Genç Kız Ne Zaman Başörtüsü Takmalı?
Muhafazakâr ailelerde yetişen genç kızlar için çocukluktan ergenliğe geçişte önemli bir değişim başörtüsü.
Maalesef son yıllarda bu emrin uygulanması aileleri de çocukları da zorluyor. Uzmanlara göre çözüm, bireyi çocukluktan itibaren bu fikre alıştırma.
Aynı oyunun içinde farklı karakterler misali benzer süreçlerden geçer insanoğlu hayat yolculuğunda: Okul, evlilik, askerlik, annelik, babalık… Mütedeyyin ailelerde büyüyen genç kızlar için hayatta önemli bir dönüm noktası da, akil baliğ olmakla birlikte genç kızlığa adım atılan günlerde başörtüsüyle tanışmaktır. Kimileri çoktan hazırdır bu sürece girmeye ama bazısı biraz nazlanır. Aklını kurcalayan şeyler vardır çünkü onun. En çok düşündüğü, bu değişimi çevrenin nasıl karşılayacağıdır. Gencin kaygısı zamanla o kadar büyür ki dışlanma, yalnız kalma korkusuna bile dönüşür. İşin içine bir de ailelerin yanlış yönlendirme ve yaklaşımları girince iyice tıkanır mesele. Artan baskılar ve karşılıklı inatlaşmayla çözüm ya bir başka bahara kalır ya da konu tekrar açılmamak üzere kapanır.
Gencin aile baskısıyla örtünmesi başlangıçta bir çözüm gibi gelir. Fakat zamanla daha vahim bir duruma işaret eder bu gelişme. Öyle ki birey, hayatındaki bu önemli değişim sürecinde yaşadığı travmanın izlerini ömür boyu taşır. Ya da aileden uzak kaldığı ilk fırsatta başörtüsünden de uzaklaşır! Çünkü nedenini bilmeden, karşılaşacağı zorluklara göğüs germeyi kabul etmeden girmiştir tesettüre…
‘Sanki başkaları için örtünmeliydim! Oysa Allah’ın emri’
Yaptığımız gözlemler son yıllarda hemen herkesin bu dönemi sağlıksız atlattığını gösteriyor. İsimler değişiyor ama benzer hikâyeler kalıyor aklımızda. Aileler, çocukları akıl baliğ olduktan sonra örtünmesi konusunda devamlı telkinde bulunuyor. O zamana kadar bunu hiç düşünmeyen genç kız haliyle hemen alışamıyor bu fikre. Ailelerin isteği, en azından memlekete giderken kızlarının başını kapatması! İşte o an sorgulamalar artıyor ve tesettürden iyice soğunabiliniyor. Ancak yine de başörtüsü takılıyor. Şimdi o dönemlerine baktıkça kendine kızacak kadar tercihinden memnun olanlar o zamanki düşüncelerini de en iyi kendisi analiz ediyor:
“Başörtüsü bana toplumsal bir kural gibi söylendi. Sanki başkaları için örtünmeliydim! Oysa Allah’ın emri. Aileler buna vurgu yaparak anlatsa sonucun daha güzel olacağını düşünüyorum.”
diyerek hem pek çok kişinin hislerine tercüman oluyor hem de “Olması gereken ne?” sorusunu düşürüyor akıllara.
Bilindiği gibi farklı sûrelerde geçen ayetlerle emredilen farz bir amel başörtüsü. (Nûr, 31/ Ahzâb, 59) Bir genç kızın ne zaman başörtüsü takması gerektiği konusunda İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman: “Kızlar âdet görmeye başlayınca yükümlülük çağına girmiş olur. Genç kız âdet görmezse on beş yaşını doldurunca yükümlü olur.” Dinen ailelerin sorumluluğu bu süre zarfına girildiğinde başlıyor gibi görünse de ilahiyatçılar ve psikologlar başörtüsü takmanın süreç içinde kazanılacak bir tutum olduğuna vurgu yapıyor. Çocuk ve aile psikoloğu Yasemin Eyüboğlu, başörtüsü konusunda “Çocukların hayatına farklı tutumları nasıl yerleştirebiliriz?” algısına göre hareket edilmesi gerektiği fikrinde. Bu davranış, iman ve inanç gibi bir temelin akabinde geliyorsa çocuğa önce bunları kazandırmak gerekiyor. Yani tesettür zamanı geldiğinde çocuğun sahip olduğu dinî donanım ve inançla çoktan bu fikre alışmış olması lazım.
Çocuk kendine rol model arıyor
Din psikoloğu ilahiyatçı Prof. Dr. Ali Köse, kız çocuklarının başörtüsü konusunda genelde aile ve yakın çevreyi takip ettiğine dikkat çekiyor. Çocuk bu dönemde anne, abla, teyze, hala gibi karakterleri kendisine model alıyor. Köse’ye göre eğer çocuk bu kişilerden birisiyle sağlıklı bir ilişki kurduysa zaten belirli bir yaşa geldiğinde başörtüsü takmaya kendisi talip olacak. Yani başörtüsünü bir amaç değil, bir sonuç olarak algılamak daha doğru bir yaklaşım. Yasemin Eyüboğlu bu konuda Ali Köse ile hemfikir: “Çocuk ailede paylaşımda bulunduğu yetişkinin dinî tutum ve davranışlarına göre hareket edecektir. Bu hususta anne, abla gibi iletişimde yakın olduğu birilerini model alacaktır.”
Ailelere kızlarını başörtüsüne alıştırma konusunda yardımcı bir yol da, teşvik ve özendirme. Çocuğun fıtratına uygun, sevdiği renklerde ve istediği tarzda kıyafetler/başörtüler almak ya da ona daha farklı hediyeler vermek gibi…
Bu süreçte en kaçınılması gereken tavır ise çocuklara baskı yapmak. Çocuk bulunduğu bazı ortamlardan veya arkadaş gruplarından dolayı başörtüsünü bir yük olarak algılayabilir. Böyle bir algı onun dinden soğumasına bile neden olabilir. Zaten çocuklar aileleriyle özdeşleşmişlerse dinî konularda eninde sonunda onların yolunu bulacaklardır Ali Köse’ye göre. Bunun için anne-babanın enerjisini yasaklayıcı role bürünerek değil, evladını anlamak için kullanmasında fayda var. Yasemin Eyüboğlu gencin, ergenlik döneminde olduğunu özellikle hatırlatıyor. Dolayısıyla ailelerin çocuklarının önemli değişimler içeren, sancılı bir zaman dilimi yaşadığını unutmadan onunla ilişkilerini yeniden şekillendirmeleri gerekiyor.
Çocuk, dışlanma korkusu yaşıyor
Yasemin Eyüboğlu özellikle ilk zamanlarında çocuğun başörtüsü takmayı devam ettirebilmesi için uygun ortam oluşturulmasının önemli olduğunu söylüyor. Danışanları arasında bu tarz örneklerle karşılaştığını anlatıyor bize Eyüboğlu: “Başörtülü bir ergen ama başörtüsünü çıkarmak istediğini söylemiş aileye. Onlar da tedirgin. Konunun aslına baktığımda aile-çocuk iletişiminde ya da çocuğun sosyal çevresiyle sıkıntılar olduğunu görüyorum. Orada asıl mesele başörtüsünü açmak değil, özgürlük alanı kazanmak veya anne-babaya isyanın bir çeşidi. Ya da arkadaşlar arasında dışlanma korkusu. Öyleyse doğru olan asıl sebebi tespit edip ona göre çözüm aramak.”
Kaynak: Yeni Bahar Dergisi
Yorumlar