Kapıdan baktıran Mart, kazmaya küreğe dokundurtmadan bahar geldi. Hoş geldi. Ne de güzel geldi.
Her ne kadar kışı, kat kat giyinip boynuma şallar dolamayı, paltonun içinde omuzlarımı çekerek burnum kızararak yürümeyi seviyor olsam da mevsim değişimleri de beni bir o kadar heyecanlandırıyor. Ağaçlar çiçek açarken ne kadar yenilendiğimi hissediyorsam, sonbaharda yapraklar dökülürken de o kadar dinlenmiş hissediyorum. Elbette asıl sevdiğim değişim bahar önemli değil diyip geçmeyeceğim. Çünkü…
Çünkü bahar arkadaşlarla açık havada saatlerce kahvaltı yapmak demek, sahilde üşümeden terlemeden yürümek denizin en o mavi haline hayran olmak demek. Çünkü bahar erken uyanmak hatta mis gibi çiçek kokularıyla ağaçlar arasında sabah yürüyüşü yapacak kadar enerjik uyanmak demek. Kâinat okumasını bilen için açık kitaptır, o sayfaları sokak sokak okuyup Rabb’e hamd etmek gerek. Allah’ın varlığına delil aramaya gerek yok etrafımıza bakmak gerek.
Bahar demek yaz için heyecanlanmak demek. Evet, öğrenciler için stres demek ama düzlüğe çıkmaları için o son yokuş demek. Yaza yetişmesi gereken işler için ne kadar az zaman kaldığını fark edip telaşlanmak demek. Kütüphanelerin, okulların bahçesinden içeri girememek demek. Ama olsun Allah yardımcımız olur diye kendimizi teskin etmek demek.
Müslüman olmak o kadar güzel ki her yere bakıp şükredecek bir şeyler bulmak; gökyüzüne bakıp şükretmek, toprağa bakıp şükretmek, çocuğa, hayvana, canlı cansız ne varsa bakıp şükretmek sonra Müslüman olup bu güzelliklerin kaynağını bildiği için, şükrettiği için şükretmek… Bizlere bu zenginliği veren Allah’a hamdolsun.
Bahara bir de bu güzel ülkede, bu güzel tabiat içinde Rabbi görmeye çalışarak bakalım. Bu bahar bol bol şükredelim.
Unutmadan bahar demek çiçek demek, masalara mis kokulu çiçekler koyalım…
Yorumlar