Bir önceki yazımda evliliklerde normal olan sorunlardan bahsetmeye başlamıştım. “Can sıkıntısı, bunalım hali, güvenin sarsılması ve ihanet” başlıkları altında konuya bir giriş yaptım. Evliliklerdeki diğer normal sorunları ise bu yazımda ele alacağım.

4- Çatışmalar

Çatışma evliliğin bir parçasıdır. Fakat bir çok çift şiddetli görüş ayrılığının evliliklerinin sorunlu olduğunu gösterdiğini düşünür. Hiç kimse sorunlu bir evliliği olsun elbette istemez. Sorunlu bir evliliğini olmadığına önce kendine, sonrada herkese inandırmak için ise; eşiyle aynı fikirde olmasa da, aynı fikirde gibi davranır. Aslında yapılan sadece konuşulmayan, gerginliğin halı altına süpürülmesidir. Gün geçtikçe ve yaşanan gerginlikler, yok sayılıp halı altına süpürülmeye devam ettikçe; halıdaki tümsekler çiftlerin birbirine doğru yürümesini engeller.
Farklılıklarınızla yüzleştiğiniz de ise, halıda dikkatlice yürümek gerekir. Düşündüğünüz, hissettiğiniz her şeyi ağzımızdan çıktığı gibi söylemek ilişkiyi daha da çıkmaza sokabilir. Eşinizle aranızdaki çatışmayı sağlıklı bir şekilde yönetebilmek için; eşinizin sizin hakkınızda söyleyeceği rahatsız edici şeyleri dinleyebilme, çatışmada kendi rolünüz nedir bunu anlamaya çalışma, eşinizin duyabileceği şekilde konuşma gerektirir. Ve bu duruş bir hayli cesaret, sabır, öz bilinç, alıştırma gerektirir. İyi olansa bu davranış öğrenilebilir. Yeter ki çözüm isteyin…

5- Aradaki Köprüleri Yıkmak

Kafamızda eşimiz adına çizdiğimiz ideal bir versiyon vardır. Bu versiyonu kaybettiğimizde yada bazı şartlar değiştiğinde bir çoğumuz ilişkimizin de bittiğini düşünürüz. Oysa insanlar değişir fakat bu sevdiğimiz kişiyi ya da ilişkimizi kaybettiğimiz anlamına gelmez. Beyinlerimizle kalplerimiz arasında görünmez kablolar vardır. Dokunmak, sarılmak ve sevgi dolu bir ilişkinin parçası olmak, değişimler yaşansa da bizim uzun sağlıklı ve mutlu hayatlar sürmemize yardımcı olur. O halde köprüleri yıkmadan öfke ve çatışmalarını nasıl yöneteceğiz? Yaşamı ve ilişkimizi zenginleştiren bağlantıyı nasıl koruyacağız?

Genelde yaptığımız hata şu oluyor; eşimizi eleştirmek ya da protesto etme eylemine girmek. ”Eğer beni benim istediğim gibi sevmezsen, seni görmezden gelerek yada eleştirerek cezalandırırım, buda seni bana yeniden aşık eder”. Üzgünüm fakat bu tavır sadece eşinizin sizden uzaklaşmasına ve tekrar onu size getirecek köprüleri yıkmanıza sebep olur.

Aşk bir duygudur; gelir gider fakat sürekli eleştirme, iğneleme, suçlama aranızdaki temel bağlantıyı zedeler ve ayrılmaya sebep olur. Aşk bir banka hesabı gibi düşünün, yatırılan hesap ise; birbirinizi dinlemek, desteklemek, dokunmak, özür dilemek, takdir etmek, sürpriz yapmak gibi değerlerdir. Bu davranışları ilişkiniz eksiye düştüğünde korumaya alacak kadar tekrarlamalı, güçlendirmelisiniz. Kızmış, incinmiş, çileden çıkmış olabilirsiniz fakat bu bağlantıyı kesmeye sebep olmamalıdır. Eşinizin esas meziyetlerinin de hakkını vermeyi bilin. Yapmak istediğiniz son şey olduğunu düşünseniz de aranızdaki köprüyü açık tutun ki, ilişkiniz en zor zamanlarda bile ilerleyecek bir yol bulabilsin.

6- Öfke Birikimi

Aşkın ilk sancıları içinde, ruh eşimize rastlamış olduğumuza karar verirken mutluluğumuzu destekleyen en ufak bir işarete bile atlarız. fakat ilişki ilerleyip araya biriken öfkeler kırgınlıklar kızgınlıklar yerleştiğinde, eşimizin söylediği ya da yaptığı her şeyi bambaşka bir şekilde yorumlarız. ”Beni hiç tanımamış”, ”Beni hiç anlamıyor” ya da ‘‘Benim için doğru kişi değil” diye düşünebiliriz.

Oysaki ilişkiler o biriktirdiğimiz öfkenin sarsıcılığı ile yıkıcı bir şekilde yara alsa da, tıpkı fırtınadan, depremden sonra yerle bir olan şehirler gibi tekrar restore edebiliriz. Hayatlarımızda ve ilişkimizdeki her şeyi yerli yerine yerleştirebiliriz. Yeter ki evliliğinizin üstünden geçen fırtınalarda haklı olmaktansa mutlu olmayı tercih edin ve birbirinize sıkı sıkı sarılın.

7- Kötü Ruh Halleri

Ruh halimiz bir gün heyecanlı ve yerinde duramazken bir başka gün modunu düşürüp bambaşka bir hal alabilir. Her şey gönlümüzce giderken, sevecen davranmak kolaydır. Eşimize verdiğimiz sözleri hemen yerine getiririz. Kırgınlıkların, anlık öfkelerin durulmasına izin vermek ve telafi etmek kolaydır. Fakat modumuz düşükse, hayatımız yolunda gitmediğini düşünüyorsak, kötü bir ruh hali içindeysek, bunların hiç biri kolay değildir. Önemli olan ise; bu asık suratlılığımızın nasıl üstesinden geleceğimizdir.

Şöyle düşünün iş yerinde kötü bir ruh halinde olsanız da gelen müşteriyi yineden memnun etmeye çalışmaz mısınız ya da patronunuza iş arkadaşlarınıza böyle bir ruh halinde nasıl davranırdınız? Şimdi de eşime böyle durumlarda nasıl davranıyorum? diye sorun. Benim tahminime göre bir çoğumuz; iş yerinde kötü ruh haline yenilmemek için kendimizi zorlarken, evde ise çok da çaba göstermiyoruz.

İlişkisinde kötü ruh haline teslim olan bir kişi; sözünü tutamayabilir, olması gereken yerde olamayabilir, ani sert tepkilerle eşini üzebilir, hatta ona kötü davranabilir. Eğer ilişkinizde güven ve sağlık oluşturmak istiyorsanız; sözlerinize ve davranışlarınıza moraliniz bozuk olsa bile, dikkat etmektir.

Bir önceki yazı için; Evliliklerde 7 Normal Sorun ve Çözümleri (1)

Online Yaşam ve İlişki Koçluğu Hizmetleri üzerine ayrıntılı bilgi almak için www.interaktifdanismanlik.com ‘u ziyaret edebilirsiniz.