Merhabalar, yaz gelmemeye inat edip serin hava oruç tutanların gönlüne ferahlık salmaya devam ederken, modacılar olarak yazdan söz edemez olduk. Ben de yazdan söz edemeyen modacılardan olup, size Acne Studios’nun 2017 Sonbahar-Kış kreasyonundan bahsetmek istedim.
Acne Studios’un tasarımcısı Jonny Johnson bu seneki sonbahar-kış kreasyonunu tasarlarken ünlü İsviçreli Alman sanatçı Paul Klee’nin 1910 ve 1920 yılları arasında oğlu için yaptığı parmak kuklalarından esinlenmiş. Tasarımların ilham kaynağı bilindiğinde değerlendirmesi daha çok kolaylaşıp, keyif veriyor; meraklısına ek bilgi. Şimdi Acne Studios podyumuna bakalım, sezonda bizi hangi trend yorumlamaları ve detaylar bekliyor, hep birlikte görelim.
Acne Studios’un podyum deşifresi için ilk söylenmesi gereken şey maxi boy’un bu yaz başlayan serüveni, sonbaharda da hız kesmeden hatta daha da hızlanarak devam ediyor olması ilk güzel haberim. Maxi boy paltoların içlerine balıkçı yaka trikolar, trikoların kolları palto manşetlerinden çıkacak kadar uzun ve fırfır, volan ile detaylandırılmış, ama bunu yaparken en dışta giydirilen paltoyu en üst düzeyde sade tutuyor olması minimal bir hava katarken, küçük kişisel dokunuşlarla, iddialı bir yaklaşımda bulunulmuş. Zaten Acne Studios’un genel tarzı sadelik, bu sadeliği her daim küçük dikiş oyunları ve aksesuar seçimindeki kült parçalarla destekliyor olması. Anlayacağınız bu sonbaharda da çizgisinden zerrece ödün vermemiş.
Podyumda gördüğümüz diğer parçalara geçecek olursak maxi boy elbiselerin, paltoların, pantolonların hakimiyetinde; kumaş, dikiş ve aksesuar seçiminde nokta atışı yaparak devam ediyor. Maxi boy elbiselerde tercih ettiği uçuş uçuş yaz kumaşı sateni, sonbahar renkleriyle kombinleyip sonbahara uyarladıkları gözümüzden kaçmıyor. Ama bu uçuş uçuş giymeyi seven bizlere, güzel bir haber. Sonbahar öyle bir mevsim ki, ne yazdan kalma ince tiril tiril elbiselerden vazgeçmek istiyor insan, ne de trençkot şıklığını elimizin tersiyle itebiliyoruz. Acne Studios bize bu yıl kararsızlığımızın keyfini yaşayabileceğimiz bir trend ortaya koymuş.
Vücut şekli kesiminde ama vücuda oturmayan kalıplarıyla, rahatlık ile şıklığın bir aradaki uyumu sonbahar kreasyonunun imzalarından. Geniş maxi elbiselerin üzerine bir o kadar kısa belde süveterlerle, mini hırkalarla kombin yapıp, ironik ama görselde cesur bir yaklaşımda bulunmuş. Desensiz kumaşlarla yaptığı zıt aksesuar oyunlarını, desenli kıyafetlerde sadeliğe bırakmış. Dümdüz giyiniyorsak iddialı aksesuarlar, desenli giyiniyorsak küçük, göze çarpmayan sade aksesuarlar kullanılmasını salık vermiş tasarımcı. Renk konusundaki seçimler tam bir sonbahar esintisi, siyahlar, griler, bejler, beyazlar ama öyle güzel bir imza renk seçmiş ki, mor. Tam sonbaharın o haki, turuncu, kahverengi tonlarının arasında iç açacak ama gözü almayacak bir tonda mor seçimiyle beni etkiledi; bakalım sizler ne düşüneceksiniz. Renklerden dem vuruyorken siyah rengini kullanırken düz kumaş kullanımı, bedene oturmayan maxi boy elbise kullanıp, bütün iddiayı elden çıkan tüylü bir eldivene ve kocaman siyah beyaz çantaya bırakması sadelik ile gösterişli olmanın en doğru halini göstermiş bizlere. Tabi ki esinlendiği parmak kuklarına atıfta bulunurcasına cep detaylarında püsküllere, elbise kumaşlarını satenden seçerken keten ile ilham kaynağına gönderme yapmasını da gözden kaçırmamak lazım.
Podyumun deşifresinin sonuna geldiğimize göre Jonny Johnson’ın ilham kaynağı parmak kuklalarına, maxi boyu kullanabilmenin inceliklerini ve göz yormadan şıklığı görmemizi sağlayan tasarımcımıza bize ilham olduğu için teşekkürü bir borç bilirim. Kendi tarzınıza küçük dokunuşlarla yenilikler katabilmeniz için yaptığımız podyum deşifrelemelerini severek okuduğunuz için ben de sizlere teşekkür etmek isterim. Ve hep dediğim gibi; modaya uyarak tarz olunmaz, tarzınızı oluştururken modayı doğru okursanız dolabınızın önüne geçip giyecek hiçbir şeyim yok dediğiniz günleriniz geride kalır. Giyecek hiçbir şeyim yok dediğimiz yorucu günlerin geride kalması anısına…
Moda Yazarı Esra Andelip Doğan
Yorumlar