İnsanlar kelimeleriyle olduğu kadar duruşlarıyla, jestleriyle, mimikleriyle de mesaj verebilirler. Çevreyi başarılı bir şekilde okuyabilmek için sözel olmayan davranışlarını da anlamak gerekiyor. Aynı zamanda karşınızdaki insana doğru mesajlar verebilmek için de beden dilinizi doğru kullanmanız oldukça önemli. Peki siz beden dilinizi doğru kullanıyor musunuz?
Sözel Olmayan İletişim Tam Olarak Nedir?
Sözel olmayan davranışlar veya beden dili, aynı konuşma gibi temel iletişim yollarından biridir. Bu iletişim mimikler, jestler, vücudun duruşu, fiziksel hareketler, dokunma, kıyafetler, takılar, ses tonu aracılığı ile gerçekleşmektedir. Sözel olmayan iletişim, kişiler arası iletişimin % 60-65’lik kısmını oluşturmaktadır. Dolayısıyla insanlarla kurduğumuz iletişimin büyük kısmı sözel olmayan iletişim ile desteklenir.
Sözel olmayan iletişim çoğu zaman insanın konuşarak ortaya koyamadığı duygu ve düşünceleri de açığa çıkarır. Bu nedenle genelde insanların “ifadeleri” iletişim esnasında öncelik taşır. Bazı durumlarda sözel olmayan iletişim, sözel iletişime göre çok daha gerçekçi bilgiler içerebilir.
Beden dilinizi kontrol etmeyi öğrenerek hem kendi davranışlarınızı doğru aktarabilirsiniz; hem de karşınızdaki insanların konuşmalarında gizlenen alt metinleri, satır altı cümleleri doğru bir şekilde anlayabilirsiniz. Beden dilinizi kullanarak doğru iletişim kurmak ve insanların davranışlarını daha iyi okumak için işte birkaç sır…
Çevrenizi İyi Gözlemleyin
Beden dilinizi kullanabilmek için ilk olarak yapmanız gereken şey çevrenizi ve insanları gözlemlemeyi öğrenmek olacaktır. Pek çok insan beden dilini görmeden sanki gözleri bağlıymışcasına insanlarla konuşur. Bazen insan bakar ama görmez. Bazen görür ama gözlemlemez. Yapılan bir psikoloji deneyinde, kalabalık ve insanların koşturduğu bir ortamda, goril kostümü giymiş bir adam bir grup öğrencinin önünden geçtiğinde, öğrencilerin yarısı bu adamı fark etmemiştir. İnsanların çoğu bu anlamda dünyayı gözlemleme konusunda çok zayıftır. İnsanlar, etrafını gözlemlemediği için olayları çözümleme ihtiyacı hissetmez ve çevrenin zihinsel bir resmini çıkaramazlar. Dünyayı gözlemlemek, pasif bir duruştan ziyade, hayat karşısında bilinçli ve aktif bir duruşu ifade eder. Beden dilini kullanmak için de bu bir gerekliliktir. Ancak tabi çevrenizi gözlemlerken, insanları rahatsız etmemeye de özen göstermelisiniz.
Elleriniz Neler Anlatıyor?
Parmakları birleştirmek, yüksek bir özgüveni ve rahatlığı temsil eder. Kadınlar genelde bel hizasında parmaklarını birleştirirken; erkekler parmaklarını göğüs hizasında birleştirmektedir ki bu çok daha güçlü bir duruşu ifade eder. Parmakları birleştirmek, karşımızdaki kişiye fikirlerimizin arkasında durduğumuz mesajını verir. Özellikle avukat ve yargıçların, parmaklarını birleştirerek iletişim kurduğuna sıklıkla rastlanmaktadır.
Çantanın Kucakta Tutulması
Çantanın kucakta tutulması güvensizliğin veya kişinin tehdit altında olduğunun göstergesidir. Bu davranış özellikle lise veya üniversite dönemindeki kız öğrencilerde sıklıkla görülür. Aynı zamanda ergenliğe girişle birlikte ortaya çıkan değişimleri saklamak için de sergilenen bir davranıştır. Utangaçlık ve çekingenliği gösterir.
