Aşk mı, Çift Kişilik Yalnızlık mı?

Aşk mı, Çift Kişilik Yalnızlık mı?

14 Şubat ve Gerçek Sevgi

Yıllarca süregelen sevmek mi daha güzeldir sevilmek mi tartışmaları bile artık raflardaki tozlu yerini aldı. Artık sevenin de sevilenin de kendini tatmin etmeye çalıştığı, insanların yalnızlıklarını kalabalıklaştıkça besleyen bir “narsisizm” çağında yaşıyoruz. Klinik anlamını geçersek narsisizm bana göre demektir ki; bitmek bilmeyen bir yalnızlık… Yalnızlık ise en yalın ifadesiyle; sevilmeme hissi.

İnsanlar kendilerini sevilmediklerine inandırırlar. Ve bu onları yalnızlığa iter. İter çünkü biriyle beraber olduklarında, bir sosyal ortama katıldıklarında sevilmeyeceklerini, reddedileceklerini düşünürler. Çünkü aslında kendisinin sevilmeye değer olmadığına inanır. Çünkü muhtemelen kendisi bile kendisiyle daha tanışmamıştır. Mutlu olmanın sevilmeye, sevilmenin de onaylanmaya bağlı olduğuna inanır.

Oysa mutluluk ve sevgi insanın kendi içinde olan biten bir duygudur. Nerede olursa olsun, kiminle olursa olsun, ne yapıyor olursa olsun, o durumda mutlu olma halidir. Bu sevgiyi içimizde nasıl oluşturacağımız, kendimizi nasıl tanıyacağımız ve nasıl mutlu olacağımız başka yazıların konuları. Bu yazıda daha çok sevgi aslında ne değildir onu tartışıyorum.

14 Şubat ve Gerçek Sevgi

Mesela sevgi, “kocişimle gezmelerrrrr” paylaşımına gelen like sayıları veya ekrandan gördüğümüz kocaman bir gül demetine, mum ışığında özenle hazırlanmış bir masa fotoğrafına bakıp “bizim ilişkimizde bunlar yok demek ki biz birbirimizi sevmiyoruz” demek değildir.

İnsanların en birincil ihtiyacı olan güven ve sevilme hissi, uzun yıllar süren sosyal yaşantılarla bir onaylanma haline evrilmişti. Artık giyeceğimiz kıyafetten, seçeceğimiz mesleğe hatta evliliğimize kadar her şeyi içsel değil dışsal değerlerle, mesela mutlu olur muyum diye değil, insanlar beğenir mi diye düşünerek seçer olmuştuk. Ve eğer ikili ilişkilere indirgememiz gerekirse, sevmekten önce onaylanmaya, onaylanmak için de karşımızdaki kişinin onaylayacağına inandığımız şekle bürünmeye başlamıştık.

14 Şubat ve Gerçek Sevgi

“Sevgisizliğin bambaşka bir boyutuyla karşı karşıyayız”

Şimdi ise sevginin daha doğrusu sevgisizliğin bambaşka bir boyutuyla karşı karşıyayız. İnsanlara artık sevilmek ve sevmek yetmiyor. Sosyal medya kullanımın artmasıyla ilişkilerin ve evliliklerin, boyut değiştirdiği ve artık mutlulukların değil mutsuzlukların çift kişilik yaşandığı bir döneme geldik.

Artık insanlar kendilerini birisine onaylatma veya birisi tarafından sevilmekle yetinemiyor. Artık ilişkilerin de onaylanması gerekiyor. Yani artık sevmek de sevilmek de yetmiyor. Eğer bunu başkaları da bilmiyorsa…

14 Şubat ve Gerçek Sevgi

Çiftlerin hep en güzel, en özel, en bakımlı hallerinin paylaşıldığı altına popüler jargonlu aşk sözleriyle süslenmiş 100 binlerce takipçili çift hesapları… Sanki özel günleriymiş gibi sıkça tekrarlanan özel çekimler, yaşanılan anlardan alınan hediyelere, yenilen yemeklerden gelen sms’lere kadar, hem ev hayatı hem sosyal hayatın içinden sürekli paylaşılan fotoğraflar. Sanki sürekli bir pembe dizide yaşıyormuş gibi oluşturulan instagram profilleri. Sanki tek işi karısına romantik sürprizler yapmak olan erkekler ve hem güzel hem bakımlı hem hamarat hem mükemmel anne olabilen kadınlar. “bakın biz mükemmel bir çiftiz ve şimdi lütfen bunu onaylayın” ve tabi herkes bu kadar “şanslı” olamıyor. İlişkilerinin sosyal medyada paylaşılacak kadar mükemmel olmadığına inananlar veya “ben & eşim neden bu kadar mükemmel değil” diye düşünerek kendilerini, ilişkilerini sorgulayanlar…

14 Şubat ve Gerçek Sevgi

14 Şubat’ta da yine insanların ilişkilerini veya yalnızlıklarını sorgulayacakları o günlerden biri olacak ama insanların ellerine telefonu almadan yarım saat zor oturdukları bir çağda, tüm bu paylaşımların salt mutluluktan olduğuna inanmıyoruz değil mi? Herkes kendisiyle baş başa mutlu olduğu nispette mutludur. Kendini mutlu eden insan, karşısındakiyle de mutlu olur. Karşısındakiyle mutlu olan insan ise başkasının onayına ihtiyaç duymaz. Herkesin özel günü de kendisi için anlamı olan gündür ve o günün kıymetini anladıktan sonra, o anı 100’lerce gülle taçlandırmakla 1 tane gülle taçlandırmak da aynı şeydir.

Not: Sosyal medya çağımızın bir gerçeği ve bunu yok saymak bu saatten sonra abesle iştigal olur. Elbetteki sosyal medyada herkes istediğini de paylaşabilir ve çiftlerin evliliklerini, ilişkilerini, eşlerini paylaşmaları da normaldir. Hayatlarının bir parçasıdır çünkü. Bahis mevzu olan ilişkileriyle bir kimlik inşa etmeye çalışanlardır. Anlayışınız ve ayırdığınız vakit için teşekkür ederim.

Yorumlar

“Aşk mı, Çift Kişilik Yalnızlık mı?” için 2 yanıt

  1. Merve dedi ki:

    Kaleminize sağlık Sümeyra hanım çok doğru tespitlerde bulunmuşsunuz biz de istifade etmiş olduk

  2. Betül dedi ki:

    Ne güzel ifade edilmiş, günümüz evliliklerin ve yaşantılar üzerine cok anlamlı, cok samimi yazınız için kendi adıma ederim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir