Tartışmalar sırasında hepimizin derdi, haklı olmaktan ziyade anlaşılabilmektir. Anlaşıldığımızı hissettiğimizde sakinleşiriz. Tartışma anında strese sürüklenmekse normaldir. Böyle bir durumda mümkün olduğu kadar, kırıcı olmamaya özen göstermeliyiz ve olaydan uzaklaşıp, eşimizin kişiliğine saldırmaktan kaçınmalıyız. Kırılan duyguları tamir etmek zordur. Stresli bir anda; ya stres yaşanan ortamdan uzaklaşmalı ya da stresimizi yatıştıracak çözümleri biliyorsak bunu yapmalıyız.

Stres Anında Nasıl Algılarız?

Yoğun stres anlarında bilinç altının algılayışı karşınızdaki herkes sizi yok etmeye çalışıyor şeklindedir. Böyle durumlarda ise kendimizi savunmaya geçtiğimizden, karşı tarafı kırmak dökmek kaçınılmaz bir şeydir.
Stresin en çok yaşandığı durumlardan biri, ‘boğulma’ sırasındadır. Boğulma anında gerçek bir stres vardır bir ölüm tehlikesi vardır. Eşiniz, anne babanız ya da en sevdiğiniz arkadaşınız sizi kurtarmak için yanınıza gelmiştir. Siz o can havliyle onun tepesine basar nefes almaya çalışırsınız. Elbette bu davranış normal bir insanın yapacağı bir şey değildir. Sizi kurtarmaya gelen çok sevdiğiniz birini ölüme mahkum ediyorsunuz fakat farkında bile değilsiniz. O anda kontrol tamamen bilinç altında yaşamaya ve kendini güveni ortamına çekmeye programlanmıştır. Hayatta kalmaya çalışıyordur.

İşte herhangi bir yoğun stres altındayken kişilerin içinde bulunduğu hal boğulma anındaki stresle aynıdır. Bilinç altı gerçekle hayal arasındaki farkı bilmiyor. Anlaşılmadığımızı hissedince strese giriyoruz ve strese karşı üç tepki veririz.

• 1- Durur savaşırız: Savaşmanın yansımalarını ilişkilerde biliyoruz. Ne kadar şiddetli kavgalar oluşturabileceğimizi bir çoğumuz yakından deneyimlemiştir.
• 2- Kaçarız: Kaçmak ise biz kadınları belki de en deli eden şeydir. Hani eşinizin sustuğu anlar varsa ya da kapıyı çarpıp çıkıyorsa bu kaçma refleksidir. Kaçma refleksine erkekler kadınlardan daha sık başvuruyor. Tartışmalarda kadınlar kendini ifade etmek isterken erkekler ya susuyor ya da kaçıyor.
• 3- Donar kalırız: Çok azımız ise donup kalıyoruz. Nasıl bir tepki vereceğimizi bilemiyoruz. Tabi donup kalmalarda; birike birike her türlü fizyolojik ve psikolojik hastalığa neden olabiliyor.

Kısacası ilişkilerde çatışmalar vardır fakat bunu kişileştirmeden, kişinin davranışlarına yönelik eleştiri yapabiliriz fakat kendine değil. “Sen zaten beceriksizsin/ anlamıyorsun/ bir işe yaramazsın…” gibi eleştirilerden kaçmalıyız unutmayın sonuç da karşınızda ki kişi sizin yol ve hayat arkadaşınız.

Eşinizle Tartışmanızda Anda Olduğunuzu Hatırlayın

Bir söz vardır çok sevdiğim; ”Sevdiklerinize iyi davranın, onları en son ne zaman göreceğinizi bilemezsiniz.” Gerçekten de hayat böyledir başımıza bir an sonrasında ne geleceğini, sabah işe gönderdiğimiz eşimizin akşam evine gelebileceği noktasında hiç birimizin garantisi yoktur. Bu tür sözle stresli anlarınızda anın içine girmenize yardımcı olur. Çabuk bizi toparlıyor, kendimize getiriyor ve anın içine geri getiriyor. Anın içine gelmeyi, anın içine girmeyi başaran biri asla stresli değildir. Çünkü anda bir tehdit yoktur. Anda stresle karşılaşmamız için gerçek bir ölüm tehlikesiyle karşılaşmamız lazım. Böyle bir durum yok, eşimle sadece bir konuda konuşuyorum tartışıyorum o kadar. Stresten arındığınız andan itibaren sağlıklı bir iletişim kurma şansınız artar.

Eşinizin İki Yaşında Çocuk Olduğunu Hayal Edin

Karşınızdaki kişinin iki yaşında bir çocuk olduğunu hayal edin ve bir şey söylüyorsunuz, ifade etmeye çalışıyorsunuz sizi anlamıyor. İki yaşındaki bir çocuğa anlamadığı sizi diye kızar mısınız? Ona saldırganca davranır mısınız? Kızmazsınız ya da saldıramazsınız değil mi? Stres altındaki eşinizden bir farkı yok aslında… O da derdini anlatamadığı için tepkiler veriyor, sizin eşiniz de anlaşılamadığı, derdini anlatamadığı için tepkiler veriyor. Aslında sorun derdimizin karşı tarafın anlamadığını düşünmemizdir. O zaman yapacağımız tek şey anlamaya ya da anlatmaya odaklanmaktır.

Tartışma Anında Eşinizi Stresten Nasıl Çıkarabilirsiniz?

Kim stresten önce çıkabildiyse, kendini önce toparlayan eşini de stresten çıkarma yollarını bulmalıdır. Aksi takdirde sağlıklı bir iletişim kurma şansınız yoktur. Öncelikle iki tarafında stresten çıkması hedef olmalıdır. Süreci yöneten ise stresten önce çıkandır. Kafasına koyduğu sonuç şu; karşı tarafın da stresten çıkmasıdır. ”Stresten çık artık!” diyerek bunu yapamayacağınıza göre, yapacağınız şey çok basit. Mizah anlayışınızı da kullanarak eşinizin dikkatini başka yönlere çekmektir. En çabuk stresten çıkaran yöntem de gülmesinin bir yolunu bulmaktır.
Çok uzun zamanlarda birbirine kızgın çiftler vardır belki, ama dönüp yaşamınıza baktığınızda bedeli oldukça ağırdır. İki tarafında yaşam enerjisi düşer. Küs ve kızgın kaldıkları süre hayatlarında ziyan olduğu bir zaman dilimidir. Adeta ‘kaybet kaybet’ oyunudur yaşadıkları… Karşımızdakini cezalandırdığımızı düşünürüz fakat aslında önce kendimizi cezalandırıyoruzdur.

Oysa anlaşıldığımızı hissettiğimizde ya da anladığımızı hissettirdiğimizde ortada bir sorun kalmayacaktır. Bununda tek yolu vardır önce stresten uzaklaşıp sağlıklı diyalog kurabilmektir.

Online Yaşam ve İlişki Koçluğu Hizmetleri üzerine ayrıntılı bilgi almak için www.interaktifdanismanlik.com ‘u ziyaret edebilirsiniz.