Evlilik birliğine adım atan bireyler kanunen uyulması gereken yasal düzenlemeleri de kabul etmiş sayılmaktadır. Evlilik birliği içinde doğan her gerçek kişi babanın soyadını alır ve kütük olarak da babanın kütüğünde hayatını devam ettirir. Bu düzen kız çocukları için evlilik birliği ile bazı değişikliklere uğrar.
Evlenen bir kadın, evlilik birliğinin gerçekleştirmek için yaptığı yasal başvuruda eşinin soyadıyla birlikte kendi soyadını da kullanmak istediğini bildirebilir. Bu bildirim işlemler yapılırken gerçekleşirse herhangi bir mahkeme kararı almaya gerek yoktur. Şayet kadın bir talepte bulunmazsa, kendi soyadını değil artık eşinin soyadını kullanmaya başlayacaktır. Kütük olarak da erkeğin kütüğüne nakil yapılmaktadır.
Evlendikten sonra eşin soyadını almak bir zorunluluktur. Bu durumu eşitlik ilkesine aykırı bulanlar da vardır. Bu konuyla ilgili yapılan AHİM başvurusunda, kadının kızlık soyadını tek başına kullanabileceği hususunda bir karar çıktı. Eşinin soyadını almak istemeyen kadınlar bireysel başvuru yaparak talep edebilirler. Yargıtay’ın bu konuda ki görüşü ise; eşin soyadını almak bir gelenek hukukudur. Ben de bu konuda Yargıtay ile aynı görüşteyim. Çünkü soyadıyla ilgili bir talep çocukların soyadında bir çelişki yaratacaktır. Çocuk annenin soyadını mı alacak yoksa babanın soyadını mı? Bu tercih eşlere mi bırakılacak? Peki, böyle bir durumda Aile birliği müessesesi çatırdamayacak mı? Neseple ilgili karışıklıklar çıkmayacak mı? Bu durumda çocuk evlilik dışı çocuk muamelesi mi görecek? Bu sorulara çözüm bulunmadan, iyice düşünmeden fevri olarak ideolojik bir saplantıyla, idealistlikle sadece kendi soyadını kullanmak istemenin uygun olmayacağı inancındayım. Tabi ki bu bir tercihtir.
Boşanma durumunda çocukların soyadı nasıl devam edecek sorusunun cevabına gelirsek, boşanma gerçekleştirildiğinde velayeti mahkeme anneye vermiş olsa da çocuklar kütükte kimin hanesinde kayıtlıysa onun soyadını kullanır. Evlilik birliği sona ererken çocuklar babanın soyadını kullanmaya devam ederler. Bu durum hiçbir şekilde çocukları etkilemez. Kadın boşanma ile kızlık soyadını kullanmaya başlar. Eşinin soyadını kullanamaz. Bu konuyla ilgili istisnai durum vardır. Eşinin rızası olursa kadın eşinin soyadını kullanmaya devam eder. Eğer kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati varsa ve bu kullanımın kocasına bir zarar vermeyeceğini kanıtlarsa, kadının talebi üzerine Aile Mahkemesi Hâkimi tarafından kocasını soyadını taşımasına izin verilir. Böyle bir durumda eşin rızası aranmaz.
Güzel bir noktaya değinmişsiniz. Neseb karmaşası. Sözde “özgürlükçü” ve mahremiyet, aile, namus gibi konularda oldukça “geniş” olan malum zihniyetlerin muhalefet olmak adına her gün yeni bir şey ürettiklerini biliyoruz. Bu da o ideolojinin bir parçası. Tıpkı “bayan” değil “kadın” demek gibi. Allah başka dert vermesin diyorum ben de. Her şey bitti bayan yerine kadın kullanılması kaldı. Aman ne büyük olay.
Sonunda bir yorumum yayınlanmış, teşekkür ederim Yasemin Hanım. Sitedeki bazı arkadaşlar kendini eleştirdiğim vakit yorumumu yayınlamıyorlar. Hiçbir şekilde küfür etmedim, ahlaksızlık yapmadım. Kanıtım da var elimde. Tesettürle ilgili bilgilendirici şeyler söyledim, modaya ve tesettür yanlışlarına yönelik eleştirilerimi dile getirdim bir Müslüman olarak. Ona bile engel olundu her seferinde. Ve bunu yapanlar kendilerini tesettürlü sınıfına sokanlar. Ama ucu kendinlerine dokununca gerçekleri gizleme yoluna gidiliyor.
Bakın size olumsuz bir eleştiri getirmedim mesela, gerek duymadım çünkü. Bazılarına gerekiyor ki eleştiriyoruz. Hiç mi hakkımız yok doğru gördüğümüzü söylemeye? Niye “Sizde Fikirlerinizi Paylaşın” yazıyor orada, ben bu işten bir şey anlamadım. Lütfen sizden ricam şikayetimi iletin ve bu mesajımı yayınlayın. Bir hukukçu olarak düşüncelere saygılı olup bu mesaja engel olmayacağınıza inanıyorum. Allah’a emanet olun.