Sadaf Syed (Sedef Seyid), Müslüman bir Amerikalı. California Üniversitesi’nde iletişim ve fotoğrafçılık üzerine eğitim gören Syed, Müslüman kadınların medyada sunulan olumsuz imajını düzeltmek için bir foto-röportaj kitabı hazırladı.
Kitapta Amerikalı Müslüman kadınların toplum içindeki doğal hallerini ve başarılarını gösteriyor. Syed kitap için Amerika’nın dört bir tarafında yaşayan başörtülü kadın boksörlerle, askerlerle, hâkimlerle ve sörfçülerle görüştü, çalışırlarken fotoğraflarını çekti. Syed’in kitabının adı “iCover” (Ben Örtülüyüm).
- Böyle bir çalışma fikri nasıl ortaya çıktı?
Bu projeyi hizmet amaçlı yaptım. Yaşadığımız hızlı tempolu dünyada fotoğraflar çabuk bilgi veren ve insanın beynini uyarmayı sağlayan araçlar haline geldi. 11 Eylül sonrası medyada İslamiyet ve Müslümanlarla ilgili doğru olmayan birçok şey yayımlandı. Özellikle başörtüsüyle ilgili merak uyandıran, gerçek dışı bilgiler akılları karıştırıyordu. Ben de aklımdan geçen birçok fikri toparlayıp bu projeye başlamaya karar verdim. “iCover” böyle ortaya çıktı.
- Kitabınızın adı çok etkileyici. iCover: Covered Girl. Sanki iPhone’u hatırlatıyor. Nasıl iPhone 21. yüzyılın iletişimiyle özdeşleşmişse, bu kelime de çağdaş Müslüman kadınla özdeşiyor sanki.
Evet, kitabımın adı iCover: A day in the life of an American Muslim COVERed Girl (Ben Örtülüyüm: Amerikalı Müslüman Başörtülü Bir Kızın Hayatında Bir Gün). Kitap güçlü başörtülü kadınları kutlayan bir fotoğraf dokümanteri.
- Amerikan ordusunda başörtülü görev yapan asker, hâkim, doktor, sörfçü, motosikletçi, bir rock grubunda davul çalan başörtülü müzisyen… Bu kadınları nasıl ve nereden buldunuz?
e-mail yoluyla listemdeki herkese projemi anlattım. Hedefim Amerikalı Müslümanlarla diğer Amerikalıların arasındaki benzerlikleri sunmaktı. Hepimizin Amerikalılar olarak benzer hedeflerimiz, üzüntülerimiz, beğenip beğenmediklerimiz var.
- Fotoğrafını çekmek istediğiniz başörtülü kadınlardan nasıl tepkiler aldınız?
İsimler adeta yağıyordu. Müslüman kadınlar doğru imajlarının ortaya çıkması için o kadar azimliydiler ki, kendi seslerinin duyulması için sabırsızlanıyorlardı. Özel ve profesyonel hayatlarında resimlerini çekmeme izin verdikleri için onlara minnettarım. Biz hepimiz Amerikalı Müslümanlarız.
- Amerikalı Müslüman olmak ne demek?
Amerikan kültüründe büyüyüp aynı zamanda İslam’ı hayatında uygulayabilmek demek. Amerika’da birçok seçim hakkımızın olması ve bunun yanında inançlarımız doğrultusunda hareket edebilme özgürlüğümüzün olması hayatımızı o kadar kolaylaştırıyor ki bu gerçeği küçümsememiz mümkün değil.
- Amerika’daki dini özgürlük sayesinde mi örtülü bir kadın orduya katılabiliyor, hakim olabiliyor, sörf yapabiliyor? Hiçbir engelle karşılaşmıyorlar mı?
Evet. İşte kitabımda bu canlı örnekleri görebiliyorsunuz. Belki burada da her şey mükemmel değil ama insanın dinî inançlarını yaşaması açısından ABD birçok yerden daha ileri.
- 2 küçük çocuğunuz var. Çalışma temponuzu nasıl ayarladınız?
Eğer yaptığım çekimler bir günden fazla sürecekse çocuklarımı da yanımda götürdüm. O zaman çocuklarım 1 ve 4 yaşlarındaydı, ikili bebek arabalarına oturtup, havaalanlarında uzun sıralarda bekledik, güvenlikte didik didik arandıktan sonra, beraber uzun uçak yolculuklar yaptık. Farklı şehirlerde otellerde kaldık. Varır varmaz ardı ardına hiç durmadan çekim yapmam gerekti çoğu zaman. Bazen annem Michigan’dan benim bulunduğum şehre geldi, çocuklarıma baktı. Bazen de haftanın 6 günü çalışan eşimin tatil gününde çocuklara bakması için bırakıp günübirlik yolculuk yaptım ve Chicago’ya geri döndüm.
- Eşiniz hiç “Bırak artık şu fotoğrafçılık sevdasını, bak ailemiz perişan oluyor, otur evinde ev hanımı ol.” demedi mi?
Böyle bir şey söz konusu olmadı. Eşim her zaman beni destekledi. Hem maddi hem de manevi açıdan benim en büyük desteğim her zaman eşim olmuştur. Ne bana çalışmam için baskı yaptı ne de evde oturmam için.
- Medyada gördüğümüz gibi değil yani, Müslüman erkeğin karısının zorla başını örttürüp eve kapatıp özgürlüğünü kısıtlayıp karısının bireyliğini saymaması gibi değil yani? (Gülüşmeler)
Aman Tanrım, kesinlikle hayır!
- Fiziksel ve duygusal olarak bu kadar yoğun çalışmayı nasıl kaldırdınız?
Öncelikle çok sabırlı olmaya çalıştım. Randevuları ayarlayabilmek için iyi organizasyon yapmam çok önemliydi. Farklı programları olan birçok kadının çekim saatini aynı şehirde bulunduğum kısıtlı bir süreye sığdırmak beni zorladı. Bazen aynı şehire birkaç kere gitmem gerekti. Tanıştığım her kadın bana güç verdi. Onların hikâyelerini anlatabilmek, toplumdaki gerçek konumlarını fotoğraflamak beni daha da çok teşvik etti. Onları gördükçe önüme çıkan engelleri atlamak için onlardan güç aldığımı hissettim. Ümidim iCover’in insanları eğitmesi ve teşvik etmesi, her adımda bir Müslüman kadınla!
(iCover’a www.islamicbookstore.com ve www.sadafsyed.com sitelerinden ulaşabilirsiniz.)
harika bir proje.tebrik ederim…