Bel sağlığı ile ilgili bu zamana kadar belki sayısız yazı okudunuz, sabah televizyonu karıştırırken bir sabah programında muhakkak bel ağrılarından kurtulmanın yollarını anlatan bir hekime ya da fizyoterapiste rastladınız. Ben size belinizi nasıl koruyacağınızı ya da bel ağrınız varsa hangi egzersizleri yapmanız lazım onları anlatmayacağım. Yurt dışında yarım asırdır uygulanıp ve oldukça popüler olmasına rağmen ülkemizde henüz yaygınlaşmamış hatta ne olduğu tam olarak bilinmeyen bel okullarından bahsedeceğim.
Teknoloji çağında yaşamamızın getirisi olan inaktif yaşam, çalışma koşullarının zorluğu belimizi bükmektedir. Türkiye’de her 5 kişiden 4’ü ömründe bir kere bel ağrısı çektiğini ifade etmektedir. Bir kere bel ağrısı çekenlerin de yarısından çoğu tekrar tekrar bel ağrısı çektiğini belirtmedir. Hastane de tedavi maliyetinin yanı sıra iş gücü kaybına da neden olarak maliyetini katlamaktadır. Halbuki bel ağrısına yakalanmadan ya da kronikleşmesine izin vermeden nasıl korunacağımızı bilsek bu problemlerle uğraşmayacağız. Korunmak tedavi olmaktan daha ekonomik.
Bel okulu, vücudumuzun ana taşıyıcı bölümü olan belimizin doğru kullanılmasını öğreten, tedavi edici egzersiz programlarını uygulamalı olarak gösterip bunun eğitimini veren programlardır. Bel okulları, kişilerin belini daha iyi tanımalarını sağlarken bel problemleriyle nasıl başa çıkılması gerektiğinin eğitimini vermektedir. Kişilerin çalışma koşullarına göre uygun çalışma ve dinlenme pozisyonlarını öğretmektedir. Her yaşa uygun olmakla birlikte sadece bel ağrısı olanların değil sağlıklı kişilerin de katılması gerekir. Bel fıtığından korunmada altın standart olduğunu belirten çalışmalar bulunmaktadır.
Ortopedist, fiziyatrist, fizyoterapist ya da iş uğraşı terapisti tarafından verilen eğitim yaklaşık 3-5 seans, her seans 45-60 dk olacak şekilde programlanmıştır. Sadece eğitim vermekle kalmayıp, sizin merak ettiğiniz soruların cevaplanmasına da imkan tanınmıştır.
Hayatın zorlu koşullarıyla mücadele ederken sağlığımızı da yanımızda taşımalıyız.
Yorumlar