Mevsimler Gibi Değişir İnsanın İklimi de..
Duygusal Durumunuzu Nasıl İyileştirirsiniz?
Değişen halet-i ruhiyemizi idare etmek mümkün mü? Peki ya duygularımızı anlamak, duygusal durumumuzu iyileştirebilmek ne kadar bizim elimizde? Ruhsal sağlığı korumanın temeli olan duygu durumlarını iyileştirebilmeyi gelin birlikte konuşalım.
İnsanların yüz yüze geldikleri sorunlar çeşitlilik gösterir ve psikolojik olarak sağlıklı kalmayı sağlayan evrensel rehberler yoktur. Duygu durumları, değişkenlik gösteren yapılardır ve ruh sağlığı açısından önem taşır. Pek çok terapistin kendi deneyimlerinden yola çıkarak vardığı ortak nokta şudur; duygu durumu evet, değişebilir ve insan kendi duygu durumunu iyileştirebilme özelliğine sahiptir. Kendi duygu ve davranışlarınızı gözlemleyerek,kendi güdü ve yeteneklerinizi çözümleyerek ve onları pasif kılmak yerine, yaşama etkin biçimde katılma kapasitesinizi geliştirmeniz mümkün.
Önce Kendinizle Tanışın
İnsan, kendi hayatı ve kendi kişiliği ile ilgili bir farkındalık yaşadıkça, kişinin olaylar karşısındaki tutumunda da olumlu değişimler görülür. Ufak dokunuşlarla duygu durumunuzu iyileştirmeniz mümkün.
Duygularınızı Kabullenin
Şiddetli heyecanlar ve duygular kişide anksiyeteye ( kaygı ) yol açabilir. Öfke, üzüntü, korku, ideallerine ulaşamamış olmak insana rahatsızlık veren ve hoş olmayan duygulardır. İnsanlar çoğu kez, bütün bu duyguları yadsıyarak anksiyeteden kaçma eğilimi gösterir. Duyguları izole ederek, anksiyeteden uzaklaşma arzusu kötü sonuçlar doğurabilir ve kişinin, hayatın gerçeklerinden uzaklaşmasına sebep olabilir. Bütün bu duyguları bastırmaya çalıştıkça; insan, hayatın doğal bir parçası olan hüzün, öfke gibi duyguları da çarpıtamaya başlar. Hoş olmayan bu duygular birçok durumda normal tepkilerdir aslında. Dişçiye gittiğinizde korku duymak, güzel bir haber duyunca heyecanlanmak ya da sizi düş kırıklığına uğratan birine öfkelenmek gayet doğal tepkilerdir. Bu duygular doğaldır ve bu duyguları kabul etmek, inkar etmekten çok daha yararlıdır. Duygularınızı yaşamaya hakkınız olduğunu kabul edin. Duygularınızdan utanmayın. Öfke, korku, heyecan hepsi insan olmamızın getirdiği normal tepkiler, bu nedenle duygularınızı hanenize buyur edin ve onlardan kaçmak yerine onları kabullenin. Kendinizi doğrudan ifade etme kanallarınız bloke olduğunda, geriliminizi azaltacak yeni yollar bulun.
Bazen bir yürüyüş, bir dost sohbeti öfkenizi dağıtmaya çok yardımcı olur.
İncinebileceğiniz Noktaları Bilin
Size kendinizi kötü hissettiren ya da aşırı tepki göstermenize neden olan durumların farkına varmak sizi stres ve anksiyeteye karşı koruyacaktır. Bazı insanlar canınızı sıkıyor olabilir, o zaman enerjinizi yerle bir eden insanları tespit etmeli ve bu insanlarla azami ilişkiler kurmanız ruh sağlığınız açısından çok daha anlamlıdır. Bu kişilerden kaçınmayı ya da sizi rahatsız eden şeyin ne olduğunu düşünün, bu konuda kendinize sorduğunuz soruların cevapları net olmalı. Size huzur veren ve size mutsuzluk veren durumları, insanları tespit etmenizde fayda var.
Zaman
Pek çok insan, özellikle baskı altındayken anksiyete hisseder. İşleri dikkatlice planlama, planlanan işleri zamana yayma son dakikada sıkışma duygusundan kaçınmanıza yol açar ve sizi rahatlatır. Derslere ya da sınav hazırlığına, gerek olduğunu düşündüğünüz zamandan daha fazlasını ayırmak stres kaynağını ortadan kaldırır. Zamanı planlamak, duygu durumunu etkileyen önemli bir faktördür.
Yeteneklerinizi Ve İlgilerinizi Geliştirin
Genel popülasyona bakıldığında, canı sıkılan, kendini mutsuz olarak addeden insanların ilgi alanı az olan insanlar olduğu görülmüştür. Bir konuyu ne kadar bilirseniz, o konu ve dolayısıyla yaşam, o kadar çekici olur. Ayrıca ilgi alanlarınızın artması, becerilerinizin gelişmesine yol açar ve bu durum sizin kendinizi iyi hissetmenize neden olur. Depresyon, daha ziyade ödüllendirici faaliyetlerin azalmasından kaynaklanır. Kendinize ilgi alanları oluşturmak, ödül mekanizmasını devam ettirir ve benlik değerinizin yükselmesine neden olur.
Başkalarıyla Olan İlişkilerinizi Geliştirin
Soyutlanma ve yalnızlık duygusu, birçok duygusal bozukluğun özünü oluşturur. Bizler sosyal varlıklarız ve başkalarının sağladığı desteğe, rahatlığa ve rahatlamaya ihtiyacımız var. Tüm dikkatinizi kendi sorunlarınız üzerinde yoğunlaştırmak, zihni sağlıksız biçimde kendisiyle meşgul olmaya yöneltebilir. Sorunları başkalarıyla paylaşmak, genelde sorunu çok daha net bir şekilde görmenizi ve hayatta başka insanların da sorunları olabileceğini görmenizi sağlar.
Ne Zaman Yardım İsteyeceğinizi Bilin
İnsanın kendi anlamasının ve kendisine yardım etmesinin de sınırları vardır. Bütün sorunları tek başınıza çözmek, omuzlarınızdaki yükü arttıracaktır. Ayrıca sorunlara sadece kendi pencerenizden bakarsanız, zamanla objektifliğinizi yitirmeniz de mümkündür. Bu nedenle zorlandığınız, tıkandığınız noktalarda anlamalısınız ki, artık yardım alma zamanınız gelmiştir. Yardım almak konusunda istekli olmak, duygusal olgunluğun belirtisidir, zayıflığın değil. Sorunların altında ezilmiş hissedene kadar, nefes alamayacak duruma gelene kadar beklemeyin.
Mevsimler gibi değişir insanın iklimi de.. Her zaman güneşli olmayabilir gününüz ya da güneş her zaman içinizi ısıtmayabilir. Yağmurda ıslanıp, yağan karla birlikte buz tutabilirsiniz. Sonuçta tüm bunlar insani. Önemli olan, bu konuda kendimizi doğru analiz edebilmek ve ihtiyaçlarımızı doğru belirleyebilmektir. Duygu durumunuzu kontrol edebilmek akıl ve ruh sağlığınızı korumak açısından çok elzem. Ruhsal bütünlüğünüzü korumak, herkesten önce sizin kontrolünüzde. Beden kadar ruhlarımız da bize bir emanet değil mi nihayetinde… Emanete emniyet gerekir…
Selam ve dua ile…
elinize kaleminize yüreğinize sağlık hocam