Çocuğunuz Okumayı Geç Öğreniyorsa ‘Dahi’ Olabilir!
“Çocuğum E ve 3’ü niye birbirine karıştırıyor? Ayları ve günleri niye sırasına göre sayamıyor? Niye sağını, solunu öğrenemiyor?” diyen aileler, üzülmeyin! Bunlar her zaman zekâ geriliği belirtisi değil. Kimi zaman, normal hatta daha üstün bir zekâya sahip ‘dislektik’ çocuklarda da bu belirtiler görülebiliyor…
Okuma bozukluğuna sebep olan ve dahi hastalığı olarak da anılan ‘disleksi’, özellikle ilkokul çağlarında kendini gösteriyor. Bu çocuklar akranlarına göre okumayı daha geç öğreniyor, yazarken harf atlıyor, bazı rakam ve harfleri birbirine karıştırıyor. Arkadaşları arasında başarısız olan çocuklar okula gitmek istemezken aileler çocuklarına tembel ya da aptal gözüyle bakabiliyor. Oysa dislektikler, en az normal zekâ düzeyine sahip. Hatta aralarında Albert Einstein gibi dahiler de var. Disleksi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Çocuk ve ergen psikiyatristi Dr. Figen Şen Kösem, bu çocukların fark edilerek rapor alınmasının, okul hayatını kolaylaştırdığını ve hak ettikleri başarıya ulaştırdığını belirtiyor.
Emirhan, birinci sınıfın sonuna geldiği halde bir türlü yaşıtları gibi okumayı sökemiyordu. Ona göre harfler, rakamlar birbirine benziyordu. Babası her defasında ‘E’ye ‘3’ dediği için onu azarlıyordu. İkinci sınıfa geçtiğinde ise hâlâ harfleri atlayarak okuyordu ve artık okula gitmek istemiyordu. Ailesi, hayal gücü gayet kuvvetli olan çocuklarının okulda bir türlü ilerleyememesine anlam veremiyordu. Uzmanlara başvurduklarında ise tahmin etmedikleri bir hastalıkla karşılaştılar. Oğulları disleksiydi, yani normal zekânın üstünde bir zekâya sahipti. Ona süre verdiklerinde ise birçok yaşıtından daha başarılı işlere imza atabilecekti.
Okulların açılmasına az bir zaman kaldı. İlk kez okul hayatına adım atan minikleri zorlu bir maraton bekliyor. Yeni sosyal ortamına alışan ve öğrenme yetisi kazanan çocukların hem mevcut yaşamını hem de geleceğini etkileyecek bir hastalık var: Disleksi. Çocuklarda okuma bozukluğuna sebep olan ve dâhi hastalığı olarak da anılan disleksi özellikle ilkokul çağlarında kendini gösteriyor. Bu çocuklar akranlarına göre okumayı daha geç öğreniyor, yazarken harf atlıyor, bazı rakamları ve harfleri birbirine karıştırıyor. Bu durumun etkisiyle arkadaşları arasında başarısız olan çocuklar okula gitmek istemiyor. Durumdan habersiz aileler ise çocuklarına tembel ya da aptal gözüyle bakabiliyor. Oysa disleksililer, en az normal zeka düzeyine sahip. Hatta aralarında dâhiler de var.
Albert Einstein, Leonardo da Vinci, Mozart gibi başarılı ve tanınmış isimler dislektikler arasında. Ünlü yazar R. Davis kitaplarında “Disleksi bir hediyedir” ifadesini kullanıyor. Yazmakta ya da okumakta zorlanan disleksililerin hayal güçleri çok geniş ve olaylara bambaşka açılardan bakabiliyor. Disleksi çocukların fark edilerek rapor alınması okul hayatını kolaylaştırıyor ve zaman içinde hak ettikleri başarıya ulaşmasını sağlıyor.
Disleksi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Figen Şen Kösem, “Milli Eğitim Bakanlığı disleksili çocukların eğitimi için her şeyi hazırlamış. Problem bazen bu çocukların durumunun fark edilmemesi bazen de ailelerin disleksi raporuna sıcak bakmamaları oluyor. Aileler bu raporun gelecekte olumsuz bir etiket gibi çocuklarının karşısına çıkacağını düşünüyor.” ifadelerini kullanıyor. Alınan raporun çocukların eğitim hayatına avantaj oluşturacağını belirten Kösem, sınavda kendisine ek süre tanınan bir öğrencinin şimdi tıp fakültesinde okuduğunu söylüyor. Kösem, her başarısız öğrencinin disleksi olmadığının da altını çiziyor.
Çocuklarında disleksi olduğunu düşünen ailelerin devlet hastanelerine başvurarak öğrenme güçlüğüne dair tanı raporu alması gerekiyor. Alınan rapor ile bağlı bulundukları ilçe milli eğitim müdürlüğünün rehberlik araştırma merkezine başvuruluyor. Bu merkezlerde yapılan değerlendirme ile kurum kaynaştırma eğitimi kararı çıkarıyor. Sonrasında bu karar okula bildiriliyor. Okul da çocuk için kaynaştırma eğitimi uyguluyor. Çocuk kaynaştırma eğitiminde akranları ile oturup kendi seviye ve ihtiyaçlarına göre eğitim alıyor. Gerekirse özel destek eğitimiyle eksiklerini kapatabiliyor. En önemlisi de SBS, LYS gibi sınavlarda ek süre ve okutman hakkına sahip olabiliyorlar.
Dislektik belirtileri:
Güçlü yönler
Hayal güçleri oldukça geniş
İleri görüşlü bireyler
Pek çok kişinin aksine büyük resmi görebilirler
En az normal düzeyde bir zekâya sahipler
Olaylara farklı bakış açısı ile bakarlar
Yüksek empati güçleri var
Zayıf yönler
Sınav korkusu ve okula gitmede isteksizlik
“b” ve “d” ve “p” harflerini karıştırma
“E” harfi ve “3” sayısını karıştırma
Akranlarına göre okumayı geç öğrenme
Yönleri karıştırma
Saat, hafta, gün ve mevsimleri öğrenme ve kullanmada güçlük
Rakamları okuma ve yazmada güçlük
Kaynak: Zaman
Yorumlar