Bu durum iş hayatında ise insanların su veya kahve içtikleri bardağa sarılma şeklinde görülür. Özellikle bazı organizasyonlar kişi de gerginliğe sebep olabilir ve kişi böyle bir gizlenme ihtiyacı hissedebilir. Çanta veya bardak kişinin o an için kurtarıcısıdır. Elde bardak olmadığında ise kol düğmeleriyle ya da saat gibi aksesuarlarla oynamak da kişinin stresli ve gergin olduğunun göstergesidir. Bazen de insanlar kitaba sarılırlar. Kişi kitabın arkasında kendini güvende hisseder.
İnsanların Konfor Alanına Saygı Duyulmalı!
Şu an kolunuzu öne doğru uzattığınızda, bir kol boyu kadar mesafenin sizin konfor alanınız olduğunu görebilirsiniz. Bu mesafe ortalama kırk santim kadardır. Konfor alanı sizin mahrem alanınızdır. Konfor alanını aşanlar eşiniz, çocuklarınız veya çok yakınlarınızdır. Bu kişilerin dışında kalan insanlar konfor alanınıza yaklaştığında rahatsızlık duyarsınız. Çoğu insan, tanımadığı bir kişi kendisine değdiğinde dahi rahatsızlık duymaktadır. Özellikle bayanlar bu konuda çok daha hassastır. Bu durum oldukça da makul görülebilecek bir rahatsızlıktır. Toplu taşıma araçları, konserler, kalabalık organizasyonlar, mitingler, sinema insanların konfor alanının işgal ve ihlal edildiği yerlerdir. Bu nedenle kişide bir rahatsızlık yaratır.
Asansöre bindiğinizde, metroda, herkesin birbirine çok yakın olduğu ortamlarda insanların tavana bakması, yere bakması, cep telefonu ile oynaması, kravatını düzeltmesi, Kişinin üstünü başını kontrol etmesi elbette ki konfor alanının ihlal edilmesinden kaynaklanan gerginliğe işaret eder. Bu duyguyu aşmak için asansöre veya bir ortama girdiğinizde insanlara selam verebilirsiniz. Böylece sıkışıklık hissi biraz olsun üzerinizden kalkacaktır.
Karşılıklı olarak iki kişi konuşurken ise aralarında olması gereken mesafe takriben yüz on santimdir. İş ziyaretlerinde, yeni girdiğiniz ortamlarda, satış yaparken insanlarla konuşurken bu mesafede durmaya özen göstermelisiniz.
Küçük El Hareketleri
El hareketleri, konuşmamıza ritm ve duygu katarlar. El hareketleri aslında düşüncelerimizin duygusal tonunu ortaya çıkartmaya da yararlar. Ellerimiz tıpkı bir orkestra şefinin elinde tuttuğu baton gibidir bizler için…
- – Avuç içlerinin kullanılış biçimi; kişinin duygu, düşünce ve iç dünyasıyla ilgili son derece değerli bilgiler verir. Avuç içini doğru kullanmak karşınızdaki insana güven de verebilir, karşınızdaki kişiyi rahatsız da edebilir. İnsanlara güven telkin etmek için, bir konuyu anlatırken avuç içlerinizin insanlara dönük olmasına dikkat etmelisiniz.
- – Avuç içinin aşağı dönük olması, elin üst kısmının yukarı veya karşıdaki kişiye bakması, kişinin hassas tarafını dış dünyaya kapadığını gösterir. Aynı zamanda kişinin bazı durumları örtbas etmeye çalıştığının ve güvensizliğinin göstergesidir.
- – Açık duran el, karşınızdaki insana açık ve şeffaf olduğunuzu gösterir. Aynı zamanda kişinin gizlisi saklısı olmadığının, güvenilir bir insan olduğunun da göstergesidir.
- – Eller ve bilekleri bedenin arkasında tutma veya kavuşturma davranışı otoriteyi temsil eder. Ellerini arkasında kavuşturan kişi, karnı ve göğsü gibi bütün zayıf noktalarını açıkta bıraktığından, kendisini çok güçlü ve bütünüyle güven içinde hissedebilir. Bu jest her zamanın mutlak bir üstünlük duygusunun işaretidir.
