Bugünün insanı bilir. Bu yüzyıl sendromların çağı aslında. Sanki geçmiş yıllarda bu sendromlar, bunalımlar yoktu da 2000’li yıllara gelince bir anda ortaya çıktı. Aslına bakarsanız artık her şeyi çok bilir, çok okur olduk. Özellikle psikolojideki gelişmeler ile, insana dair farkındalıklar oldukça arttı. Artık doğum öncesinden itibaren, zigotla başlayan hayatın her tür gelişim evresine dair bilgimiz oldukça fazla. Bu gelişim dönemleri içerisinde özellikle “ergenlik dönemi” üzerine yapılan çalışmalar dikkat çekici. Ergenlik dönemi, insan hayatında özel ve önemli bir dönem şüphesiz. Ergenlik döneminde fiziken, ruhen ve bilişsel olarak çok hızlı bir gelişim görülmektedir. Buna bağlı olarak da bazı özel düşünme biçimleri olduğunu bilmekteyiz. Omnipotent düşünme biçimi de bunlardan biri…
Ergenlik döneminin en belirgin özelliklerinden biri ergen benmerkezciliğidir. Ergenler, çoğunlukla dünyanın kendi etraflarında döndüklerine inanırlar. Piaget’ye sorarsanız bu durum tamamen zihinsel olgunlaşma ile ilgilidir. Dolayısıyla normal olarak değerlendirilir ve ergenliğin sağlıklı bir şekilde atlatılmasıyla ortadan kalkan bir özelliktir. Ergen benmerkezciliği, bu hassas dönemde, ergenlerin kendilerini çok fazla önemsediklerinin göstergesidir. Ergenler, sürekli olarak hayali bir seyirci kitlesi tarafından izlendiklerini düşünürler. Hayat bir sahne ve kendileri de o sahnenin başrol kahramanıdır. Abartılmış hikayeleri çok severler. Başlarına gelen herhangi bir olay, sadece onların başlarına gelmiş gibi davranabilirler. Melankoliktirler.
Tüm bu düşüncelerin arasında bir de omnipotent düşünme vardır. Omnipotent düşünme “benim her şeye gücüm yeter!” ilkesine dayanmaktadır. Ergenler kendilerini bir Superman gibi hissedebilirler. Gözleri karadır. Dünyayı kurtarabilecek kadar güçlü olduklarını düşünebilirler. Yaptıkları işlerde ve davranışlarda bulunan, ihtimal dahilindeki riskleri bu nedenle göremezler ve görseler dahi dikkate almazlar. Bu durum, ergenlik döneminin getirdiği olağan bir sonuçtur. Ergenler, kendi başlarına, tipik omnipotent davranışlar gösterdiklerini elbette değerlendiremezler. Ancak aileler, öğretmenler bu durumun farkına varmalı ve ergenleri hem bilgilendirmeli hem de onları kontrol edebilmelidir. Örneğin bir ergen, ehliyeti olmadığı halde, babasının arabasını kullanmak isteyebilir. Arabayı kullanırken de aşırı hızı tercih edebilir. Ve bu aşırı hızın kendisine asla zarar vermeyeceğini düşünebilir. Bu elbette ki apaçık içinde riskler barındıran bir durumdur. Ülkemizde aşırı hız nedeniyle hayatını kaybeden ergenlerin sayısı da azımsanmayacak ölçüdedir. Bu konuda ailelere de önemli sorumluluklar düşmektedir. Ergenlere, aslında bir Superman olmadıklarını, hayata dahil olan riskleri ve tehlikeleri uygun bir lisan ile anlatmak önemlidir.
Omnipotent düşünmenin en iyi örneklerinden birini Hasan Sabbah’ın fedailerinde görmek mümkündür. 14-15 yaşlarında bulunan bu fedailer, her şeyi yapmaya hazırıdır. Belli bir yaşa gelmiş, hayata dair sorumlulukları olan bir insanın gözü kara bir şekilde davranması elbette ki düşük bir olasılıktır. Ancak ergenler böyle değildir. Onların kurdukları denklemde risklere, tehlikelere yer yoktur. Çünkü onlar kendilerine hiçbir şey olmayacağına dair, içlerinde büyük bir inanç beslemektedirler.
Ergenlik dönemi ile ilgili yazacaklarımız bir kitabın sayfalarını aşabilecek düzeydedir. Omnipotent düşünme ise ergenlik dönemine dair cımbızla çekilmiş spesifik bir konudur. Ancak konu ile ilgili kazanılacak farkındalıklar, bazı istenmeyen olayların önlenmesinde bilinç kazanmayı da beraberinde getirecektir. Bir anda aşırı kilo alan, bilişsel anlamda karmaşık ve soyut düşünme kazanan, duygusal olarak alabora olmuş bu gençler için dönem elbette ki zor ve meşakkatlidir. Dönemi anlamak, hem ailelerin hem de ergenlerin hayatını kolaylaştıracaktır.
“Benim her şeye gücüm yeter!” mantığını kapsayan omnipotent düşünme, insanın aslolan acziyetine ne kadar ters düşse de, bu durumu ergenlere anlatmak o kadar kolay olmayabilir. Sabır ve dikkatle, bir elimiz her zaman onların üzerinde olmalıdır. Velev ki, bu güçlü düşünce onları hayat içinde yanıltmasın ve onları korumamıza engel olmasın.
Selam ve dua ile
[…] Ergenlik döneminde kimlik bunalımını sağlıklı atlatamamak; hatta kimlik bunalımı hiç yaşamamak kişinin kimlik edinme sürecini yokuşa sürmektedir. Kişi, kendini bulamadığı için, yetişkinlik ve hatta yaşlılık dönemlerinde dahi “bitmeyen ergenlikler” yaşayabilmekte ve bir kimliğe bağlanmaktansa birden fazla kimliğe zaman için geçiş yapabilmektedir. […]