Bir kaç haftadır sosyal medyada muhafazakar moda sektöründe fırtınalar kopuyor. Aslında bu fırtınaya sebep olan uzun süredir çelişkiler içinde olan bir moda ikonunun davranışları. Instagramda 1.4 milyon takipçisi olan ve diğer sosyal medya platformlarında da milyonlarca takipçisi olan İngiliz-Mısırlı blogger moda dünyasında uluslararası muhafazakar tarzı ile tanınmış bir isim. Bu bloggerın bu kadar çok takipçiye sahip olmasının yanı popüler olmasının sebebi, sektöre giren ilk muhafazkar bloggerlardan bir tanesi olmasından kaynaklanıyor. Blog platformlarından önce de Facebook’ta paylaştığı zevkli kıyafet kombinleri ve ilginç fotoğraf kareleri ile tanınmaya başlamıştı.
Daha sonra You Tube’da yaptığı videoları, makyaj önerileri, farklı başörtü örtme tarzları ile takipçi kitlesini arttırmayı başarmıştı. İngiliz medyasında, ismi The Guardian gazetesindeki “30 yaşının altındaki 30 başarılı sosyal medya fenomeni” listesinde yer almıştı. En prestijli moda dergilerindeki röportajları sayesinde de adını markalaştırmış başarılı bir genç kadın olarak tanındı. Yalnız tabii ki, hepimizin şahit olduğu üzere belki bu ün ve şöhretin bedeli olarak yavaş yavaş muhafazakar tarzından taviz vermeye başladı. Türban / bone şeklinde örttüğü örtüsünden eskiden sadece alnından bir kaç tel saçı görünürken yavaş yavaş o da geriye doğru kaymaya başladı. Her saç rengini değiştirdiğinde “örtülü” bloggerın saçlarındaki değişikliği fark eder hale geldik. Siyah, sarı, kahverengi, platin sarısı, ve gümüş rengi saç değişikliklerini, önden gösterdiği saçlarının miktarı arttıkça bizler de şaşırıyorduk. Hatta artık bir kaç saç teli değil başının büyük bir kısmı açıktı.
Insta-storynin soru cevap uygulamasında da binlerce aynı tarz soru bombardımanına tutulan fenomene herkesin merakla sorduğu şuydu “Artık başını örtmüyor musun?” Bir kaç ay süre geçmiş olmasına rağmen her seferinde blogger “Bazı günler örtüyorum, bazı günler örtmüyorum, canım istediği gibi davranıyorum” diyordu. Ama geçen hafta story’sinde “Başörtülüler zehir yayan kült gibiler” paylaşımı ortalığı karıştırdı. Bu cümlelerine sinirlenen takipçileri ve diğer tanınmış muhafazakar bloggerlar protestoya başladılar. Bütün muhafazakar sosyal medya kullanıcıları İngiliz moda ikonunun hesabına yorumlar yazmaya girişti. “Neden iki yüzlülük yapıyorsun? “ Başını örtmek istemiyorsan örtme ama bize neden nefret kusuyorsun? “Kendi nefsinle yaşadığın çelişkilerin sebebi biz değiliz” diyerek kızgınlıklarını ifade ettiler. Moda ikonunun takipçilerinin bir kısmı “Bu karar seninle Rabbin arasında” derken diğerleri ise “Başını örtmen veya açman bizim için sorun değil ama neden iki yüzlüsün onu anlamıyoruz. Örtülüysen örtülü olduğunu göster, açtıysan baş açık resim paylaş, boyundan aşağı resim paylaşmakla kimseyi kandıramazsın” yorumları yaptılar. Ve hafta başından itibaren moda ikonunun gittikçe geriye doğru kaydığı başörtüsü düştü ve geri kalan saçları da ortaya çıkmış oldu.
Görünen o ki, bu konu uzun bir süre daha sosyal medyada tartışılmaya devam edilecek ve bu moda fenomeni ne açıklama yaparsa yapsın, kimseyi tatmin edemeyecek.
Acaba yapılan kişisel hataların, bir kulun işlediği günahların, teknoloji vasıtasıyla herkesin şahitliği altında gelişen bu olay, verilen tavizlerin normalleşmesine, toplum olarak kolayca kabul edilmesine sebep oluyor mu? Ayrıca “Her koyun kendi bacağından asılır” ata sözü gibi, 1.4 milyon takipçiye katılıp görmezlikten gelmek mi gerekiyor?
Yazı için çok teşekkürler. Her haliyle belliydi yakın zamanda açılacağı. Herşeyin apaçıkt ortada olmasına rağmen yinede şok etkisi yarattı. Sırf sosyal medyada değil kendi çevremdede “açılma” trendi başladı. Dina Tokio bardağı taşıran son damla gibi birşey oldu. Açıklamalarıylada zaten dahada kötü bir hal aldı.
Çok üzülüyorum. Çünkü zaten şu anda dünyada yaşanan bukadar sorunla boğuşurken birde alay konuma düşüyoruz.
Şuna inanıyorumki, şu zamanda hala “türban” değilde gerçekten saçının bir telini bile göstermeyen bayanlar çok daha savaşmak zorunda kalacak. Özellikle yurt dışındaki müslüman bayanlar.
Kendi Alman arkadaşlarım bile bana neden türban takmıyorsun, çok trend gözükür dedikleri oldu. Zaten orta yolunu bulmuş bir müslüman bayan olarak bunları duymak çok itici. Sistematik olarak yavaş yavaş orta yoldan saptırılmaya çalıştırılıyoruz çünkü artık orta yolda bulunan müslüman bayanlarada “aşırı dinci” demeye başlandı.
