Bir erkek ev merkezli ise eşi kendisini mutlu ediyor demektir. Bir erkeğin gerçek yeri evidir. Eğer ki ‘bir kadının yeri evidir’ söylemini çok duyduysanız bu size ilginç gelebilir fakat bir erkekte en az kadın kadar bir eve gereksinim duyar. Dışarıda herkes onun patronu olabilir fakat evin içinde sert bir tavır içine girmeden de otorite kurabilir, hak ettiği saygıyı bulabilir. O yüzden diyebiliriz ki her sağlıklı erkeğin bir yuvaya ihtiyacı vardır.
Eşiniz ona ihtiyaç duyduğunuzu, saygı gördüğünü hissetmek ister. Başkaları ile ilgilenmektense kendisini tatmin etmeye odaklandığınızda eşinizde ev merkezli bir hayatı tercih eder. Orayı güçlendirmek için her şeyi yapar çünkü orası onun en önemli dünyasıdır. Akşam yemeğinde evde olabilmek için iş yerindeki saygınlığından ödün vermeyi çok önemsemez. İşindeki yoğunluğuna rağmen çocukları ile etkinliklere katılır. Evdeki onarım tamirleri yapmaksa hiç zor gelmez çünkü sağlıklı bir ev ve evlilik onun içinde en az sizin için olduğu kadar önemlidir.
Eşiniz ev merkezli değil mi ? Onu suçlamaktan önce kendinize şu soruları sorun;
- 1- Evi, içinde bulunması heyecan verici bir yer haline getiriyor musunuz?
- 2- Eşiniz kendini evde; ihtiyaç duyulan, saygı gösterilen ve sizin ihtiyaçlarınızı giderdiğini biri olarak kendini görüyor mu?
Eğer değilse harekete geçin;
- 1- Eşinize onun en sevdiğiniz yanlarını söyleyin. Çocuklarını varsa bunu onların duyacağı şekilde yapın.
- 2- Haftanın bir gecesini sadece ikinize ayırın. Bunu takviminize yazın, programınıza alın ve ne olursa olsun değiştirmeyin.
- 3- Evrak dosyasına yada e-postasına onun hayatınızda ne kadar önemli olduğunu vurgulayan notlar bırakın.
Bunlar yeterli değil ise eşiniz daha büyük ihtiyaç içindeyse ne yapmalısınız?
- 1- Hayatınızı Çok Doldurmayın
Yoğun iş programınız varsa yada çok sosyal bir insansanız, sisteminizi bir çok şey ile birden ilgilenmek üzerine kurulmuşsa unutmamanız gereken hayatınızdaki kişinin de sizinle zaman geçirmeye ihtiyacı var.
Mesela programınız bir kız arkadaşınızla birlikte olmak için değiştiriyorsanız aynı şeyi eşiniz için de yapmanız çok hoşuna gidebilir. Hatta eşinize programını gösterip ‘Hayatım programım dolu fakat seninle vakit geçirmek ve ulaşılabilir olmak istiyorum, nereyi değiştirmemi istersin?’sorusunu sorun. Şimdi burayı okurken birçoğunu neden böyle bir şey yapalım. Neden kendimi uygun ve ulaşılabilir kılayım ki diyorsunuzdur.
O zaman size derim ki çevrenize bakın, ne görüyorsunuz? Şu anda mahallenizde ya da yakınlarınızdan kaç kişi boşanıyor? Mesele sizde bitiyor. Ortalama evliliğin 5-6 yıl sürdüğünü hatırlatmak isterim. O zaman sizi o ayrılanlardan farklı kılacak ne?
Karşılıklı paylaşım düşüncesini kavramış bir eşe sahipseniz onu ön hayatınızda öncelikli sıraya koymak hiç zor olmaz. Ardında kadın olmayı seçin, çünkü eşiniz sizin davranışlarınızı dikkatle izler ve inanın eşinizi ön plana almanız, evdeki diğer işlerden daha önemlidir.
