Bir çok şehrin müzesine misafir olan “Christian Dior: Paris’ten Dünyaya” isimli sergi Dallas Sanat Müzesinde de yerini aldı. Mayıs ayından Ağustos ayına kadar sürmesi beklenen sergi, olağanüstü ilgiden dolayı Ekim ayının sonuna kadar uzatıldı. Sergide 1947 ile 2018 yılları arasında hazırlanan tam 200 tasarıma yer verildi. Tasarımların yanı sıra, Christian Dior’a ait orijinal çizimler ve moda dergilerinde yer alan Dior tasarımlarının fotoğraflarına da yer verildi.

Serginin girişinde yer alan birinci kıyafet Dior’un en ünlü tasarımlarından 1947’de moda dünyasını alt üst eden, Christian Dior’un uluslararası bir tasarımcı olmasına sebebiyet veren “The New Look” yani “Yeni Tarz” adı verilen tasarım idi. O dönemi kısaca hatırlarsak Fransa’da savaş sonrası, henüz ekonomik krizden toparlanamamış bir ülkede bol kumaş gerektiren uzun kollu ceket, ve uzun pilili bir etek tasarımını içeren bu “yeni tarz” büyük kitleler tarafından masraflı olduğu için eleştirilmişti.

Ama Dior’un, kadınları savaşın maskülen ve minimal tarzından kurtarıp, farklı, yeni, feminen bir siluet sunması, hayranları için oldukça sevindiriciydi. Hatta, aşırı popülerliği sebebiyle Dior, zaman zaman sokakta kadınların neredeyse saldırısına uğruyordu. Moda fenomenleri Dior’un yeni tasarımlarına sahip olabilmek için gözlerini karartmışlardı. Kısa bir süre sonra ilk moda defilesini yapan Christian Dior, koleksiyonu en çok konuşulan defilelerden birinin sahibi olarak tarihe geçti.

Tarihe damgasını vuran bu “yeni tarz” her koleksiyonda Dior Moda Evinden çıkan ürünlerin olmazsa olmazı haline gelmişti. Dior markasının sembolü haline gelen bu kıyafeti Dallas’taki serginin girişinde açılış parçası olarak yakından görebilmek gerçekten güzel bir duyguydu. Aslında toplam 4 parçadan (beyaz ceket, siyah etek, siyah şapka, ve siyah topuklu ayakkabılar) oluşan bu kombinin herhalde en güzel tarafı da günümüzde de giyilebilecek muhafazakar bir kıyafeti andırıyor olması. Serginin bu ilk bölümünde 1957 den 2018’e kadar Dior Moda Evinin başına geçen kreatif direktörlerin “yeni tarz”ın çizgisine sadık kalan ama kendi yorumlarını katan diğer tasarımları yer alıyordu.

Benim en çok hoşuma giden yorum ise halen Dior Moda Evinin ilk kadın Kreatif Direktörü olan, Maria Grazia Chiuriye aitti. Chiuri Dior’un orijinal tasarımını siyah ceket, siyah pilili uzun etek olarak yorumlamış. Dior’un kullandığı büyük şapka yerine, ceketi kapüşonlu yaparak, daha modern bir şekilde yorumlamış. Siyah, resmi etek-ceket takıma kapüşonu çok güzel uygulamış ve bunu bir örtü gibi mankenin başına takmasını tercih etmiş.

Sergide 1947’den bu güne kadar Dior Moda Evinde yer almış 7 direktörün 8’er tasarımına ayrı alanlarda yer verilmiş. Bütün kadınların günlük hayatlarında giyebilecekleri klasik kıyafetlerin yanı sıra, John Galliano’nun tasarladığı alışılmış dışı couture parçalarda yer alıyor.

Bunun dışında, ‘Dior’un çalışma odası‘ ismi verilen alanda bir duvarda Dior’un manken üzerinde prova asamasında olan kıyafetleri de yer alıyor. Henüz gerçek kumaşa uygulanmamış tasarımların, prova aşamasındaki sade hallerini görmek de oldukça büyüleyici. Bu bölümde özellikle, insan kendini sanki Dior’un atölyesine girmiş gibi hissediyor.

Öyle görünüyor ki, Paris’ten Dünyaya Dior isimli bu sergi dünyanın farklı şehirlerinde yankı bulmaya devam edecek. Umarım bu sergi en kısa zamanda Türkiye’ye de uğrar.