Amena nın şampuan reklamından çıkması gibi bir sürü yanlış “sosyal” hareketler hayatımızı zorlamaya başladı. Bize geride daha güçlü olmak ve özgür irademizi korumak kaldı. Allah sonumuzu hayır etsin
Maalesef bu durum o kadar yaygınlaşmaya başladı ki..Ben bu “yavaş yavaş açılma trendi” ni Dina ile değil Ascia ile farketmiştim.Başta boyunluk ve türban yapıp hiç bir tel saçı gözükmüyordu ilk oğluna hamileydi daha o sıralar daha sonra boynu açıldı sonra saçları göründü geriye kaydı vs şuan kahkulleri kulağı açık bişekilde turban takıyor onun dısında Dinanın ikizi, RuweydaKay,Asma Malek,Merve Yılmaz o kadar isim var ki.Tabii ki herkesin kendi hayatı tek dileğim bir fenomen ,influecer olarak başlatılan bu akımın normalleşip aklında zaten soru işaretleri olan arkadaşlarımızın cesaret bulmasıyla sonuçlanmaz.
Ben Şubat ayında Kudüs’e gittim, hiç düşünmediğim halde kapandım ve oradan o şekilde döndüm. O zamana kadar sadece başım açıktı benim, o halde bile kendimi çoğu başörtülüden daha kapalı görürdüm ama kapandıktan sonra daha da hayret eder oldum “başörtülülere”. Başını kapatıp da dirseklere kadar açılan kollar ve boyunlar gördükçe daha da rahatsız oldum. Sadece başını kapatarak “ben tamamım” diye düşünen insanlar maalesef çok fazla. Başörtüsü var ama onun için doldurulmadığını görmek çok üzücü. Kapanmak bu değil ve bu olmamalı!
Zamanında bazı zihniyetlerin “türban” söyleminden rahatsız olduğumuz gibi şimdi de “başörtüsü” kelimesinden rahatsız olmalıyız bence. Bir insanın başına sarılı bir “bez” varsa o kişi tesettürlü değildir. Bugün türkiyede de birçok blogger “nasıl kapandım, nasıl karar verdim” tarzında videolar çekip aynı zamanda da bilek haddinde kalmayıp kısalan pantolonlar, açık boyunlar, açık kollar, önden gözüken saçlarla “tesettürlü blogger” olarak sosyal medyadalar. Bahsettiğiniz blogger gibi dinimize ve Allah’ın emrine leke sürüyorlar. Bu gidişat korkutucu
Cok güzel yazmissiniz Allah ellerinize dert vermesin. Bende cok kiziyorum. Türkiye de de var böyle biri. Benim anlamadigim bunlar önce taraftar kazanmak icin mi basörtüsünü kullaniyor. Sonra ne oluyorda yavas yavas boneye dönüsüyor..:)
Değerleri yaşamamak bir tercihtir, ancak içini boşaltmak o değere ihanet etmek hatta ciddi vebal almaktır. Ama gayesi bu olan ve bu yöndeki çabalara bilmeden de ortak olanlar vardır elbet. Allah’ım nefsimizin eline bırakma duasının hikmeti belki de bu. Popüler kültür, sosyal medyanın yıkıcı bir argüman gibi kullanılması ciddi tahripler oluşturuyor, hepimiz farkındayız. Tahrip her zaman kolaydır, inşaa daha zor. Müslüman uyanık olmalı ve dayanışma içinde kalmalı, hele ki bu zamanda.
Herkes tercihinde özgür, ancak yanlış algı oluşturacak ya da körpe zihinleri etkileyecek, nifak oluşturacak hareket ve söylemlere tepkisel olmak lazım. Bu platform, bu yazı tepkidir, somut hiç bir şey yapamasak da kalben ettiğimiz dua, yakın çevre dost meclisinde paylaşıp oluşacak farkındalık da tepkidir ve çok kıymetlidir bana göre.
Ahir zaman zor zaman, gayret bizden tevfik Allah’tan inşallah.
Neden dir acaba bu süslümanlik merakı acaba sahte kapalılık yada dalga geçmeleri olabilir mi sözde başörtülü misyonerler diyebilirmiyiz. Bence amaç belli sadece İslâmî yok etme çabaları kim bilir kime hizmet ediyorlar hayır yani madem saçınızın ucunu bacaklarınızı yada vücut hatlarınızı belli edeceksiniz niye kapaniyorsunuz ama tabi hazır cevap bu kadarını yapıyorum. Ne diyelim Allah hidayet versin fakat bu kişiler tesettür ile alakası olmayan kişilerdir.
İyi de bu kadın kapalı bile değil ki muhafazakar olarak adlandırıyorsunuz.. şuan değil bu kadın Türkiye de bile birsürü bu tarz fenomen var.. muhafazar adıyla süslenip kendilerine belli bir kitle yapmışlar ve bu insanları örnek alan bir sürü genç var.. Allah’ın ayetleri ile hiçbir alakası olmayan bu giyim bir çok insanı etkisi almış durumda.. Sebep olanlar acaba Allah’a nasıl hesap verecekler?
ne kadar da profesyonelce manipule etmissiniz dinanin yazisini. bilincli olarak mi kizin yazdiklari bu kadar yanlis ceviriyle servis ediliyor? birakin insanlar nasil bir goruntuyle yasamak istiyorsa oyle yasasin. her insanin bir digerine bu konuda karisma hakki olsaydi soyleyecegimiz baska cok farkli elestiri bulabilirdik zira. birini dis gorunumuyle elestirmek yerine ahlakini ve durustlugu sorgulasrak daha yapici ve ise yarar olacaktir.