Hayatınız eğer ki eşinizi ihmal edecek kadar dolu ise ya da onu önemsemiyorsanız kendi yüreğinizin ve evliliğinizin koruyucusu olmanız gerek. Hayatınızda eşinize hak ettiği zamanı verin sizde özlemini çektiğiniz eşe kavuşun.
- 2- Eşinize Çocuklarınızdan Fazla Öncelik Tanıyın
Hayatınız bekar olduğunuz zamanki gibi değil. Eşinizin kendinizden sonra birinci önceliğiniz olduğunu kabul ettiniz. Bir de çocuklarınız varsa sorumluluk daha da arttı demektir. Eşinizin daha evine bağlı, çocuklarını ve sizi daha fazla önemsemesi için bilmeniz gereken kaç çocuğunuz olursa olsun eşinizin önem sırasını değiştirmemektir.
Bir çok kadının yaptığı en büyük hata, anne olduktan sonra eş olduklarını unutmalıdır. Kendini çocuklarına adayıp eşini unuttuğunda, ister istemez kendini önemsiz hisseden eşde evden uzaklaşmaktadır. Onu önemsediğinizi özellikle de çocuklarınızın yanında gösterin.
Örneğin eşiniz dışarıda ve size telefon etti, sadece 5 dakikası var ve belli sizinle konuşmaya ihtiyacı var. Bu kısa konuşmanız çocuklarınız tarafından en az beş kere kesiliyor. Sonunda bundan usanıyor ve sizinle paylaşması gereken şeyi paylaşamadan görüşürüz deyip teli kapatıyor. Çocuklarınızın eşinizle olan zamanınızı kesintiye uğratmasına izin verdiğiniz zaman, ona başkalarının ihtiyaçlarının onunkinden daha önemli olduğu mesajı verirsiniz. Sizden beklediği ‘Çocuklar şimdi olmaz, babanızla konuşuyorum’ demenizdir. Bu söylediğinizle önemsediğiniz kanıtlanır ve çocuklara karşı tavrınızda aynı noktada buluşursunuz. Bu aynı zamanda eşinizin ‘oğlan çocuğu’ kalbine de seslenir. ‘Ben sadece bir dert ya da gün içinde arada sırada kontrol edilmesi gereken bir şey değilim. Bana ben olduğum için değer veriyor.’ mesajını iletir. Ve böyle bir erkek hem size hem de çocuklarına çok daha içten ve samimi bağlanır.
- 3- Önce Rahatlamasına İzin Verin, Sonra Yardım İsteyin
Bir kadın çalışıyorsa ve küçük çocuklara da sahipse sadece eve maddi katkı da bulunmakla kalmaz. Bunun yanında bir milyonlarca şeyle de ilgilenir. Ve tabi eşi kapıdan girince rahatlamak isteyip işleri paylaşmak, bazı işleri ona devretmek düşüncesi de normaldir.
Fakat çoğu erkek, işin yarattığı baskıyı üzerinden atmak için zamana ihtiyaç duyar ve böyle talebi çok iyi karşılamaz. İlk önce günü yorgunluğunu üstünden atmak ister. Hatta sizden de bu durumunu fark edip çocuklara da ‘Babanızla oynamak istediğinizi biliyorum ama onun önce biraz gevşemeye ihtiyacı var.’ demenizi bekler. Bunu başarabilir, onu bu şekilde onurladırırsanız ve bir şeylerin parçası olduğunu gösterebilirseniz yapabileceklerine siz bile inanamazsınız. Erkekler kadınlar gibi değiller, önce kendine gelmesi için zaman tanıyın sonra yardım isteyin.
Yaşam ve İlişki Koçluğu Hizmetleri üzerine ayrıntılı bilgi almak için www.interaktifdanismanlik.com ‘u ziyaret edebilirsiniz.
Tavsiyeleriniz icin teşşekkurler sevinc hanIm