Merhabalar, aralardan kurtulamadığım bir yoğunluğun içindeyim. E sezon yavaş yavaş yaklaştığına göre, işler, koşuşturmacalarda çoğalıyor haliyle. Bu durumda sizi deşifresiz bırakmak olmazdı deyip, yeni bir deşifre ile karşınızdayım.
Bugün podyumda Valentino, Gucci, Chanel gibi bu işin devlerinden etkilenmeyen kendi bohem ve romantik tarzını ön plana çıkaran; bir anne kızın sahiplik ettiği Luisa Beccaria markasını deşifreleyelim. Tabi ki öncelikle markayı biraz tanıyalım. Markanın sahipleri İtalyalı bir anne-kız. Markanın doğuşu da tabi ki de barbie’lere elbise dikerek başlayan Türk tasarımcı mantığıyla ilerliyor. Ama sonuç olarak özgün ve trendlerden pek etkilenmeyen bohem ve romantik elbiseler olduğu için bu klişeyi göz ardı edebiliyoruz. Ama sorarım hangimiz bebeğine elbise dikmedi ki çocukken. Bu işe başlamak için üretmenin kıymetini bilmek yeterli. Üretim ruhtan, tüketim çağın modasından beslenir. Geçelim markamızın en bilinen kreasyonuna, Luisa Beccaria’nın kızı ‘Lucille’nin masal tarzı düğün konseptinde misafirlerin görünüşleri’ temalı kreasyonudur.
Luisa Beccaria’nın Resort 2018 koleksiyonu olan ‘Misafirlerin Görünüşleri’ kreasyonları tamamen bohem ve romantizm üzerine kurulu. Lazer kesim elbiseler, fırfırlı etek-bluzlar, uçuş uçuş kumaşlar, britler, nakışlar derken tam bir masal kitabından çıkmış bir podyum görüyoruz. Ama işin güzel tarafı o kadar naif ve zarif geçişler var ki; tasarımların hepsi özel ama avangard değil. Aslında baktığımızda bazı kombinler günlükte giyilebilecek kadar zarif, bazıları ise tam düğünlük. Tasarımcıların nokta atışları sade ve günlük kumaşları işleme ve nakışla, abiye kalıplarıyla birleştirip geceye taşımış olmaları.
Kıyafetlerdeki maxi boy kullanımının çokluğu geçtiğimiz ayların yazılarında da bahsettiğim gibi, sonbaharı da yaz gibi maxi boy elbiselerle karşılıyoruz. Günlük olarak nitelendirdiğimiz pamuk ağırlıklı kumaşların üzerine işlenen nakışlar, küçük bir dokunuşla değişimin tanımı olmuş gibi. Hele lazer kesim elbiselerin çok sıradan sayılabilecekken kesim ve kalıplarla bir düğün davetine uyarlanabilmesini zarif bir tamamlanmışlıkla görüyoruz. Tabi bu maxi boy durumu için tüm podyumları referans alarak söyleyebilirim ki; podyumlar muhafazakar giyimin zarif gücünün farkına fazlası ile varmış olacak ki, tüm tasarımcılar muhafazakar tasarımlarını arttırmış bulunmakta.
Gördüğümüz gibi akşam davetlerinde, düğünler de şık olabilmek için şifonlara, satenlere ve dahi payetlere ihtiyacımız olmadığını; küçük kalıp değişiklikleri, kumaşa yapılan küçük değişikliklerle tüm ihtiyacımız olana ulaşabiliriz. Avangard sıradan bir görünüştense cool, zarif bir havaya daha kolay yollarla ulaşabiliriz. Yapılması gereken tek şey risk alıp, cesaret edip, denemek.
Mutlu günler, mutlu haftalar diliyorum.
Cesaretiniz bol, tarzınız daim olsun.
Moda Yazarı Esra Andelip Doğan
Bir bizim Müslümanlar sadeleşemedi.
Merhaba. Sıkılmadan, sonuna kadar okutan, harika, akıcı bir anlatım tarzınız var. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. .