Ocak ayının ilk haftası dünyaca tanınan Dolce & Gabbana markası abaya koleksiyonlarından bir kareyi Instagram hesabında paylaştı. Basın dünyasında fırtına gibi yayılan bu haber bütün gazetelerin sayfalarını süslemeyi başardı ve sosyal medya sitelerinde paylaşım rekoru kırdı. Biz muhafazakar moda tasarımcıları ise haberlerin başlıklarını görüp içeriğini tıklamadan geçtik. Bunun sebebi de, bir çoğumuz için bu koleksiyon yeni bir beklenti değildi.
Uzun zamandır bu konu üzerinde çalıştığımız için, tesettür modasının globalleşmesi ile ilgili haberlerin analizini bir çok kez siz okurlarımızla da paylaşmıştık. Onun için bu haber bizi şaşırtmadı doğrusu. Ama bu konuyla ilgili o kadar çok röportaj geldi, o kadar çok soru sorulup, yorum yapıldı ki, biz de (Yesiltopuklar.com moda yazarları) bu konuya değinmeden geçemedik ve Instagram üzerinden paylaşılan ilk görseli sizlerle beraber deşifre etmek istedik.
Öncelikle Dolce & Gabbana ‘nın paylaşımının bizim çok ilgimizi çekmemesinin sebebi her markanın müşterilerinin talepleri doğrultusunda tasarımlar yaptığı gibi, D&G markasının da var olan müşteri kitlesinin isteği doğrultusunda ürünler tasarlamış olmasıydı. Bildiğimiz üzere, alım gücü güçlü olan Müslüman ülkelerde (Körfez ülkeleri, Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri) kadınların bir çoğunun moda merkezi olan şehirlere uçup oralarda tasarımcılardan birebir özel tasarım isteyip, sipariş verdiklerini, prova için ayrıca gittiklerini biliyoruz.
Bir çok moda evinin, kraliyet aileleriyle özel çalıştığını ve couture tasarımlar yaptıklarını da biliyoruz. Bu çerçeveden bakıldığında, bir kaç sene önce Chanel markasının sunduğu Abaye Resort Koleksiyonu gibi Dolçe & Gabbana’nın da böyle bir koleksiyon sunduğunu görüyoruz. Hatta ve hatta, daha önceki yazılarımızda da paylaştığımız gibi DKNY markasının Ramazan münasebetiyle Müslüman ülkelerde yaşayan müşterilere özel bir DKNY Ramazan Kapsül Koleksiyonu çalışması yaptığını da hatırlatabiliriz. Bu çerçeveden baktığımızda son çıkan karelerin beklentilerimiz doğrultusunda olduğunu görüyoruz.
Peki, neden bu kareler başında ve moda dünyasında bu kadar ses getirdi? Öncelikle, İslamofobinin yükseldiği günlerde, tesettürlü kadınların uzun süredir istedikleri gibi kıyafetler bulamadığı bir kapitalist sistemde, kar yapma amacı ile de olsa, bir markanın başörtülü kadınların varlığını sayıp, onların ihtiyaç duydukları tarzda ürünler tasarlıyor olmaları hepimizin yüzünü güldürüyor. Belki bir çoğumuz koleksiyonu beğenmesek de, markanın müşterisi olmasak da, global anlamda bu imajların başında moda aracılığıyla bile olsa sanat ruhuyla yer alması güzel bir ilerleme. Basında başörtülü kadınların her zaman bir kalıba sığdırılmasına alışkın olduğumuzdan, bu fotoğraf karelerinin Müslüman kadınların var olan negatif imajını, hafif de olsa sarstığını görüyoruz. Özellikle ve özellikle 2016 Kasımında yapılacak olan Amerika Cumhurbaşkanlığı seçim hazırlıklarına aday olan Donald Trump’ in dünyaya yaymaya çalıştığı İslam düşmanlığına bu karelerle daha çok anlam yüklenebiliyor.
“Dolce & Gabbana markası İslamofobiyi göz önünde bulundurarak mı acaba böyle bir koleksiyona şu arada imza attı?” diye düşünülebilir. Tabii ki hayır. Ne kadar tarih boyunca moda ve siyaset bir birine bağlı iki arkadaş gibi yürürlerse de bu koleksiyonun günümüzde ki islamofobi siyasetiyle hiç bir alakası yok. Modacılar, siyasi bir mesaj vermek istediklerinde bunu defile anında sunumlarında basının önünde yapmayı tercih ederler. Yani, bahsettiğimiz abaye koleksiyon sunumunda “başörtülü kadınları destekliyoruz” mesajı verilmemiş. Sadece “başörtülü müşterilerimize onların ihtiyaçları çerçevesinde ürünler sunuyoruz” haberi öne çıkmaktadır.
Farklı haber platformları bu koleksiyon için değişik yorumlar yaptılar. Biz de Yesiltopuklar.com ‘un muhafazakar moda tasarımcılarına ve yazarlarına bu çalışma ile ilgili ne düşündüklerini sorduk:
Moda Tasarımcısı Çağla Aksu: “Dolce & Gabbana’nın koleksiyonu beni de şaşırtmadı, üstelik ondan önce başka bir moda devi yapsaydı o da şaşırtmazdı ki sırayla hepsi yapacaklar. Olaya ticari bakan herkes sonunda tesettüre el atacaktır diye düşünmekteyim. Çünkü orta doğudaki gidişat gözler önünde biliyorsunuz, belki bu vesileyle dünya muhafazakarlaşır. Çekimlerini beğendim… En azından saç görünmüyor, ayak ve kol bilekleri kapalı. Yaptığı ürünlerde bir farklılık göremedim sanırım, tek farkı lüks tasarım algısını benimsediğinden dolayı fahiş fiyatları olacaktır. Bir abayenin yedi bin dolar olduğundan bahsediliyor. Tesettürde lüks ve ihtişam algısını değiştirmedikçe ve bizler de onlara özenip taklit etmeye devam ettikçe bu haberlerle daha çok karşılaşacağız gibi görünüyor.”
Psikolog / Aile Danışmanı Sümeyra Güngör: “Dolce & Gabbana tasarımları beni heyecanlandırmadı, çünkü bir sürü benzerleri vardı. Koleksiyondaki modeller ise zaten körfez ülkeleri hesaplarında hep gördüğümüz modeller.”
Yorumlar