Çocuklarda Başaramama Kaygısı

Çocuklarda Başaramama Kaygısı

Cocuk

Çocuğunuza ”Sen Yapamazsın, Beceremezsin!” Demeyin!!!

Çocuklarımıza, kendilerini gerçekleştirmek için anne ve babalar olarak fırsat veriyor muyuz?
Sayıları çok az da olsa, sağlıklı âilelere rastlamak mümkün. Ancak sağlıklı bir âilenin ferdi olan çocuk, kendini ortaya koyabilir. Bu âilelerde canlılık, içtenlik, dürüstlük, sevgi hâkimdir. Sevgilerini ve saygılarını birbirlerine gösterirler. Birbirlerini dinler, anlamaya çalışır, birbirlerini düşünürler. Hatalar fark edilip düzeltilmek içindir. Sağlıklı âilede yaşayan çocuk hata yaptığında, şimdi azarlanacak mıyım, beni döverler mi… gibi korkulardan uzaktır. Bu yüzden risk alır, âile de denemesi için ortam ve fırsatlar sunar.

Bir sessizlik olduğunda çocuk bunun huzurdan kaynaklı bir sessizlik olduğunu bilir, acaba kötü bir şey mi yaptım kaygısına kapılmaz. Bu âilelerde çocuk, kendi ile ilgilenilmediğinde bunun vakitsizlikten kaynaklandığının farkındadır, sevilmediğinden değil… Gürültü, bir iş yapıldığında olur; birbirlerini sindirmek ya da can yakmak için değil… Eğer âile sağlıklı ise, çocuğuna kendisini gerçekleştirmesi, kişiliğini oturtması, kimliğini bulması, kendini tanıması için fırsat verir; eğer âile sağlıklı değilse, fert yine gelişir, ama örselenerek, zedelenerek, yaralanarak…

Bir-iki deneme ile “sen yapamazsın, sen beceremezsin!” damgasını yiyen çocuklarımız ileride nasıl kendisini gerçekleştirecekler?

“Sen yapamazsın, beceremezsin!” bir hüküm bildirir, yani bu yolla çocuğa onun hakkındaki hükmümüzü iletmiş oluruz, fakat davranışlar çocuktan çocuğa değişir. Meselâ kararlılık bir mizaç özelliğidir; çocuk kararlılık özelliği ile doğmuşsa, yapana kadar, becerene kadar devam eder. İnatçı bir çocuksa da aynı şekilde davranabilir. İnatçı ve sinirli ise, yapamadıkça sinirlenir, fakat inatla devam eder. Yaptığını ise kendine değil başkaları görsün, “bak nasıl yapıyorum”u ispat etmek için yaptığından hırslı, başkalarının başarılarını çekemeyen, ikinci olmayı bile hazmedemeyen bir yapı geliştirmeye gider.

Ne kadar çok insan varsa, o kadar farklı davranış şekli görürüz, “Sen yapamazsın, sen beceremezsin!” peşin hükmü karşısında… Şu var ki, sağlıklı ebeveynler, çocuğu denemeye teşvik eder, olmayınca eleştirmek yerine:

“-Her zaman olmayabilir, yeniden yeniden denersin!” diyerek yüreklendirir, çocuğun işini kolaylaştırır, ona destek olurlar.

Böyle davranmadıkları takdirde ancak yapabilen, becerebilen çocuklar şanslıdır, sadece onlar takdir edilir, onaylanır, örselenmezler. Ancak çocuk, sadece âilenin kendine söylediği sözlerden etkilenmez, başkalarına söylediklerini de radar gibi alır.

“-Filancanın kızı, yıllardır kursa gidiyor, hâlâ iki nota çalamıyor!” cümlesine şâhit olan çocuk, kendisi performans sergileyeceği konularda konu farklı da olsa kaygı duyar:

“-Ya başaramazsam, ya beceremezsem, âilem ne der?”

Eğer hayatlarının bir noktasında “kendilik imajları”ndaki çarpıklıkları, bazı davranışlarını neden yaptıklarını, kendilerine duydukları saygı ve sevgiyi fark eder ve bu yönlerini düzenlemeye niyet edip gayret ederlerse kendilerini gerçekleştirmeye başlayabilirler.

Kaynak: Şebnem Dergisi
Psikolog Tuğba Demiröz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir