“Aşk-ı Nebi” sergisi, New York ve Washington’ın ardından 11 Şubat’ta Küba’nın başkenti Havana’da açılacak.
İslam Kültür ve Sanat Platformunca (İKSP) 2014 yılı Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında İstanbul Ayasofya’da izlenime sunulan “Aşk-ı Nebi” sergisi, New York ve Washington’ın ardından 11 Şubat’ta Küba’nın başkenti Havana’da açılacak.
Klasik sanatların dünya çapında tanıtılması amacıyla projeler yürüten İKSP tarafından Küba’da gerçekleştirilecek “Aşk-ı Nebi” sergisinin, 11 Şubat Çarşamba günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılması öngörülüyor.
Latin Amerika’da, ilk kez Havana’da açılacak sergi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA, Türkiye Diyanet Vakfı, Küba İslam Birliği ve İslam Kültür Sanat Platformunun katkılarıyla gerçekleştiriliyor.
Platformun Genel Sekreteri Abdülkadir Özkan, Havana’daki sergiyle ilgili AA muhabirine bilgi verdi. Özkan, İstanbul, New York ve Washington’dan sonra “Aşk-ı Nebi” konulu serginin, Latin Amerika ülkesi olan Küba’ya gitmesinin, heyecan verici bir gelişme olduğunu söyledi.
“Sevgi” ve “rahmet” mesajı vurgusu
Hazreti Muhammed’in daha doğru anlaşılmasına ve tanınmasına katkı sağlayacağına inandıkları bu çalışma sayesinde, İslamın “sevgi” ve “rahmet” mesajını bütün dünyaya ulaştırmak istediklerini vurgulayan Özkan, “Bugün insanlığın İslamın rahmet yüklü mesajlarına her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Rahmet ve şefkat Peygamberi, Hazreti Muhammed’in hikmet dolu hayatını yeniden ele alıp anlamak zorundayız” dedi.
Özkan, “Allah Rasulü’nün hikmetlerle dolu hayatı anlaşılmadan İslam’ın inşa etmeye çalıştığı insan modelini anlayamazsınız. İslam medeniyetinin hangi temeller üzerinde yükseldiğini bilmeden nasıl bir dünya tasavvuru sunduğunu idrak edemezsiniz. Bütün okumalarımızı yeniden gözden geçirmek zorundayız. Sözde İslam adına kan döken kimi yapıların nasıl İslam dışı enstrümanlar barındırdığını görmek için İslamı ve onun medeniyet tasavvurunu doğru okumak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Sevgi ekseninde ele alır…”
İslamın, bir sevgi medeniyeti inşa ettiğini dile getiren Özkan, bu sevginin kaynağının ise yaratıcı olduğunu bildirdi. “(Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek) ve ‘Allah güzeldir güzel olanı sever’ esprisi bu medeniyetin meşalesidir” diyen Özkan, şöyle devam etti:
“Bu yüzden İslam mimarisi, musikisi, düşünce ve felsefesi, edebiyatı, güzel sanatları, varlığı, hayatı ve insanı sevgi ekseninde ele alır. Mülk Allah’ındır. İnsana emaneten musahhar kılınmıştır. Mümin bu evreni Allah’ın sanatı olarak görür. Ve bütün evrende büyük sanatkarın, estetiğini, ahengini, güzelliğini tefekkür etmeyi ibadet olarak telakki eder. İnsan kendi özelliklerini keşfettiği oranda Rabbi’ne yaklaşır ve ubudiyetinde huşuyu yakalayabilir.”
“İslam tasavvuf felsefesinin özü sevgi ve rahmettir”
Özkan, İslam tasavvuf felsefesinde, Allah’ın, alemi ve insanı, sevgi ve rahmetinin bir tecellisi olarak yarattığını dile getirdi. “Bir olan’a ulaşmanın yolu aşktan geçmektedir” ifadesine yer veren Özkan, şunları kaydetti:
“Bütün yalvarış, yakarış ve niyazlar sevgiliyedir. O ise her yerdedir. Her şeyde izi görülmektedir. Aşkın yolu da çilelerle doludur. ‘Mutlak olan’a ulaşmak, vuslata ermek için başka bir yol yoktur. Yani hayat, mutlak olanı idrak etme, ‘birlik’te ebediyete erme mücadelesidir. Bu sebeple İslam sanatçıları, Allah’a ulaşmak ve onun rızasını kazanmak için eserlerini sevgi teması etrafında şekillendirirler.”
Yorumlar