İnsan ilişkilerindeki kırılma noktalarını düşündünüz mü hiç?
Çeşit çeşit ve ne çoklar hatta çoğu zaman kişiye özeller. Kırılma noktası dersiniz, damarına basmak dersiniz, geri dönüşü olmayan ‘o söz’ dersiniz… Her nasıl ad veriyorsanız.
Ben kendim için bir tane söyleyeyim mesela; ‘sen zaten…’
Birisi, ufak ya da büyük fark etmez, bir fikir ayrılığından sonra ‘sen zaten…’ diye söze başladığında ondan sonra söylediği hiçbir şeyi duymuyorum, duymak istemiyorum. Sen zaten sözü kafamda yankılanmaya başlıyor.
Ben mi? Zaten mi? Hep mi?
Kelimeler önemlidir hanımlar beyler, Hikmet Benol, Tehlikeli Oyunlar’da ‘kelimeler albayım bazı anlamlara gelmiyor’ diyor ben de kelimeler diyorum rastgele şeyler değildir. Bana sorarsanız hiç bir kelimenin ağızdan öylesine çıktığını görülmemiştir derim. Zaten aklı olan bir canlı neden ‘öylesine’ konuşsun ki? Aklının ipi kaçmış olsa bile, sahiden bilinçli söylenmemiş olsa bile bunun bir de bilinçaltı var yani her halükarda söylediğimiz sözün manasından kaçış yok.
Başa dönersek; ‘Sen zaten’deki can yakan kısım ‘zaten’dir. Zaten, geçmişe, içinde bulunulan ana ve muhtemelen geleceğe atıfta bulunan bir kelimedir. ‘Sen zaten hep böyleydin’i ele alalım mesela. Benim ‘zaten’ böyle olduğumu söylüyorsan bu, bunca zaman benimle arkadaşlık/ dostluk/ akrabalık ederken, iyi geçindiğimizi düşündüğüm zamanlarda bile hakkımda içten içe aslında hep böyle düşünmüşsün anlamına gelir. Bu o kadar kaba o kadar kırıcı bir şey ki o an konuşulan konuya dair söylenebilecek en ağır sözle kıyaslandığında bile ‘zaten’ kelimesi geçmişten günümüze adeta bir kırgınlık köprüsü kuran yapısıyla açık farkla öndedir.
Bu noktadan sonra ise karşımızdaki için verilecek çok fazla hüküm yok hatta sadece iki üç tane var diyebilirim. Ya ikiyüzlü; çünkü onca zaman aslında falanca kötü özelliğe sahip olduğumuzu düşünmüş belki arkamızdan söylemiş ama bize hissettirmemiş ya da yalancı; aslında öyle olmamamıza rağmen sen hep böyleydin diyerek anı kurtarmaya çalışıyor. Yahut nankör bir kere olsun aynı fikirde olunmadığında bir kere olsun istediği yerine getirilmediğinde ne var ne yoksa inkar ediyor.
Halbuki itidal diye bir kelime de var mutedil denilen bir insan da var ki onlar ne güzel kelimeler ne güzel insanlardır. İki düşünüp bir konuşmak, ortayoldan şaşmamak dinimizin de tavsiye ettiği şey değil midir zaten?
Yorumlar