık oldum.” Aynı bluzdan 15 tane, aynı pantolondan 6 tane alıyor. Siyah-beyaz üniformasını Kahl tam 3 yıldır hiç üzerinden çıkarmıyor. Diğer günlerde ise kendi tarzına uygun, renkli kıyafetleri tercih ettiğini söylüyor.

Erkeklerin Kıyafet Stresleri Yok!

Matilda Kahl, katıldığı toplantılarda erkeklerin hiçbir zaman kıyafet seçme konusunda anksiyete yaşamadığını fark ediyor. Zaten o günden sonra da işe hep aynı kıyafetle gitme kararı veriyor. Erkeklerin kıyafet konusunda kadınlardan daha rahat seçim yapabilmeleri aslında her birimizin zaman zaman dile getirdiği bir tespit. Erkekler bu konuda şüphesiz daha rahatlar; tabiri caizse, bir pantolon bir gömlek ile işin içinden kolayca sıyrılabiliyorlar.

Kadınlar ise kıyafet seçimlerinde tüm detayları düşünmek zorundalar. Bazı günler insan kıyafetlerine bu kadar zaman harcamak istemiyor. Daha düz ve sade olmak istiyor. Herkes kendi tarzı çerçevesinde detayları yorumluyor. Detayları yorumlamak ise elbette ki zaman alıcı. O kolyeyle o eşarbın uyumu şiir gibi oluyor da; o ayakkabı o eteğe belli ki uymuyor. Bir ayakkabı uğruna ne kombinler yapılıyor. Çantasız çıkılmıyor! Çantanın rengine, kıyafetinle uyumlu bir numara atman gerekiyor. Saate daha gelemedik bile… Eteği düşün, elbiseyi düşün, ayakkabıyı düşün derken kadınların yaşamlarının bir kısmı sadece giyecekleri kıyafeti düşünmekle geçiyor. Moda sektörünün neden kadınlar üzerinden yükseldiğini buradan bakınca anlamak pek de zor olmuyor.

Avrupa seyahatlerim sırasında beni en çok etkileyen şeylerden biri insanların kıyafetleriydi. Gördüklerimin her biri sade ve uğraşısız olan kıyafetlerdi. Ancak bizim toplumumuzda, Ortadoğu ve Arap toplumlarında ise kıyafet seçimi konusunda, tam aksi yönde çok daha abartılı ve gösterişli kıyafetler tercih ediliyor. Matilda Kahl’ın uyguladığı çözüm yolu bu yüzden kimilerine göre belki çok radikal görünebilir. Fakat insan her gün sadece kıyafet seçimine harcadığı zamanı ve enerjiyi düşününce bu durum sanki cazip mi geliyor ne… Siz ne dersiniz?