İnsanları Yatıştıran Hareketler
İnsanların kendilerine en çok temas ettikleri ve gerginiklerini hafifletmek için en çok kullandıkları hareketler; çeneye yaslanmak, saçıyla oynamak, yanağa yaslanmak, şakağa yaslanmak, ellerini cebe sokmak veya kollarla kendi bedenine sarılmaktır.
İnsanın kollarını kavuşturması, en hassas noktamız olan kalbi korumanın sembolik bir ifadesidir. İlk çağdan bu yana insanların davranışları ne kadar değişmiş olsa da bugün dahi modern insanlar, kendilerine gerginlik veren bir durum yaşadıkları ve kendilerini duygusal olarak güvende hissetmedikleri zaman kollarını kavuşturma ihtiyacı hissederler. Bazen de gerginlik zamanlarında cenin pozisyonunda uzanmayı tercih ederler. Buradaki asıl beklenti, güven içinde olmaktır.
Bir topluluk içinde, insan kendini diğerlerinde uzak tutmak istediğinde veya dış dünya le ilişkilerini sınırlandırmak istediğinde ellerini cebine soktuğuna sık sık rastlanılabilir. İnsan keyifli de olsa, sıkıntılı da olsa, yalnız da olsa kalabalık içinde de olsa, ellerini cebine sokarak çevreyle ilişkilerini en alt düzeye indirir ve duygu dünyasına çekilir. Bacak bacak üstüne atmak da insana bir nevi güven duygusu verir.
Hayrete Düştüğünüzde…
İnsanlar bir konuda çok şaşkınlık yaşadıklarında veya beklenmedik bir durum olduğunda ellerini alınlarına götürme ihtiyacı hissederler. Parmak uçlarının alna temas etmesi, kaybolan veya ihtiyaç duyulan bir fikri geri çağırmak içindir. Bu jest aynı zamanda dikkati bir noktaya toplamak isteyen insanlarda da sıklıkla görülür.
El ile ağzı örtmek de kişinin başka bir hayret ifadesidir. Kişi şaşkınlık yaşadığı sırada kendisini zor durumda bırakacak olan tepkisini böylece durdurmak ister.
Dil Yalan Söyler; Beden Yalanı Ortaya Döker…
Yalan söyleme esnasında kişilerin ortaya koyduğu davranışlar pek çok araştırmanın konusu olmuştur. Elbette sadece kişinin beden diline bakarak yalan söyleyip söylemediğinden emin olmak her zaman mümkün değildir. Ancak en azından fikir verebilir;
- – Yalan söyleyen kişilerin elleriyle yaptıkları jestler ya çok azalmakta ya da çok artmaktadır. Kişi o sırada ellerini nasıl kullandığının bilincinde değildir. Kişi, ellerinin kendisini ele vereceğinden korkar ve onları saklamaya çalışır.
- – Yalan söyleyen kişinin elini yüzüne götürme ve yüz çevresine değdirme sayısı artmaktadır. İnsanlar konuşurken elini arada sırada yüzüne götürebilir ancak kişi samimi olmayan bir görüşme sırasında bunu sık sık yapmaya başlar.
- – En çok yapılan hareket ise, el ile ağzı örtmeye çalışmaktır. İnsanlar yalan söylerken, ağzından çıkacak kelimeleri tutmaya ve yaptığını örtmeye çalışmaktadır. Tabi kişi sadece yalan söylediğinde elini ağzına götürmez. Bazen insanlar hata yapmaktan çekindiklerinde, tedirgin olduğunda, bir karar vermesi gereken durumlarda da elini ağzına götüre ihtiyacı hissedebilir.
- – Yalan söyleyen insanların elleriyle sık sık burnuna dokunması da yalanı örtbas etmeye çalışan daha soyut stilize bir harekettir. İnsanlar yalan söylediğinde vücutta birtakım değişimler yaşanır. Kan basıncı artar, kalp atışları hızlanır. Bu durum burunda bir kaşınmaya sebep olur. Bu durum da yalan söylemenin semptomlarından biridir. Pinokyo masalında, Pinokyo’nun burnunun uzaması, bu bilimsel gerçeğin mübalağalı bir halidir.
