Dikkat!

Bu yazı bol kalori içermektedir. Birazdan burada bir kere tadına baktıktan sonra müptelası olacağınız hatta uykularınıza girecek bir lezzetten bahsedeceğim. Yazının devamını gelecek her türlü kaloriye razı, kilo alacaksam da sebebi çikolata olsun diyenler okusun. Bu uyarıdan sonra yazıyı okumaya devam eden arkadaşlar her türlü maddi ve manevi sorumluluğu üstlenmiş bulunmaktadır sonra kimse bana ‘sen sorumlusun’ diyerek diyetisyen faturası yollamasın. 🙂

Tüm sorumluluklarımı savdıktan sonra gofretimden büyük bir ısırık alıp yazıma devam ediyorum. Chocolat filmini hepiniz hatırlarsınız hani Johnny Depp ve Juliette Binoche’un oynadığı.. İşte tıpkı o filmdeki gibi bir kere o mükemmel çikolataların tadına bakanın bir daha vazgeçemediği kendini oraya gitmekten alıkoyamadığı bir yerden bahsedeceğim.

Bu kadar övgüyle bahsettiğim yer Cihangir’deki Savoy Pastaevi. Bir süredir arkadaşlarımdan ‘Savoy gofret’ diye sayıklamalar ‘eyvah Savoy Gofret bitti’ gibi ağlamalar duyuyor lakin isminden dolayı yurtdışından getirdikleri bir gofret zannediyordum. Fakat Pazar günü Avrasya Maratonu’nda bütün bir köprü boyu nasıl olsa bir çay satan bulunur diye yanına çay almayı akıl edememiş kuru simite talim etmiş bizler ‘maraton ekibi çaylanmak ister’ diyerek kendimizi Cihangir’e attık çayımızı içip bir güzel muhabbet ettikten sonra ise arkadaşım bombayı patlattı hadi Savoy yiyelim! ‘Şimdi beni heyecanlandırdın işte’ diyen küçük yeğenim gibi o övülen lezzetle sonunda tanışacağım için ben bir heyecanlandım bir heyecanlandım anlatamam. İçinde çeşit çeşit güzellikte pastaların, cookielerin, tartoletlerin bulunduğu Savoy Pastaevi’nden gofretlerimizi yüklendik ve.. o anı tarif edemem. Arkadaşım ilk ısırık anını videoya çekmek istiyorum dedi ne kadar iddialı olduğunu varın siz düşünün.

Bildiğimiz gri alüminyum folyoya sarılı o sıradan paketin içindeki ev yapımı gofretten ilk ısırığı alınca fışkıran çikolatanın ağızda meydana getirdiği lezzet patlamalarının tarifi yok. Peşpeşe bi kaç ısırıktan sonra bilincim kapanmış ‘bu gofretse ben bu zamana kadar gofret yememişim, onlar gofretse bu ne? bu gofretse onlar ne?’ gibi monologa benzer bir konuşma içine girmişim. Arkadaşımsa o sırada‘işte bu! kime yedirdiysem aynı şeyi söylüyor’ diyordu.

Rasyonel bir insan olduğum için akşam bu testi ablam üzerinde yaptım ablamın tepkisi ise ağzı doluyken anlayamadığım sesler çıkarmak ve daha ilk lokmayı yutmadan google’a savoy gofret yazıp aratmak oldu. Efendim biz test ettik onayladık, hatta 24 saat içinde 4 taneyi tüketip şeker komasına girme denemeleri yaptık, bu konuda kendimizle yarıştığımıza inanıyoruz hodri meydan diyeni ise düelloya bekleriz. 🙂

Kısaca bilgi vermek gerekirse; Savoy Pastaevi, 1950’den beri Cihangir’de bulunuyor. Kendi tabirleriyle yarım asrı aşkın tecrübesi ve çağa ayak uydurma yeteneğiyle dünü bugüne sentezleyen Savoy Pastanesi, Cihangir’in gözbebeğidir. Siz bilmem ama ben zamana meydan okuyan ve çok şubesi olmayan müesseseleri daha çok severim. Güzelliğini şubeleşmemiş olmasına, bütün enerjisini o tek nadide mekâna harcamasına bağlarım hatta. Onun için Savoy Pastanesi’ni de çok sevdim. Benimle aynı fikirde birçok insan olacak ki pastanenin her bir ürününe ayrı ayrı övgüler yağdırıyorlar ben henüz denemedim ama dillere destan bir de kahvaltısı varmış bilginiz olsun.

Ne diyebilirim, inanmıyorsanız deneyin ve yedikçe beni hatırlayın…