Geçtiğimiz günlerde tasarımcı Alexander Wang moda haftalarında büyük değişikliğe sebep olan bir yeniliğe imza attı. Wang bir süredir moda haftalarının gerçekleştirildiği eylül ve şubat aylarında koleksiyonlarını sunmuyordu. Hatta, Wang’ın New York Moda Haftasındaki yokluğu dikkat çekmişti. Wang bundan sonra koleksiyon sunumlarını her sene haziran ve aralık aylarında yapmaya karar verdi. Bu değişikliğin sebebi, üretim planlanmasının, içinde bulunduğumuz yüzyılın hızlı temposuna daha iyi uyum sağlaması fikri idi.

Wang’e göre yıllardır moda dünyasında yapılan eylül ve şubat koleksiyonları, sunum sonrası kısa sürede müşterilere ulaşamıyor. Müşterilerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak eylül tanıtımlarını daha erkene hazirana, şubat tanıtımlarını da aralık ayına almaya karar verdi. Wang’ın moda sektörü tarihinde alışılmış, moda haftalarının zamanlanmasında böylesine büyük bir değişikliğe öncü olması harika bir gelişme oldu. Haziran ayında tanıtımı yapılan birinci kış koleksiyonu, ekim ve mart ayları arasında satışa sunulacak. Bahar ve yaz ürünlerinin tanıtılacağı ikinci koleksiyon ise nisan ayından ağustos ayına kadar mağazalarda müşterilerle buluşacak. Bu tarih değişikliği sayesinde marka, üretim için daha çok vakit kazanmış olacak ve müşteriler tam havalar soğumaya başlamadan kışlık kıyafetlerini, havalar ısınmaya başladığında da yazlık kıyafetlerini alabilecekler.

Wang 2018 yılının birinci sezon tanıtımını 4 Haziran’da New York’da aşağı Manhattan bölgesindeki bir binanın terasında gerçekleştirdi. Binanın terasından temasa edilen, karşı adadaki özgürlük anıtının manzarası da defileye ayrı bir renk kattı. Yeni koleksiyonunun temasının “Göçmen Amerikalı” olduğunu söyleyen Wang, koleksiyon kreasyonunda ailesinin göç hikayesinden ilham aldığını ifade etti. 1973 yılında Çin’den Kaliforniya’ya göç eden anne ve babasının bir kelime İngilizce bilmeksizin Amerika’da kendilerine nasıl yeni bir hayat kurduklarının hikayesinden ilham aldığını açıklayan Wang, bir çok göçmenin kendi ülkelerinden zorla atılıp, başka ülkelere yerleşmek zorunda kaldıkları günlerdeki düşüncelerini, hazırladığı kıyafetlere yansıtmayı hedeflediğini belirtiyor.