Biliyorum, bütün bayanlar hayatlarındaki erkeğin bakımlı, şık giyimli ve formda olmasını istiyor. Tabi ki ilişkinizi canlandırmak adına bir şeyler yaparken onunda en azından bu kadar çabalamasını istersiniz. Tabi muhteşem karın kasları ya da havalı saç sitili ile karşınıza çıkmasını beklemiyorum. Fakat aldığınız yeni tişörtü bir kez olsun giymemesi, kendini salması da çok katlanacak durum olmasa gerek.
Her kadın eli değdiğince daha iyi bir görünüme kavuşabilir. Fakat dişil konuşma sanatına uygulamak istiyorsanız, bunu bir süre unutun. Eşiniz ya da sevgiliniz Barbie’in erkek arkadaşı Ken değil. Ayrıca sizin aynınız da değil. O bir E-R-K-E-K! Çeşitli yerlerinde göze hoş görünmeyen kılları, teninizi tırmalayan sakalları ve çok büyük ihtimalle göbeği de olabilir. Bunları kabullenin. Onu olduğu gibi sevin. Aslına bakarsanız biz de aynısını onlardan beklemiyor muyuz? Bizi olduğumuz gibi sevsinler. Öte yandan kimyasal çekim ilişkilerde çok önemli bir rol oynar. Onun sağlığı hijyeni, sizin hijyeniniz ve her ikinizin özellikle cinsel hijyeniniz için, bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünüyorsanız, o zaman devam edelim.
Gardırobuna El Atın
Eskilerin bir lafı vardır; “Adamı adam eden üst baştır” Biz kadınlar bu sözü yabana atmamalıyız. Sizde erkeğinize daha iyi giyinmesi için ısrar edebilirsiniz, fakat bunu olabildiğince kibarca yapmalısınız. Ayakkabılarını boyamasını, daha moda pantolonlar giymesini ve tabi ki giyilmekten yıpranmış buruşuk tişörtleri ile de vedalaşmasını tavsiye edebilirsiniz. Bu arada eşinizin bir erkek olarak bunun neden bu kadar önemli olduğunu anlamasını beklemeyin çünkü anlamayacaktır. Sonuçta onu bu hali ile tanıdınız bu hali ile aşık oldunuz. Peki neden şimdi değişmesini istiyorsunuz? Bunu anlamayacaktır.
Oysa bilinç altı düzeyde bir kadın için erkeğin şık ve güçlü görünmesi ona gelecekte çocuklarını doyurabileceğini bilerek kendini daha güvende ve rahat hissetmesini sağlayacaktır. Sizde haliyle onun en iyi görünmesini istiyorsunuz ama o bunu çok da önemsemiyor. Birbiri ile çatışan kadın ve erkek bakış açısını nasıl orta yolda birleştireceğiz. Bu hiç de kolay bir iş değil, hele de erkeklerin alışveriş kadar nefret ettiği başka bir iş yokken. Erkekler biyolojik olarak ucuzluk avcısı ya da moda düşkünü olarak tasarlanmamıştır. Bir bej pantolon için o mağaza benim bu mağaza benim dolaşmaları DNA larına aykırı.
Bir Alışveriş Gezisi Ayarlayın
İlk adımınız kısa bir alışveriş gezisi olsun. Tabi burada “kısa” kelimesine dikkatinizi çekiyorum. Bu gezi ile ona sezdirmeden kaç beden giydiğini, sevdiği renkleri ve vücut tipine tarzın uyduğunu keşfetmeyi amaçlıyoruz. Peki onu alışverişe nasıl götüreceksiniz? İlk olarak uygun zamanı kollayın. Maç izlemek ya da tv de en sevdiği programın olmadığı bir gün olsun. Kendinize, erkeğinizin de ilgisini çekecek bir şeyler almaya gittiğinizi ve onunda sizinle gelmesinden mutlu olacağınızı söyleyin. Sıradan bir şeyden bahseder gibi hazır alışverişe gelmişken ona da yeni bir kot pantolon bakabileceğinizi söyleyin. Sonra ona ödülünü verin; “Belki alışverişten sonra biraz miskinlik edip, şu en sevdiğin tatlılardan yemek için bir kafeye oturabiliriz” deyin.
Temel İhtiyaçlarını Düzenleyin
Bedenini öğrendiğiniz zaman gardırobunu düzenleyebilir ve olmazsa olmaz birkaç kıyafetin mevcut olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Örneğin her erkeğin dolabında jilet gibi ütülü beyaz bir gömlek, vücuduna göre bir kot pantolon, düzgün bir kazak, çok amaçlı bir takım elbise ve spor ceket. Dolabında temel bu 5 parçanın olduğundan eminseniz artık içiniz rahat edebilir. Temel oturduktan sonra kombin için diğer parçaları ekleyebilirsiniz.
Kimi Beğendiğini Keşfedin
Bu ipucu erkeğinizin moda ufkunu keşfetmenizde çok işinize yarayacak. Farklı giyim tarzına dikkatini çekmek için beğendiği kişinin saç stili, pantolonu, ayakkabıları, kemeri üzerinden öneriler sunabilirsiniz. Ya da onu sizin beğendiğiniz ünlü birine benzeterek dikkatini çekebilirsiniz.
Kendi Fikrinizi Dile Getirin
Madem artık temel parçalar dolabında, beğendiği ünlünün giydiği trend parçaları da belirlediniz, artık yolumuza devam edebiliriz ve onun için alışveriş yapabiliriz. Fakat onun tarzına sadık kalmayı unutmayın. Ona sizin giymesini istediğiniz şeyleri değil gerçekten beğendiği şeyleri alın. Ona sürpriz yapın. Mesela “Tatlım vitrinde bu ayakkabıları görür görmez,’bunlar tam sana göre’ diye bağırdım” “Eminim bunlarla çok iyi görüneceksin” diyebilirsiniz. O kuzu kuzu ayakkabıları denerken ona sıkıca sarılın. O andan itibaren onun için alışveriş yapmanız konusunda daha uysal olacaktır.
Asıl mesele doğrudan söylemek, talepkar olmamak, ona proje projeniz gibi davranmamaktır. “Sevgilim senin tarzın seksenlerden kaldı, tarzını değiştirebilir miyim?” yerine “Sevgilim bunu gördüm ve senin bununla ne kadar iyi görünebileceğini düşündüm” deyin.
İltifatı Eksik Etmeyin
Ona iltifat edin, ama her zamankinden farklı bir şekilde. Hollywood yıldızı Ashton Kutcher’ın Herper’s Bazaar daki yazısını dikkate alın. “Kirli bakımsız ama hepsinden önemlisi bizimle birlikteyken, kendinizi güvende hissettiğinizi hissetmek istiyoruz. Sevgilin sizin beğendiğiniz bir şeyi denediğinde James Bond’a, Tony Montanaya benzediğini söyleyin. Bana güvenin, ona böyle şey söylerseniz inanın o mereti bir daha üstünüzden çıkartamayacaksınız” Bir erkeğin kalbine giden yol midesinden değil özgüveninden geçer. Onu takdirle ödüllendirin.
Yaşam ve İlişki Koçluğu Hizmetleri üzerine ayrıntılı bilgi almak için www.interaktifdanismanlik.com ‘u ziyaret edebilirsiniz.
Yorumlar