“Deniz Üstü Yelken” Burj El Arab

“Deniz Üstü Yelken” Burj El Arab

Burj Al Arab Dubai Resimleri 1

Hayatın bize bağışladıkları var. Teknolojinin ilerlemesi de bunlardan birisi. Denizin ortasına kaya parçalarını indirmek, daha sonrasında bu kaya parçalarının üzerine dünyanın ilk 7 yıldızlı otelini dikmek. Ve dünya için gözde bir cazibe merkezi oluşturmak. Burj-el Arap’tan bahsediyorum. Dubai‘de 50 yıl önce şimdi olanların hiçbiri yokken petrol kaynakları keşfediliyor. Petrol kaynakların fazla oluşu dönem içerisinde Dubai‘yi farklı konumlara taşıyor. Ancak jeologlara ve uzmanlara göre petrol kaynakları 2016 yılına kadar dayanabilecek düzeyde.

Bu durumda Dubai‘de gelecekte yaşanabilecek bir ekonomik çöküşün farkına varan Şeyh Muhammed Bin Raşid El- Maktum alternatif yollar bulunması gerektiğini düşünüyor. Dubai’nin değişmeyecek varlıkları olan deniz, kum ve güneşten maksimum faydalanılmasını ve Dubai’yi üst düzey gelir grubunun kullanabileceği lüks otellerle donatmayı planlıyor. Böylelikle Dubai hep yaşayan ve ayakta bir şehir olmaya devam ederken, ekonomi de kaynak hareketi devam edecek, popüleritesi hep zirvede olacaktır.

Burj Al Arab Dubai Resimleri 2

Burj Al Arab‘ta işte tam bu düşüncelerin ışığında 1990’lı yılların başında hayat buluyor. 1994 yılında yapımına başlanmış, Arapların kulesi anlamına gelen Burj-el Arap Dubai’de Birleşik Arap Emirliklerinde 1999 yılında misafirlerine kapısını açmış yapıldığı günlerde dünyanın en lüks oteli olmuş yapı. 321 metre yüksekliğindeki bu süper lüks oteli tasarlayan İngiliz mimar Tom Wright ve ekibi olmuştur. Otel 60 katlı ve 202 odalıdır.

Tom Wright; “Benden , tıpkı Paris’in Eyfel Kulesi, Sydney’in Opera Binası gibi, Dubai’nin sembolü olacak bir yapı istendi, ben de ona göre çalıştım” diyor. Burj el Arap, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki kıyıdan 280 metre uzakta, yapay bir ada üzerinde, Arapların “dhow” isimli geleneksel çift yelkenlilerinden ilham alınarak tasarlanmış ve uygulanmıştır.

Burj Al Arab Dubai Resimleri 3

Yapay adanın daha güvenli olması için mühendisler, büyük kayalardan oluşan bir zemin oluşturmuşlar ve erozyondan korumak amacıyla bunu bal peteği şeklinde beton kalıplarla çevrelemişler. “Kanat”lar arasındaki kısımda teflon kaplamalı fiberglas yelken bulunmakta. Otelin dış yüzeyindeki yelken hem mevcut ağırlığı azaltmak, hem de sıcak havanın sirkülasyonunu sağlamak amacıyla büyük bez kumaşlardan yapılmıştır. Gündüz beyaz renk olan yelken, gece olunca rengarenk ışıklara bürünmektedir. Tepenin yanında, konsol kirişle desteklenen büyük bir helikopter pisti bulunmaktadır.

Otelin iç dekorasyonunu ise İç mimar Khuan Chew yapmıştır. Hem modern, hem de arap tarzını yansıtan, lüks, abartılı, görkemli bir iç tasarıma sahiptir. Yapının iç dekorasyonunda, bir çok alanda 22 karat altın varaklar ve 30 farklı çeşit mermer kullanılmış. Burj-el Arab’ın lobisinde, islami motiflerle benzenmiş yıldız şeklinde bir havuz kullanılmıştır.

2008 yılında açılan Atlantis The Palm oteli açılana kadar dünyanın en lüks hoteli olarak anılmaktaydı. Burj-el Arap kullanılan malzemeleri, formu, yapıldığı dönemi ve tarzı açısından hem mimari yapı sınıfında hemde dünyanın en lüks ve en yüksek oteli olma adına çok konuşulmuş ve konuşulmaya da devam edecektir.

Yerinde görüşmek dileğiyle.
Yaradan’a emanet, sevgiyle kalın.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir