Çocuğun eğitiminde herkesten ve her şeyden önce “anne ve baba” temeldir. En sağlıklı aile modeli ise şüphesiz çekirdek ailedir. Bizim toplumumuzda geniş aileden, çekirdek aileye doğru bir geçiş bulunmakta. Geniş aile, bilindiği üzere anne, baba, çocuklar, dede, nine, dayı, vb. gibi üyelerden oluşan büyük ölçekli yapılardır. Geniş ailenin de şüphesiz fayda sağladığı hususlar bulunmaktadır. Ancak, aile terapilerinde de gördüğümüz üzere en sağlıklı olan ve ailenin devamlılığını en çok destekleyen yapı; anne, baba ve çocukların birarada olduğu çekirdek ailelerdir.
Özellikle geniş ailelerde, çocuğun terbiyesi ve eğitimi üzerinde söz sahibi olanlar sadece anne ve baba değildir. Dedeler, nineler, babaanneler, anneanneler de bir şekilde çocuğun sosyal ve kişisel gelişiminde etkide bulunurlar. Oysaki çocuk ilk olarak anne ve babasını rehber olarak tanımalıdır!
Her ailede otorite dengeleri mevcuttur ki muhakkak da olmalıdır. Bu otorite dengeleri içinde, bir de evin mutlak bir yöneticisi olmalıdır. Bu mutlak yönetici; evin kurallarını, ahlaki kuralları, yaşam tarzlarını evdeki üyelere bildirmek ve bu kuralların işleyişini devam ettirmekten sorumludur. Aile içinde, dışarıdan müdahaleler (büyükanne, büyükbaba), evin işleyişini zedeler ve çocuklar otorite boşluğuna düşebilirler. Böylece aile içinde ortaya çıkan tutarsızlıklar çocuğun da dengesizleşmesine sebep olur. O halde, büyükanne ve büyükbabanın en birincil rolü, aile içindeki otorite olmak değil sadece anne ve babaya “yardımcı” olmaktır!
Literatürde büyükanne ve büyükbabaya üçüncü nesil ismini vermekteyiz. Evde eğer üçüncü bir nesil varsa, ve çocuğu yetiştiren kişi bu üçüncü nesilden bir üye ise hatalar bulmak da doğal olacaktır. Prensip şudur aslında: “çocuğun eğitiminden, terbiyesinden, gelişiminden ilk ve en sorumlu kişi her zaman anne ve babadır.” Büyüklerimizin de bu durumu anlayışla karşılaması, yaşlarının gerektirdiği olgunluğa da yakışır olacaktır.
“Bizim zamanımızda…” ile başlayan cümleler sıklıkla kurulur geniş aile modellerinde. Ancak kuşaklar arası farklar bazı algıları değiştirmektedir. Bu nedenle genç anne ve babalara güvenmek yerinde bir davranış olacaktır. Velev ki, büyükanne ve büyükbabalar, anne ve babayı eleştireceklerse bile bunu asla ve kat’a çocuğun yanında yapmamalıdırlar. Bu durum çocuğun anne ve babasına olan saygısını kaybetmesine yol açacaktır. Bir başka durum ise, anne ve babanın koyduğu kuralların, büyükler tarafından “insiyatif” kullanılarak çiğnenmesidir. Bu özellikle çocuk eğitiminde en büyük problemlerden biridir. Çocukların uymasını istediğimiz kuralları koyarken öncelikle anne ve baba birbirleriyle tutarlı olmalı ve büyükler de bu kuralların destekleyicisi ve tamamlayıcısı olmalıdır. Anne ya da baba, çocuğa haklı bir sebepten dolayı kızdığında büyükler duruma müdahale etmemelidir.
Özetlemek gerekirse; büyüklerimiz bizler için birer baş tacı. Onları seviyoruz ve saygıda kusur etmememiz gerektiğinin de her daim bilincindeyiz. Çocuğun eğitimi konusunda ise, elbette ki büyükler tecrübeleriyle bizlere yol göstereceklerdir. Ancak çocuk için asıl eğitici ve asıl otorite kaynağı anne ve baba olmalıdır.
Özellikle çalışan anneler ve pek çok mecburiyetten kaynaklı, aileler elbette ki çocuklarını kendi ailelerine emanet etmektedirler. Bu zaten oldukça kabul edilebilir bir durumdur. Burada önemli olan, çocuğunuz ile ilgili hassas noktalarınızı, aile içi kurallarınızı ve çocuk eğitiminde temel noktaları kendi anne ve babanızla paylaşmak olacaktır.
Karşılıklı sevgi ve saygı ile her durum kolaylıkla aşılabilir.
Selam ve dua ile
Yorumlar