- – İnsanlar yalan söylerken gözlerini karşısındaki kişiden kaçırırlar. Göz teması kurmaktan özellikle kaçınırlar.
İnsanlarla Daha İyi İletişim Kurabilmek İçin
Özel Beden Dili Sırları
Çevremizle, iş hayatında, insani ilişkilerde daha başarılı olabilmek için beden dilimizi bilmek, bedenimize hükmetmek ve insanların beden dillerini okuyabilmek büyük bir gerekliliktir. Çevremizde olumlu izlenim yaratacak özel beden dili sırları;
- – Göz İlişkisi: İnsanların yüzüne ve gözlerine bakarak konuşanlar, bunu yapmayanlara göre daha hoş bir etki yaratır. İnsanlarla, onları rahatsız etmeyecek düzeyde göz teması kurarak ilişkilerinizi olumlu kılabilirsiniz.
- – Yüz ifadesi: Canlı olun. Mümkün olduğu kadar sıcak ve dostça tebessüm edin veya gülün. Yüzünüz, çevrenize olan ilginizi yansıtır. Donuk ifadelerden kaçının.
- – Baş Hareketleri: Başınız hafif dik olmalı ve karşınızdaki kişiyle konuşurken, başınız bir onay ve geribildirim mekanizması gibi işlemelidir. Böylece hem karşınızdaki kişiyi önemsediğinizi ve onu dinlediğinizi belli etmiş olursunuz.
- – Jestler: Çok aşırıya kaçmadan jestleri kullanabilirsiniz. Sizin için önemli bir ortamda ellerinizi ceplerinizde tutmaktan, kollarınızı kavuşturmaktan ve elinizle ağzınızı örtmekten kaçının. Açık ve anlaşılır, net, temiz beden ifadelerini tercih edin.
- – Postür/Beden Duruşu: Ayaktaysanız dik durun. Oturuyorsanız, sandalye veya koltuğu tam olarak doldurun, arkanıza yaslanın. Biriyle konuşurken öne doğru eğilin, ilginizi gösterin. Daima konuştuğunuz veya sizinle konuşan insana dönük durun. İkiden fazla insanla bir grup oluşturuyorsanız, sizin için önemli olanların dışındakilere merkezinizi kapatmayın. Mümkün olduğu kadar pek çok kişiyi kucaklayacak bir duruşunuz olsun.
- – Yakınlık: İnsanlara daima, onları rahatsız etmeyecek, mümkün olan en yakın ve kişilerin konfor alanını ihlal etmeyecek düzeyde yakın durmaya gayret edin.
- – Bedensel Temas: Yakınlarınıza, sevdiğiniz insanlara, ailenize, çok samimi dostlarınıza sarılın, onların ellerini tutun. Temas, insanların sevgilerini göstermelerinin en etkili yoludur.
- – Dış Görünüş: Grup normlarına, toplumsal rol ve statünüze, kendinize uygun kıyafetleri tercih edin. Kıyafetlerinizde renk kullanın ve kıyafetleriniz mümkün olduğunca sizi yansıtsın.
- – Konuşma: Çok hızlı veya çok yavaş konuşmaktan kaçının. Sesiniz tonunu çok yüksek veya çok düşük kullanmaktan kaçının. Konuşmanızın temposu kararında olmalı.
İnsan beyninin fonksiyonları üzerinde yapılan son araştırmalarda, insan zekasının gerçek ölçütünün IQ değil, EQ düzeyi olduğu ortaya konulmuştur. Duygusal iletişimin %90’ı sözsüz beden dili ile gerçekleşir. Bu nedenle beden dilinin farkında olunması, kişinin kendini tanımasını ve başkalarını daha iyi anlamasını sağlayacaktır.
Psikolojik Danışmanlık & Aile Danışmanlığı üzerine ayrıntılı bilgi almak için:
Telefon: 0 533 692 3411
www.cozumpsikoloji.com
Yorumlar