İslam Şehri Nedir?
Mimarlık üzerine yazdığım yazıları irdeleyip yeni konuları belirlerken, masamın üzerinde duran, okuyup bir kenara bırakmayı değil de el kitabı niteliğinde dersler aldığım, usta Mimar Turgut Cansever hocamın İslam’da Şehir ve Mimari kitabı gözlerimin önünde ışıldayıp durdu.
Bir İslam şehri nasıl olabilir ki?
Peşpeşe kelimeler yazdım. Camiler, medreseler, bunların yapı biçimleri, Osmanlı’dan bize kalan miraslar, camilerden çıkmayan seccadesinden kalkmayan büyüklerimiz vb… Bu üç noktanın ucu açık hala yazıyorum. Sadece madde mi olmalı diye de ekledim peşine. Ya sosyo-ekonomik durumlarımız? Din-dil-ırk-renk-devlet yönetimi- aile hayatı kavramları da İslam şehrinin mayasında olmaz mı ?
Toplumların kendi hayat biçimi ve inanç değerlerine göre biçimlenen mekânları, gerek mimari yapıları gerek kullanıcılarıyla şehrin kimliğini hep oluşturdular.
Bu kimlik oluşurken İslam dini kente nasıl bir aydınlanma sağladı acaba?
Hayat kaynağı olan İslam dini, kabul edilen son din olması özelliği ile mükemmel ve evrensel bir dindir. Bunu kabul etmemek mümkün değildir. İslam dininin gereğince toplumun kuralları her zaman, bireyin kuralları kadar önemli kılınmıştır. İslam dinine göre her birey tek başına ve ikili ilişkilerinde sahip olduğu her pozisyonda toplumsal kurallara saygı göstermeli ve hayatının kılıfını bu düzende bir araya getirmelidir. Bu durumda toplumda bireyi içerisinde uyum çerçevesinde yaşatır. Bu çerçevede düşünürsek o zaman Şehirler ve İslam dini bir araya gelmiş ve hayatın devamı için medeniyetlerin gelişmesinde büyük bir rol oynamışlardır. Medeniyet bize geçmişi taşıyan muhteşem düzendir. Şehir bu düzeneğin üzerine kurulduğu platform iken, İslam dini de bu düzeneğin büyümesi ve gelişmesini sağlayan özsuyudur.
O zaman İslamın doğuşuyla bilinen ve her müslümanın sayısız kez ziyaret etmeyi arzu ettiği Mekke ve Medine en önemli İslam şehirleri olmalıdır. Peşinden düşünmeye devam ettiğimizde, medeniyeti oluşturan öğeleriyle islam şehri statüsünde Kudüs, Şam, Kahire, Bağdat, Semerkant, İstanbul, Konya, Şanlıurfa gibi şehirler de bulunmaktadır. Bu şehirleri geçmişten günümüze incelediğimizde sahip olduğu medeniyet mirasları değişmeden kültüründe değişimler yaşaması mümkün olmuştur. Ancak ne kadar başka kültürlerden etkilenilmiş olunsa da, İslam şehri statüsündeki tüm şehirlerin her hücresine islam medeniyetinin tüm izleri işlemiştir. Bu şehirler incelendiğinde her birinde görülecektir ki , bu şehirler İslam medeniyeti olmanın güzelliğiyle yıllardır, mimarisi, estetik kaygıyları, toplumsal kuralları, yaşayış tarzı, bilimi ve birçok kurallarıyla dejenere olmaktan en çok kaçınan şehirler olmuşlardır.
Dilerim Rabbimin nasip ettiği güzel ömürlerimiz içerinde bu şehirleri görmek ve güzelliklerinden nasiplenmek fırsatı buluruz.
‘Medeniyet bize geçmişi taşıyan muhteşem düzendir. Şehir bu düzeneğin üzerine kurulduğu platform iken, İslam dini de bu düzeneğin büyümesi ve gelişmesini sağlayan özsuyudur.’çok güzel anlatmışsınız yüreğinize sağlık…
amin inşALLAH nasip olur.