Bu hikaye cilalı taş devrinden miras kaldı günümüze.
Göbeklitepe, 1995 yılında alman arkeolog Prof. Klaus Schmidt tarafından Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün desteğiyle başlayan kazılar sonucunda gün yüzüne çıkmıştır.
Göbeklitepe Dünya’nın ilk tapınak hikayesidir.
Şanlıurfa’ya yaklaşık 20 km uzaklıkta örencik köyü yakınlarındadır. Bir tepe üzerinde kurulu cilalı taş devrinden kalma, dünyanın bilinen en eski dini yapılar topluluğu şeklinde tanımlanmaktadır. Bu önemli tarihi miras, tarlasını karabasanla sürerken bulduğu taşı, müzeye götüren bir çiftçi sayesinde anlaşılabilmiştir.
Günümüze kadar yapılan kazılar sonucunda göbekli tepenin bir cilalı taş devri yerleşimi olduğu anlaşılmıştır. İncelemeler yapıldığında bu hikayenin başlangıcının mö.11 bin yıllarına uzandığı, tapınma amaçlı törensel alanlara ait mimari kalıntılardan, dikili taşlar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürlerinin olduğu tespit edilmiştir.
Yılda 2 dönem olarak yapılan kazı çalışmaları sırasında, Göbeklitepe’nin bugün yeryüzüne çıkarılmış neolitik çağın en büyük tapınak merkezi olduğu belirlenmiştir. Yani başka bir tanımla Şanlıurfa’nın neolitik çağda inanç ve hac merkezi olduğu bulunan bulgular arasındadır.
Üzerini toprakla örttüğümüz bir çağ gün yüzüne çıkmış açıkçası.
Okurken araştırırken hep acaba başka hangi ömürler saklı yer altında diye düşünmeden edemiyor insan.
Göbeklitepe Dünya’nın ilk tapınakları.
Yapılan araştırmalarda bu çağda yaşamış insanların, yabani sığır, akrep, tilki, yılan, aslan, yaban eşeği, yaban ördeği ve bitki kabartmalarının verdiği bulgulara dayanarak hayvanların evcilleştirilmedikleri sonucuna varılmıştır. Bunun yanı sıra dikili taşların üzerinde bulunan resimler ve kabartmalar o dönem içerisinde yaşamış insanların yaşam tarzları, sanatla ilişkileri hakkında bizlere yorumlayabileceğimiz bilgiler vermektedir. Bu önemli keşif, şehir hayatına geçmemiş olduğu düşünülen bir toplumun yaşamak için bir tapınak inşa ettiğinin göstergesidir. Bu gelişim sürecinde çok önemli bir belirgeçtir.
Göbeklitepe kazılarıyla ilgilenen prof. klaus schmidt; “Önce tapınak geldi, şehir sonradan geldi.” demiştir ve bu cümleleri bulgularla birleştiğinde, tarihte yeni açılımlar oluşmuştur.
Kazı çalışmalarından şimdiye kadar neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü “t” biçimli dikili taşlar, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınağına ait kalıntılar, yabani hayvan figürleri, insan heykelleri, dikili taşlar ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu bilinen 65 cm uzunluğunda bir insan heykeli bulunmuştur.
Göbeklitepe, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer almaktadır.
Her hikayenin başlangıcı ve sonu vardır. Göbeklitepe hikayesi, sonu görmüş, başka yaşayan hikayelerin varlığıyla tekrar gün yüzüne çıkmıştır.
Yaradan’a emanet olun..
Yorumlar