Sosyolog Ayşegül Aldemir, geçtiğimiz günlerde 1.Bölümü‘nü anlattığı, ergenlik döneminde oluşabilecek kimlik sorunlarının ayrıntılarına değinmeye devam ediyor.
Ergenlik dönemi kimlik edinme sürecini anlattığım yazının hemen akabinde konuşmamız gereken bir diğer önemli konu da, kimlik edinme sürecinde oluşabilecek sorunlardır. Bu sorunların şekli, içeriği, yapısı birbirinden farklılık göstermektedir. Gelin, ergenlik döneminde oluşabilecek kimlik sorunlarına birlikte bakalım.
Kimlik statüsü, ergenin hayatla ilgili duruşudur ve ergenin, kendine has bir kimlik statüsü belirlemesi başlı başına bir mesaidir aslında. Kimlik statüsünü belirlemek için de, ergenin kendisiyle ilgili bir araştırmaya girmesi oldukça belirleyicidir. Bu arayış sonrasında, ergenlerin yerleştiği dört temel kimlik statüsü bulunmaktadır. Gelişim psikologu Marcia tarafından ortaya konulan bu kimlik tipolojisine göre;
1. Ergenlik döneminde kimlik arayışına giren, kendini bulan kimliğiyle ilgili kesin bir karar noktasına varan ve tutarlı bir kimlik duygusu oluşturmuş “başarılı kimlikler”
2. Kendisiyle ilgili bir arayışı olmasına rağmen henüz bir karar noktasına ulaşamamış olan “moratoryum (ertelenmiş) kimlikler”
3. Kendini arama sürecine hiç girmeyen, tamamen başkalarının yaşamını, ahlakını sorgulamaksızın kabul eden “ipotekli kimlikler”
4. Son olarak da, kendini hiçbir şekilde arama sürecine girmeyen, bu konuda hiçbir çaba harcamayan, rüzgar nerden eserse oraya yönelen “dağınık kimlikler” bulunmaktadır.
Marcia’nın bakış açısından değerlendirdiğimizde, ergenlikte dört temel kimlik statüsü ve üç temel kimlik sorunu bulunmaktadır.
Kimlik Tipleri ve Kimlik Sorunları
Başarılı Kimlik Statüsü
Yapılan çalışmalar da, başarılı kimliğe sahip olan insanların, diğer insanlara göre, psikolojik olarak çok daha sağlıklı bireyler olduğu ortaya konulmaktadır. Ergenlikte başarılı kimlik statüsünü kazanan bireylerin başarı güdülenmesi, ahlaki akılyürütme, akran ilişkileri, düşüncelerini yansıtma ve mesleki olgunluk konularında çok daha iyi bir skor ortaya koyması elbette ki tesadüf değildir. Başarılı kimlik statüsü elbette ki bir kimlik sorunu değildir. Marcia’nın üstkimlik olarak nitelendirdiği, olması gereken, ideal ve olumlu kimlik statüsüdür.
Moratoryum Kimlik Statüsü
Bu kimlik statüleri içinde, en yüksek kaygı, moratoryum kimliğine sahip olan insanlarda görülmektedir. Ancak belli bir karar noktasına vardığında, moratoryum kimlikler de rahatlamaktadırlar. Bu açıdan moratoryum olmak, sadece karar aşamasının ertelenmesidir ve bu nedenle moratoryum kimlikler de olumlu ve üstkimlikler olarak nitelendirilmektedir. Bir kimlik sorunu değildir.
İptekli Kimlik Statüsü
Bazı genç insanlar, sağlıklı bir kimlik duygusu oluşumuna öncelik veren “kendini arama” sürecini es geçmektedirler. Kendisine uygun alternatifleri belirlemek, bu alternatifler arasında seçim yapmak yerine onlar kendileri için önceden belirlenmiş, kendilerine uygun ya da değil, bir kimliğe bağlanma davranışı gösterirler. Tipik bir şekilde, ipotekli kimlik statüsünde belirlenen roller anne ve babanın etkisindedir. Örneğin; pilot olmak isteyen bir insanın ailesinin zorlamasıyla öğretmen olması gibi. Toplumda en önyargılı, ahlaki anlamda en düşük kategoride ise ipotekli kimlikler bulunmaktadır. İpotekli kimlik statüsü Marcia’ya göre toplumsal ve ahlaki açıdan en tehlikeli olanlardır. İpotekli kimlikler toplumsal onaya çok fazla ihtiyaç duymaktadırlar ve anne-baba bağımlılığı yaşayanlar genelde ipotekli kimliklerdir. İpotekli kimlik statüsü, ergenlikte görülen en yaygın kimlik sorunlarından biridir. Ve genel olarak, çocuğunun seçimlerini önemsemeyen, obsesif ve katı anne babaların çocuklarında daha sık görülmektedir.
Dağınık Kimlik Statüsü
Dağınık kimliklerde ise, yüksek düzeyde birey-toplum uyumsuzluğu görülmektedir. Kimlik karışıklığı olarak da tanımlanabilir. Bu kişiler tutarsız, ayrık ve tamamlanmamış bir benlik duygusuna sahiptirler. Dağınık kimlik statüsü aynı zamanda kişisel bir psikopatolojidir. Elbette ki dağınık kimlik de, ergenlik döneminde görülen bir başka kimlik sorunudur.
Ters Kimlik Statüsü
Bazen ergenler aileleri ve toplum tarafından, istenmeyen kimlikleri seçiyor gibi görünmektedir. Ters kimlik statüsünde birey, ailesiyle ve toplumla taban tabana zıt davranışlar sergiler. Örneğin; akademisyen bir ailenin üniversiteye gitmeyi reddeden oğlu, dindar bir babanın alkol kullanan çocuğu ya da babası hukukçu olan bir insanın suça meyilli davranışlar ortaya koyması, ters kimlik özelliğinden kaynaklanmaktadır. Burada elbette ki ortaya çıkan durum sadece çocuktan değil, anne-baba tutumlarından da kaynaklanmaktadır. Şöyle düşünün ki, başarılı bir anne-babanın çocukları başarılı ve iyi öğrencilerdir. Ancak çok talepkar, çocuğun yaptıklarıyla yetinmeyen ailelerin çocukları ters kimlik statüsüne daha çok eğilim göstermektedirler. Ters kimlik de, bir kimlik sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ergenlikte oluşan bu kimlik sorunları çözebilmek için;
– Öncelikle anne ve baba çocuktan çok fazla talepte bulunan, mükemmeliyetçi tavrından vazgeçmelidir.
– Çocukta olumlu benlik algısı oluşturulmalıdır.
– Çocuğun kendini ve çevresini sorgulaması yadırganmamalıdır. Bu normal bir gelişim sürecidir. Sadece çocuğun girdiği ortamlar, arkadaş çevresi, ders notları sıkı bir şekilde takip edilmelidir. Sonuçta her insan zaman içerisinde kendisine uygun olan mesleği, arkadaşları belirleyebilme potansiyeline sahiptir. Burada önemli olan hassas nokta “takip”tir.
– Ergenlerin mümkün mertebe sosyalleşmesi sağlanmalı. Ergen, kendisinden büyük ya da küçük kişilerle bir araya gelerek, farklı kimlikleri görebilmeli ve bunlar üzerine düşünmeye sevk edilmelidir.
– Çocukların okul notları tek kriter olmasa da fikir vermesi açısından kontrol edilmelidir. Çocuğun akademik başarısındaki düşme ergenlik döneminde önemli semptomlardan biridir. Çocuğun kimlik edinme sürecini ve gelişimini etkileyebilmektedir.
Kimlik, zaman içerisinde şekillenen bir kişilik yapısıdır. Kimlik kazanmanın mekanizması, bileşenleri elbette ki çok net değildir. Fakat, bildiğimiz bir şey var ki, ergenlikte kimlik sorunları yaşamamak ya da en azından yaşanan sorunları hasarsız bir şekilde atlatabilmek için anne-baba-çocuk üçgeninde, işbirliği yapmak elzemdir.
Her şey çocuklar için…
Selam ve dua ile…
Yorumlar